How soon is now?

Kağıt oynamayı çoook severim, en sevdiğim aktiviteler listesinde ilk 10uma bile girebilecek kadar belki de. Hiç de iskambil diyemem, hep kağıt derim. Odtü'de kağıt oynamanın yeri çok ayrı. Çok özlüyorum o saatlerce king, americano oynadığımız günleri. Arabamda her daim deste deste iskambil kağıdı bulunurdu. Yoksa da, çarşıdaki Campus kırtasiyede hemen kasanın arkasında "sık kullanılanlar" bölümünden temin edilebilirdi zaten. Tevazuya gerek olmayan bir konudur diye düşünüyorum; kahvehane kültürüm oldukça iyidir. Çok şahane oynarım diye bir iddiam yok ama oynarım genel-geçer oyunları. Çocukluktan itibaren yazlıkta saatlerce kağıt oynamanın sonucu olacak. Bizim yazlıkta deniz suyu, Titanic'in son sahnelerine ev sahipliği yapabilecek kadar soğuktur çünkü. Kızlarla evde saatlerce şarap-americano oynadığımız günler vardı eskiden, ah ah! Başak senin yaptığını, insan düşmanına yapmaz! Kağıda düzgün bir 4üncü bulmak ne zor bu zamanda hiç haberin yok mu? Evde de sık sık annem, babam, kardeşim ve ben, king ya da americano oynarız. Kaybeden de gider profiterol alır. Annemle babam bu konudaki dirayetlerini başka hiçbir konuda göstermezler, gerçekten ilginçtir! Gecenin 12sinde, eşofmanlarla, sersefil bir durumda, Ümitköy ve civarında profiterol aramışlığım vardır. Belki de böyle çetin şartlarda büyüdüğümden, ben de öyle boşa oynanan oyundan pek haz etmem. Bir amacı olsun isterim. Gofretine de olur, maksat oyuna heyecan gelsin..

Geçenlerde bir gün, Odtü'de Doruk ve bankis'ten Herbert ve Mr.TGM beyler kendilerini turne için Anadolu yollarına vurmadan önce (hayır hayır şarkıcı değiller!) ısrarlarım üzerine king oynadık. Biraz geç başlamıştık, akşam çöktükçe kortların ışıkları yetmedi, oyun yarım kaldı ama ben zaten kaybediyordum :) Şu 'el almaz'lar olmasa king çok daha şahane bir oyun olacak bana göre! Oyunun geri kalanı yeteri kadar koz toplama gayretiyle geçiyor! Bir an önce Çandarlı'ya gidip, yüz saat kağıt oynamak istiyorum. Neden bir damla bronzlaşamadan geldiğimin gizemi de böylece çözülmüş olsun! Yaz tatilinden sizin anladığınız deniz ve güneş olabilir, siz de bana saygı duyun.

........................

Bu arada 22 Haziran'da Sezen Aksu, Odtü stadyumunda konser verecek, daha bilet almadım, beni söyldiğime pişman etmeyin, bana da bilet bırakın!! Birkaç yıl önce seyretmiştim Sezen Aksu'yu stadyumda. Tadı bir başka oluyor, ya da bana öyle geliyor bilmiyorum.

...................

Yurdun geri kalanını da etkisi altına almış olan yağışlı hava, Ankara'da da hissedilir ölçüde günlük hayatı etkiliyor (hava durumu mu sunsam?). Cuma günü evde yayılıp yayılıp, tam işlerimi halletmek üzere evden çıkar çıkmaz bastıran dolu beni şok etti. Bildiğin dolu yağdı. Açık ayakkabılar ve Ayşe, koşarken çok trajikomik görüntüler oluşturdu. Şöyle bir şeydi (yeterli dikkatle kafa yarıcı dolu taneleri gözlemlenebilir!):

.............

Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız güzel olsun efendim.

.

p.s: Daha geçenlerde bir arama potporisi koymuştum biliyorum ama bunu atlarsam kendimi affedemem. Buyrun, arkadaşa yardımcı olalım. Bir de şu arama inatla gelmeye devam ediyor, gerçekten ne demek lazım bilmiyorum!