Kahvaltı hakkında yüz milyon detay
Karnınız tokken okuyun, uyarmadı demeyin! :)
Öğünler arasında bir sıralama yapmam gerekirse 1 kahvaltı, 2 akşam yemeği, 3 öğle yemeği derim. Kahvaltı genelde aceleye gelen öğün olsa da aslında en keyiflisi. Ayrıca beslenme açısından en önemlisi. Çok önem veririm beslenmeye, öyle böyle değil! :) Uzun kahvaltı yapmaya fırsatım olduğunda 3 saat bile devam edebilirim..
Kahvaltıyı sıkı yapınca insanın metabolizması hızlanıyor, bu yüzden daha çabuk acıkıyor. Yani aslında kahvaltıyı iyi yapmak, daha çok yemeye sebep oluyor ama metabolizmayı hızlandırdığı için de iyi bir şey. Ben işin içinden çıkamıyorum. Belki de en doğrusu, kahvaltıyı en yüklü öğün olarak görüp, diğer öğünleri daha hafif geçirmeye çalışmaktır. Neyse efendim, boğazına hakim olmakta dünyanın en kabiliyetsiz kişisi olarak, bu konuda daha fazla konuşmayı kendimde hak görmüyorum. Ben sadece yeme konusuna dönüyorum. Biliyorum esterhazy beyler benden gün geçtikçe daha çok nefret edecekler ama bu kahvaltıyı da yazmalıyım :)
*
*
*
*
Alaçat kır evi'nin kahvaltısı çok özenli, çok lezzetli. Bir de İzmir şubesi Alaçat Cafe varmış, İzmir'dekiler bol bol faydalanıyorlardır bu kahvaltıdan umarım..
Benim için kahvaltının en önemli öğesi domates. Bir de çay. Beyaz peyniri kaşara tercih ederim. Domates-peynir ve çay üçlüsüyle geçirebilirim kahvaltıyı. Yanına başka bir şey istemem. Olursa hayır demem! :)
*
*
*
*
*
*
Ekmek ise başlı başına bir konu. Ben ekmeği beyaz ve çıtır çıtır severim. Kepek ekmeğinden nefret ediyorum. Ekmek değil o! Belki çavdar, ama kepek asla değil. Yemeyin o siyah siyah ekmekleri arkadaşlar! :) Güzelim, mis kokulu bembeyaz ekmekler varken, ne gerek var kepekmiş, çavdarmış, bilmemkaç tahıllıymış.. Ben sevmiyorum.
*
*
*
Reçel yiyemeyen biriyim ne yazık ki. Daha doğrusu kahvaltıda tatlı hiçbir şey yiyemiyorum. En çok gül reçelini seviyorum ama o da senede bir belki.. O yüzden pek tereyağı da tüketmiyorum kahvaltıda. Yemeklerde de hiç kullanmadığımız için, hiç tereyağı görmüyor bünyem.. Muhtelif şekillerde kapatılıyor bu açık, hiç merak etmeyin! :)
Reçel yiyemeyen biriyim ne yazık ki. Daha doğrusu kahvaltıda tatlı hiçbir şey yiyemiyorum. En çok gül reçelini seviyorum ama o da senede bir belki.. O yüzden pek tereyağı da tüketmiyorum kahvaltıda. Yemeklerde de hiç kullanmadığımız için, hiç tereyağı görmüyor bünyem.. Muhtelif şekillerde kapatılıyor bu açık, hiç merak etmeyin! :)
*
*
Şu an etrafım zeytin ağaçlarıyla çevrili. Bizim buralarda önemli bir sektör. Yoksa zeytin sadece zeytinyağı için mi var? Normalde siyah zeytinle de çok aram yok, ama resme bakın. Buna hayır demek mümkün değil ki..
Ege'ye özgü bir şey bu sanırım. Bir çok yerde çıkıyor insanın karşısına. Böğürtlenli lor. Ayvalık'ta da tatlısını yapıyorlar bunun, yemekten sonra servis ediyorlar.. Çeşme'de kahvaltıda yeniyormuş. Benim için tadımlık, ama anlaşılan seveni çok. Giderseniz aklınızda bulunsun.
*
*
Ayşe'nin favorisi. Salatalık değil, acur. Bayılırım acura. Şeri domateslerle beraber, yegane kahvaltı öğelerim olabilirler. Bol bol domates tüketin, kansere karşı en iyi korumalardan biri bu. Her şeye de gider.. Üzerinde zeytinyağı gezdirilmiş olsun, geride kalan domatese bulanmış zeytinyağını ekmekle bir damla bile kalmamacasına sıyırmak serbest. Hatta yapılmazsa ayıp, günah! :)
Veee çay. Anlayan da pek anlıyor bu çay işinden. Tomurcukla özel demleyenler var, belli bir renkte, kokuda olanını tercih edenler var. Bizimkiler evde doğuş çay tercih ediyorlar. Ben iyi demlenmiş her türlü çayı seviyorum. Yurtdışında en çok bizim çayın eksikliğini hissediyorum.. Eskiden poşet çay, ince belli cam bardak hiç ayırt etmezdim, artık ediyorum.. Yaştan mıdır, yeme-içmeyle gitgide kafyı bozuyor olduğumdan mıdır bilmem. Bu kahvaltıyı güzel demlenmiş çaydan başka ne tamamlar ki?
*
*
Günün en çok kişiselleştirilebilen, en çok çeşiti barındıran öğünü benim favorim. Hani Ayşe yumurta mı diyorsunuz. Ben onu da yiyemiyorum. Omlet olarak belki; kırk yılda bir. Kaç yıl oldu bilmiyorum kendi başına bir yumurta yemeyeli.. Yumurta yemeden mi kestin bütün bu ahkamı derseniz, evet. Biliyorum tam değil kahvaltı ritüeli yumurtasız :) Salam, sucuk filan ise demeyiniz, onlar kötü şeyler, yemeyelim neden yapıldığı belli olmayan şeyleri.. Değişik neler neler yeniyordur heryerlerde! :) Merak ediyorum.
*
*
Yazıyı tok karnına yazdım, sanırım diğer türlüsünü beceremezdim.. Ne çok yazmışım. Buraya ulaşanlara teşekkürler! :)
11 yorum:
Yok artık !
Ne arada derede yazdın bunu, bu kahvaltılarla mis kokulu egemden bana nispet mi yaparsın, Ay Ayşe, ben seninle ne yapacağım yaaa.
Uğramayacağım artık bloguna, olmuyor böyle. Göz görüyor can çekiyor.
Bence kavaltı gunun tek önemli öğünü. Diğer öğünleri çok önemsemem ama öğleden sonra 4'e kadar kalkmadan k6 yapabilirim. Harika bişi..:)
Bu arada reçel yenmeyen kavaltıya kavaltı yenmez. Domates reçeli de masanın vazgeçilmez üyesidir. Bunlar evrensel çekim kanunu kadar geçerli. Böyle not edilsin bi kenara! :)
sanirsam cok yanlis bi zamanda dustum bu sayfaya. isten gelmisim, karnim ac, ve Türkiye disindayim. tutar hic bi yanim yok yani! :)) haftaici kahvalti yalan oluyo tabii ama bunun acisini cikarcak kadar uzun pazar kahvaltisi her daim. soguk domates uzerine pulbiber&nane ve zeytinyagi yaninda guzel bi beyazpeynir. nam namm.. asagidaki postta bana bakan ahtapot&langusta ve kalamar izgaraya deginemicem, halim kalmadi. :P
aslı,
:) asıl ben kendimle ne yapacağım bilmiyorum aslıcım. kilolar aldı gidiyor, hala aklım fikrim yemekte!
şafak,
domates reçeli, hımm ben hiç yemedim. senin bebek'teki minik evde bir kahvaltı yapalım artık o zaman domates reçelli :)
lambda,
ah öyle olmuş gerçekten! hoşgeldin ama yine de. pul biber bulabildiğin için şanslı say kendini, ben yanımda götürüyordum her tarafını bantlayıp :)
zevk meselesi, kimse dikenlerini batirmasin, ama ben kahvaltilari hic mi hic sevmem. Cay ya da kahve iciyim, minimum yiyeyim, yediklerim tatli olsun, yeter bana. Uzun suren kahvaltilardan hep rahatsiz kalkiyorum...
sevgili ayse
kesinlikle bence de kahvaltı. kahvaltı olsun, diger ogunleri pek hafif gecirebilirim. benim icinse once domates, sonra beyaz peynir, bir de Bodrumdan yesil cizik zeytin mumkunse. eskiden caydan anlamaz ve ayırt edemezdim, artık ben de siyah-filiz-tomurcuk cay karıstırarark yapıyorum. galiba yasla da ilgisi var :-)
nice guzel kahvaltılara
gorki
En sevdiğin öğün kahvaltı ama zeytin, reçel,tereyağı,sucuk,salam ve yumurta yemiyorsun:)))
Benim kahvaltı dediğim şeyse bol sucuklu ve kaşarlı yumurta, taze çilek reçeli, tereyağı-bal,simit,her çeşit peynir,bol domates(salatalık belki ama acur sevmem) ve demli bir çay.
Sevmediğin öğünleri merak ettim:))
fanfan la tulipe,
:))niye batıralım yahu dikenlerimizi, zevk meselesi bunlar! İtalya'da hayat tam sana göre olurdu.. Kahvaltı sadece bir marmelatlı, çikolatalı ya da kremalı brioche ve espressodan oluşuyor. Benim her sabah domatesli peynirli kahvaltı yaptığımı gören italyan ev arkadaşım "ayşe sana bişey olucak, korkuyorum!" diyordu :))
gezicini,
Hah siyah-filiz-tomurcuk! Tam da oydu bahsetmeye çalıştığım. Pek güzel oluyor :)
öykücü,
Evet benim kahvaltıdan anladığım bu! Sucuk ise bana çoook uzak bir konu, et yemeyen bir insanım zaten nihayetinde :) Sevmediğim öğünü merak etmişsin, yok öyle bir öğün, hatta öğünler günün en güzel zaman dilimleri benim için!:)
Ya bu arada Doğuş Çay ne ya öööğh. Doğuş Tea seni..
şafaaaak,
sensin öğğğk.
Sevgili Ayşe. Sen çok yaşa... Seneye yaza kadar izin kullanamayacağımı biliyormuşçasına yazmışsın ya bu postu sağolasın. Ve en çok merak edip de gitmek istediğim yerlerden biriydi burası. Gitmiş kadar oldum. Ellerine sağlık. Sevgiler.
Yorum Gönder