Duyup da, okuyup da delirmemek elde değil. Kopkoyu tenine sapsarı saçlarıyla bir nevi genç Kibariye olarak görüyorum Demet Akalın'ı; ki bence Kibariye sevimli bir kadındır. Demet Akalın hem sevimsiz, hem kıro (evet evet doğru kelime bu!) hem de kendi beyanatlarıyla çok aşikar şekilde Bush'la kafa kafaya giden IQsunu konuşturmayı iyi biliyor! Dünkü
Hürriyet'in Kelebek ekinde şöyle yumurtlamış hanımefendi: "
İki tokat atsaydı boşanmazdık". Bu incileri kendisine "
Kumaşı bozuk" dediğini mecburen öğrendiğimiz kaşları alınmış eşi için söylüyor.. Vallahi kocası yapmamış ama benim kendisinin bu dileğini yerine getiresim geldi okuyunca.
Her fırsatta birbirlerini çok sevdiklerini söyleyen Demet Akalın, röportajımız sırasında samimi bir itirafta bulundu. Eşinin maço olmasından hoşlandığını söyleyen Akalın, "Ben boşanalım dediğimde Oğuz bana iki tokat atsaydı, ben dururdum. Şimdi Oğuz eskisi gibi değil. Olmasın da zaten. Biraz bağırsın, çağırsın" dedi... Kalbini mi kırdımmm afedersinnn!
"18 gün oldu barışalı, daha kavga etmedik. Biliyor musunuz ben bir daha kopacağımızı sanmıyorum."
Bravo bravo! İlişkide, evlilikte istikrar nedir ki? İşte budur. Özel hayatında yakalayamayan varsa buyrun Demet hanımefendiden öğrensin artık kıstas budur. 18 gün kuralı. Aşkın ömrü 3 yıl değil, 18 gün, aldınız mı notunuzu? Güzel. Devam edelim...
"Biraz bağırsın, çağırsın! Ben ondan tırsardım ama korkmak da gerekiyor. Saygı, korkuyla eş değer yürüyor."
What is Saygı dear Demet? It is a pencil. Saygının korkuyla ne alakası var anlayan beri gelsin.
Biri bu kadına bir şeyler yapsın. Şimdi böyle diyen biri alenen "Ben koyunum, kendi aklım yok, biri bana "höt" demeden de ne yapıp ne edeceğimi bilemem." diyor sayılmaz mı? Madem ki kendi aklı yok; Allah akıl fikir versin de demiyorum, anca kendi de istediği gibi kocası 2 tane patlatsın diye diliyorum. Şiddete kendi karşı değil ben mi onun adına karşı olacağım! O kadar da anlayışlı değilim kimse kusura bakmasın! İbrahim Kutluay hayatını kurtarmış ki ne kurtarmak !!
Anket de aynı sayfadan, ben uydurmadım.
Böyle kadınlar oldukça biz istediğimiz kadar bas bas bağıralım "Kadına Şiddete Son!" diye; bir yere gideceğimiz yok. Gitsek gitsek İran'a gideriz.. Etrafımda da zaman zaman görüyorum kendisine asla davranılması gerektiği gibi davranmayan erkekleri baş tacı eden hemcinslerimi. Anlayamıyorum bir türlü..
Bir kadın maçoluktan hoşlanıyorsa aklıyla ciddi problemleri vardır, bu tartışmaya açık bir konu değildir. Normal bir kadın eğer ki hayatındaki erkek ona "şunu giyme bunu giyme" ya da "sen anlamazsın" gibi tavırlar içindeyken ya da onu adam yerine koyup da kendi kararlarını vermesine izin vermezken, kendi karar verme durumunda ise ortalığı birbirine katarken hala o adamın onu sevdiğine, saydığına inanıyorsa ya kendine güveninde kocaman boşluklar vardır ya da gerçekten aklıyla sorunları.. Başka birinin onu seveceğine inanmıyor diye görüyorum ben bunu, özgüven eksikliği diye bahsettiğim şey bu. Daha iyisini bulamam belki de, iyi kötü gidiyoruz işte mi diyor ne diyorsa.. Ekonomik özgürlüğü olan kadınlar yapıyor bunu bir de, tam delirmek için.. Ekonomik özgürlüğü olmayanları ayrı tutuyorum, sabır diliyorum..
"Yok öyle sevmeden birini mantık evliliği, beni bozar mı bozarrrr" di mi kız Demet, seni ne bozmaz ?
Neşeli bir cuma yazısı olsun istemiştim aslında, sadece dalgamı geçecektim Demet Akalın'la ama alamadım hızımı..
İyi haftasonları herkese!!! :)