6 Aralık 2006

İçindeki fotoğraflarla alakasız post - Kırmızı

Bu ara kırmızıya takmış haldeyim. Gittim kırmızı pardösü aldım. Devamlı üzerimde. Elimde de bu kendi ördüğüm çanta, tırnaklarım da devamlı kırmızı halde dolanıyorum ortalıkta. Dün de annem şöyle oldukça ilginç bir yemek buluşu yapmış. Kırmızı biberlerin içine haşlanmış mercimek, benim renkli makarnalarımdan, peynir, soğan ve maydonoz koymuş. Üzerinde kaşar eritince şahane birşey oldu. Rengi zaten çok cazip geldi.. Deneyebilirsiniz, çok kolay. Şimdi fotoğrafları koydum, kırmızı konusuna şöylece bir değinmiş olayım, asıl anlatmak istediğime gelelim.

Ben dün akşam yeni nişanlanan iki arkadaşımla yemeğe gittim. 'Ayşe ne işin var?? Böyle yemeklere yanına birini alıp gideceksin!!' şeklindeki uyarıları benden 4 yaş küçük kardeşim bile yaptı. Ben dinlemedim... Hiç de kötü değildi, ilginçti. Faydalı oldu.
Nişanlanan arkadaşlarımın adları Tuğçe ve Evren. Çok tatlı bir çiftler, böyle yanlarında devamlı güldüğünüz çiftlerden. Evren bölümden sınıf arkadaşım. Yani aslında erkek tarafı benim arkadaşım ama son 2 senedir zaten her zaman birlikte oldukları için Tuğçe'yle de tanışmıştım. Daha önce verdikleri 'Nişan kutlaması yemeği' ne (buna böyle mi denir? Arkadaşların tek tek nişanlanmaya başladı, sen hala bunun bile adını bilme Ayşe, bravo. Aynayı da kırdık zaten, 7 yıl evdesin.. Neyse...) gidememiştim. Yani nişan olayından sonra ikisini birarada hiç görmemiştim. Haziran'da evlenmeyi düşünüyorlar. Pek fazla vakit yok yani. Ev bakıyorlarmış. Evler pahalıymış. Bana bunları yaşıtım insanlardan duymak ilginç geliyor.. Tuğçe genelde herşeye 'biz' diye cevap veriyor, bu çok dikkatimi çekti. Mesela, Evren'in iş başvurularıyla ilgili 'biz zaten daha askere gitmeden başladık başvuruları yapmaya' dedi. Sonra bir ara da offshore petrol projeleriyle ilgili konu açıldı, 'ama uzak' dendi. Tuğçe de 'Tabi zaten artık kendi kendimiza karar veremiyoruz hiçbirşey için. Eskiden olsa ben gidiyorum diyip başka ülkeye çalışmaya gidebilirdin ama artık yapamazsın, tabi aynısı benim için de geçerli.' dedi. Evren de 'Aaa nedenmiş??' demedi hiç. 'Hımm' dedim bende, bunlar ince işler... Böyle şeyler diyebilmek güzel. "Biz" olmuşlar bile fazlasıyla. Ben mümkün olduğunca çok bilgi almaya çalıştım.
-Nasıl oluyor bu işler?
-Şimdi gerçekten seni istemeye mi geldiler?
-Neler konuşuluyor böyle zamanlarda?
-Kahve yaptın mı?
Tuğçe aslında anlatacaktı ama Evren forkliftler hakkında çok ateşli konuşmalar yaptı, ben de derin bilgiler edinemedim o yüzden..
Sonuç olarak nişanın bile çiftleri biraz da olsa değiştirdiğini gördüm. Olumlu da olabilir olumsuz da bu değişiklik. Ama sonuç olarak değişiklik. Ben böyle durumlara direnen biriyim. Belki de tam budur beni korkutan. Dün akşam içtiğim carlsberglerin yanında onları dinlerken "Aslında çok güzel" diye düşündüm. Aslında dünya gerçekten aşk etrafında dönüyor ve ancak bunu kendine itiraf etmeyi becerebilenler gerçekten yaşıyor..

13 yorum:

acicikolata dedi ki...

örgü çanta süpper! utanmasam bana da ör diyecegim.
"biz" olma işleri zor işler hakkaten

Ozgur Gercek dedi ki...

boyle islerin nasil oldugu konusunda hala bir fikrim yok, kisa zaman once nisanlanmis olsamda :)))) hersey apar topar kendi seyrinde oluveriyor, kendin bile anlamiyorsun! sanirim boylesi daha guzel ama tabi iik yildir birlikte olsam farkli olurdu eminim :)

kirmizi cok guzel renk, atesli,sicak, kiskirtici ;) orgu cantaya ayrica bayildim, ben utanmadan soyliim, banada orer misin :P?

simiole paris carnet dedi ki...

annenin kirmizi yemegine bayildim ben de yapacagim !!

Adsız dedi ki...

Ayşe selam, çantana bayıldım, örmek işini halledebilirim sanırım ama o sap kısmını nerden alıcam ve nasıl örgüye tutturacağım, bilgi verirsen sevinirim. ŞEBNEM

daphnevega dedi ki...

gayri_ihtiyarı,
olabilir aslında neden olmasın :)biz işlerine ise hayat uygun gördüğü zaman iştirak edicem sanırım..

chido,
:):) benim hala işim gücüm ve nişan gibi olaylarım olmadığına göre seve seve örerim:)

simi,
hoşgeldin! yap tabii, yapınca da yaz, ben de göriyim:)

şebnem,
o kısmını annem halletti ama bildiğim kadarıyla yün satan bazı yerlerde ve düğmecilerde satıyorlar bunun gibi şeyleri.İçine de astar dikiliyor. Ben çantanın tutacak yerlerini uzun tuttum tahtaların içine doğru kıvırdık ve diktirdim. Pek anlatamadım galiba :)

Adsız dedi ki...

ben de kirmiziya takintiliyim bu aralar, ayakkabi, elbise, oje gidiyorum ya, hayirlisi...
O yukaridaki yemegin adini ben de bilmiyorum ama burda sik sik yapiyorlar..

daphnevega dedi ki...

tugce,
ben de kırmızı ayakkabı arayıp durdum ama bulamıyorum bi turlu. o yemege annemin adının verilmesini istiyorum o zaman :))))

enne dedi ki...

ben 9 yıllık evli biri olarak tecrübeli (!) sayılırım "biz" konularında. Şunu söyliim asla ve asla her şeyi biz diye yapmıycaksın. Mutlaka işini ayrı tutacaksın, ayrı ayrı sosyal hayatınız ve hobileriniz olacak. Karşındakine arada yanlız kalma hakkını vereceksin, o da sana tabii ki. İşte o zaman "biz" olunca çok mutlu oluyosun. Umarım sen de o "bizi" yakalarsın birgün, benim gibi:))

Adsız dedi ki...

ayse'cim kırmızıya bende bu ara taktım...evin her yerinde kırmızı bir şeyler koyuyorum..çantaya ise bayıldım:)şu örgü işini bir becerebilsem hihihi:P
aşk hımm güzel...
sevgiler;)

daphnevega dedi ki...

enne,
evet ne kadar doğru. nefes alacak alan kalması gerek herkese, yoksa nasıl geçer ki o kadar zaman?? :)aminn diyelim :)

zynep,
:) örgü işini ben yapıyorsam herkes yapar öle söyliyim ben sana..zaman lazım sadece.:)hoşçakal!

Adsız dedi ki...

o biz olayı kişiliği yok edebilir dikkat etmek lazım.
Ben bir ara bende sorun var biz olamıyorum diye sorun yapmıştım.
Ama böyle iki ben arada bir biz de mutlu olduğumuzu gördüm.Önemli olan dengeyi bulmak galiba.
Sevgiler

daphnevega dedi ki...

zeya,
çok doğru.. İki ben'i devamlı korumak lazım :)

hedonistt dedi ki...

ama sen hem acıktırıyosun hem düşündürüyosun ben sadece düşündürebiliyorum :( :)