brüksel lahanası
2006 eylülünde sona eren öğrencilik yıllarım boyunca hep cuma gününün son dersini çok sevdim. İtalya'dayken bazen öyle olmuyordu. Çünkü orada haftasonu demek burdakiyle aynı şey demek değildi. Akşam yemeklerine çıkmak, şaraplar içmek her zaman çok güzeldi ama tam da geçen sene şu sıralar çok özlemiştim ben Türkiye'yi.. Christmas tatili için Türkiye'ye dönmeme 10 gün kalmış, ama ben o 10 günü bile bekleyemeyecek haldeydim.
Şimdi buradayım, oraları özlüyorum sık sık. Doğru yaptım heralde dönmekle, bilemiyorum..
Geçen sene bu zamanlarda Brüksel'e gitmiştim. Uçak biletleri 0.99 eurodan başlar, ne kadar erken karar verirsen o kadar az ödeyip gidersin Paris'e, Amsterdam'a, Brüksel', Londra'ya.. Ryanair'in izin verdiği yerlere.. Bu sefer Brüksel'e denk geldi Ryanair'in ucuz seferi.. Gezmek, başka ülkeler görmek benim hayatımın merkeziydi sevgili okuyucu, hatta master için İtalya'ya da Avrupa'yı daha kolay gezebilmek için gittim, akademik nedenlerden daha çok. Bana ne oldu bilmiyorum. Ailemin yanına döndüm, jöle oldum, stand-by haline geçtim.
Bir cuma akşamı, bir arkadaşımla birlikte, pazartesiyle birleşmiş bir haftasonunu neden burada geçirelim ki diye gidilmiş bir yerdi aslında sadece. Bu kadar seveceğimi hiç bilmiyordum.
Sokaklar ışıl ışıldı, Christmas zamanıydı, cadde üzerinde 3 euroya midyeli, istiridyeli çorbalar, şaraplar satan standlar vardı.. Her yerde müzik çalıyordu. Tuğla kadar pofuduk waffle'lar vardı çilekli, çikolatalı, krem şantili.. İngilizce, Almanca, Fransızca, Flemenkce.. Ne konuşursan herkes anlıyordu..
Bütün gün panayır-şehir haline gelmiş sokaklarda gez, devamlı elinde yiyecek birşeyler olsun, diğer elinde fotoğraf makinası. 'Aaaa şu waffle'ı bi saniye tutar mısın? Bunu çekmem lazım!!' diye bıktırılan ama ara ara tutacak vazifesi görmekten mızırdanmayanbir de gezi arkadaşın..
Bütün gün birşeyler yemeye rağmen, önünden geçerken "sarma" kelimesini görüp da içeriye koşturulan bir Yunan tavernası. Orada tesadüfen yan masada oturan Türk çift. Adamın kızı Finlandiya'da Nokia'da çalışıyormuş. Bak neler geliyor insanın aklına.. Dün ne yedin desen hatırlamam aslında ben.. Çıkınca da dedikodularını yapmıştık kocaman insanların, bunlar kesin evli değil, hatta başkalarıyla evliler, buraya kaçamak yapmaya gelmişler diye.
Çok mutlu anıları var bende Brüksel'in. Tam zamanında yetişmiş bi kaçıştı belki de..
15 yorum:
Ayşecim bende çok özlüyorum İtalyadaki günlerimi. Halbuki ordayken tatilleri iple çekerdim buraya gelmek için. Şimdi ise tam tersi fırsatını bulsam da gitsem diyorum. Aklım hep orda. Dönmekle iyi mi ettim bende çok düşünüyorum. Keşke bir kaç yıl doya doya yaşasaydım diyorum.
ne zamandır ziyaret edememiştim seni..öff ne çok olmuş ayşe hanım..kapadokyalar bile sıkıştırılmış araya..italya özlemleri başlamış..efem ben dün ankaradaydım..kar havası gelmiş oralara..ben sabahın erken saatlerinde mamaktaydım..ne için mi bizim pazar araştırmasının sahası ordaymış bu ara da ondan..sonra ankamolle gittim..2,5 saate pek çok shopping sığdırabildim ( sanki burada yok..var da burda vakit yok ) ordan koşa koşa hiltona..akşam 7 de apar topar tekrar havaalanına..zar zor uçağı yakalam ve eve dönüş..şimdi ofisteyim ama pek çok yordu memleketiniz beni ayşe hanımıcım
Nuray,
Sen de master için mi İtalya'daydın? Ne kadar kaldın? Çok özlüyorum bu aralar ben..
ibeking,
ooo hanımefendi hoşgeldiniz!:) Ankamall akla zarar biryer oldu gerçekten. Beni bile yıldırıyor, tamamını gezemiyorum asla.. Daha çok vaktin olduğu bir Ankara ziyaretinde stratejik noktalara yönlendiririm ben seni:)
nouvelle rocks..
silenzio,
yes, indeed!
ah o waffle'ler yüzünden ben tam 6 kilo almıştım:))
Ayşecim bende İtalyada MBA yaptım. European School of Economicste. Lucca kampüsündeydim ve Viareggio'da yaşıyordum.Ahh ahhh aklıma geldi o günlerim.
dilayra,
Alınmaz mı hiç?? şimdi bulsam hiçbirşey umrumda olmaz, nasıl yerim!!
nuray,
Ben de yazışmıştım orayla Trieste'ye karar vermeden önce. Dünya gerçekten küçük :)
Özenmedik desek yalan...
İtalya gidilmeli, görülmeli listelerinin başında olmalı hep..
Bari'de "Bundan güzel şehir olmaz" dedim, Roma'da tekrarladım aynı cümleyi, Venedik'te de hepsini tekrar silip yerine Venedik koyarak okudum.
:)
ayse bu ilk videoda çalan şarkı nouvelle vague mıdır? oysa hangi sarkısıdır acaba?
özlem,
herkes özlüyor bu İtalya'yı anlaşılan bana has bir durum değil.. :(
j,
ilk videodaki müzik: gentle waves- falling from grace.
merhaba! blogunuz cok hos. her iki videoda calan müzik cok hosuma gitti. Ikinci videodaki muzik de Gentle Waves mi??? Hangi parcasi ???? Selamlar. YB
YB,
teşekkür ederim! İkinci videoda çalan Nouvelle Vague - Dance with me.
merhabalar ayse bende yalasik 2 yildir Belcikada yasiyorum. Anladigim kadariyla Belcikanin baska sehirlerine gitme firsati bulamamissin. ben bir sene brukselde yasadiktan sonra Gent e tasindim. Burasi bence gezip gordugum bircok ulkedeki sehirden cok cok daha guzel bir sehir.Eger buralara yine yolun duserse ki bence dusmeli baska sehirlerini gezmek icin kendine firsat olurstur. Hatta ben bile gezdirebilirim seni:) Videolar guzzelolmus guzeldi gercekten o yilbasi cok guzel suslenmisti. amabende boyle bir video kaydi yok bende seyredince geriye dondum:) sevgiler...
Yorum Gönder