Finalmente ho tornato a casa..
Geldimmm..
Artık laptop'ım yok, okula teslim ettim. O yüzden photoshop'ımı tekrar yüklemek için zamana ihtiyacım var ama gelin görün ki resimleri koymadan da sabredemiyorum!:)
1 hafta su gibi geçti. İtalya'da hala turist gibi hissedebilmek için yanımdan ayırmadığım kocaman İtalya rehber kitabımı, 2 gün içinde savunmasını yapacağım tezimin bir kopyasını ve koleksiyonunu yaptığım uçuş kartlarının (hırsızlık sayılmaz bu, değil mi?) son eklenmiş 2 üyesini başucuma koyup, Trieste'de tek başıma bir otel odasında olmanın keyfini çıkardım ilk gecemde..
Sabah kahvaltım herzamanki gibiydi.. "Un brioche con crema e un cappuccino grande.."
Kremalı brioche ve büyük boy cappuccino.. I-pod'ta da güzel birşeyler çalıyorsa, insana hayattan keyif almanın somut resmini gösteriyor. "Burada olmayı seviyorum" diye düşünüyorum "Bu ülkenin pozitifliğini, dinamikliğini, hayata bakış açısını".Etrafıma bakınıyorum, bir sene yaşadığım sehre bakıp her saniye yeni birşeyler görüyorum. Yürürkn hep pencerelerin önünde rengarenk çiçekler, hep üzerinde"Pace"=peace yazan bayraklar.. Dapdar sokaklar.. Arka arkaya parkedilmiş onlarca motor ve ellerinde kasklarıyla gezen şık tayyörlü iş kadınları, takım elbiseli iş adamları.. Sehrin merkezi Piazza Unita. Tez savunmam var ama kimin umrunda? Yürüyorum birkaç saat.. Alışveriş yapıyorum bi yandan tabii.. Okula ugrama vakti geliyor. Arkadaşlarımı görüyorum, çok iyi geliyor. Aksam için sözleşiyoruz, İtalya'da pizza ve makarna yemekten bıkan arkadaşlarımın yanında azınlık durumuna düşünce mecburen akşam yemeği olarak sushiyi kabul ediyorum. Oysaki çok özlemiştimmm! Daha buradayım vakit var, yerim.. Zaten daha öğlen kocaman bir spaghetti yedin Ayşe! Okulda çalışanlara lokum getirdim. Bayılıyorlar lokuma..:) Sohbet ediyoruz, yemek sonrası spritzlerimizi içiyoruz. Yorgun ama çok mutlu dönüyorum otelime. Ertesi gün tez savunmam var. Şöyle bir göz atıyorum, fena görünmüyor. "Amaaan boşver!" diyorum "Zaten bütün Ağustos bununla uğraştın.. Son 100 sayfası kalan İyi Dilekler Ülkesi'ni kendi yazdığım teze tercih ediyorum. Çok fazla dayanamıyorum.. Yarım saat sonra aşağıdaki barın sokağa taşan kalabalığının eğlenceli gürültüsinde uyuyorum..
Artık laptop'ım yok, okula teslim ettim. O yüzden photoshop'ımı tekrar yüklemek için zamana ihtiyacım var ama gelin görün ki resimleri koymadan da sabredemiyorum!:)
1 hafta su gibi geçti. İtalya'da hala turist gibi hissedebilmek için yanımdan ayırmadığım kocaman İtalya rehber kitabımı, 2 gün içinde savunmasını yapacağım tezimin bir kopyasını ve koleksiyonunu yaptığım uçuş kartlarının (hırsızlık sayılmaz bu, değil mi?) son eklenmiş 2 üyesini başucuma koyup, Trieste'de tek başıma bir otel odasında olmanın keyfini çıkardım ilk gecemde..
Sabah kahvaltım herzamanki gibiydi.. "Un brioche con crema e un cappuccino grande.."
Kremalı brioche ve büyük boy cappuccino.. I-pod'ta da güzel birşeyler çalıyorsa, insana hayattan keyif almanın somut resmini gösteriyor. "Burada olmayı seviyorum" diye düşünüyorum "Bu ülkenin pozitifliğini, dinamikliğini, hayata bakış açısını".Etrafıma bakınıyorum, bir sene yaşadığım sehre bakıp her saniye yeni birşeyler görüyorum. Yürürkn hep pencerelerin önünde rengarenk çiçekler, hep üzerinde"Pace"=peace yazan bayraklar.. Dapdar sokaklar.. Arka arkaya parkedilmiş onlarca motor ve ellerinde kasklarıyla gezen şık tayyörlü iş kadınları, takım elbiseli iş adamları.. Sehrin merkezi Piazza Unita. Tez savunmam var ama kimin umrunda? Yürüyorum birkaç saat.. Alışveriş yapıyorum bi yandan tabii.. Okula ugrama vakti geliyor. Arkadaşlarımı görüyorum, çok iyi geliyor. Aksam için sözleşiyoruz, İtalya'da pizza ve makarna yemekten bıkan arkadaşlarımın yanında azınlık durumuna düşünce mecburen akşam yemeği olarak sushiyi kabul ediyorum. Oysaki çok özlemiştimmm! Daha buradayım vakit var, yerim.. Zaten daha öğlen kocaman bir spaghetti yedin Ayşe! Okulda çalışanlara lokum getirdim. Bayılıyorlar lokuma..:) Sohbet ediyoruz, yemek sonrası spritzlerimizi içiyoruz. Yorgun ama çok mutlu dönüyorum otelime. Ertesi gün tez savunmam var. Şöyle bir göz atıyorum, fena görünmüyor. "Amaaan boşver!" diyorum "Zaten bütün Ağustos bununla uğraştın.. Son 100 sayfası kalan İyi Dilekler Ülkesi'ni kendi yazdığım teze tercih ediyorum. Çok fazla dayanamıyorum.. Yarım saat sonra aşağıdaki barın sokağa taşan kalabalığının eğlenceli gürültüsinde uyuyorum..
4 yorum:
Tabii duygucum, herşeyi bir posta sığdırmak istemedim.. Geliyoooor! :)
Hosbulduk canim, tez savunmanda basarilar diliyorum, bende italyayi bir guzel gezicem insallah kisa bir zaman icinde, resimlerin harika cekmissin eline saglik, kendine iyi bak, sevgiler
Buket
Ayşe, İtalya her zaman gidip görmek istediğim ama bir türlü gidemediğim yer. Turla gitmek istemiyorum, kendi başımıza gitmeliyiz, turistik yerlerini değil de yaşayan yerlerini gezmeliyiz.
Buket,
Çok teşekkürler. Atlattın tez savunmamı!
Aslı,
İtalya'yı mutlaka görmelisin ama çok doğru söylemişsin, bu kadar yaşayan bir yeri turla görmek çok da doğru değil. İnsanların içine karışmak bir başka çünkü..
Yorum Gönder