30 Mart 2008

pequeña, chiquita, niñita, preciosa, piccola, piccola, piccola, pico, pico, pico........

Güzel bir haftasonu bitti. Zor bir hafta bekliyor beni işyerinde. Bir ay kadardır tempo oldukça düşüktü, zaten bir fırtına bekliyordum bu kadar uzun süreli huzurun mümkün olmadığını bilerek.
**
Babam ve kardeşim fanatik Beşiktaşlıdır. Geçen haftanın tamamı derbi için bilet ayarlamaya çalıştılar sonunda cuma gecesi başardılar ve Cumartesi annemi de alıp İstanbul'a gittiler. Ben toplam 5 oyuncu sayamayacak olsam da Galatasaraylıyım. Aslında bu konuda pek karakter sahibi olduğumu söyleyemem, ayıp olur. Beni kolayca kendi tarafınıza çekebilirsiniz. UEFA kupasını alınca Galatasaraylı olmuştum zaten bir iddia üzerine. Babam da bu duruma çok sinir olur. Mesela Beşiktaş-Galatasaray maçında benim ciddi ciddi üzerime gelir "Bak gördün mü sizinkileri", "Nooldu Galatasaralı" filan diye. Oysa ki gerçekten fasulyedenim. Savunacak bir bilgim yok, futbolcuları bile tanımıyorum. Hırs yapıp ofsaytı öğrenmiştim, futbolla ilgili bilgi birikimim bu seviyede. Belki de özellikle son yıllarda evdeki ekranın sadece yeşil olması ve bırakın Türkiye'yi, eğer ki öyle bir şey varsa Zimbabwe liginin bile tüm maçlarının evde sekmeden seyrediliyor olması dolayısıyla bu konuya bir önyargım var. Sanki olay tamamen erkek tekelinde. Ki bence televizyonlardaki futbol sunucusu kadınların sayısının artması ya da maçlarda kameramanların çekmeye bayıldığı "yüzü tuttuğu takımın renkleriyle bezeli tezahürat eden sarışın" görüntüleri oldukça şaşırtıcı ve ömür boyu istisnai kalacak bir şey. Erkeklerin böylece ortak bir alanları olması aslında çok değişik. Kadınların var mı böyle bir konusu? Güzel olurdu aslında.. Neyse ya konu dağıtma uzmanıyım, sadede geliyorum: Ben gitgide anneme dönüşüyorum. Bunun kanıtı da şöyle: Cumartesi akşam evde maçın varlığını bile tamamen unutmuş olarak zap yaparken, maça rastlayıp da Beşiktaş'ın 1-0 geride olduğunu görünce, babamla kardeşim üzülecek diye içen içe Beşiktaş kazansın diye yanıp tutuştum. Normalde olsa hayatta 3 dakikadan uzun seyredemediğim maçı sonuna kadar seyrettim. Hem de tek başıma. Galiba babam beni görse gözyaşlarına boğulurdu. Annem böyledir aslında; babamla kardeşim üzülecek diye resmen oturup Beşiktaş kazansın diye dua eder. Ben de dalga geçerim Allah'ı böyle lüzumsuz şeylerle meşgul etmeyin diye. Galiba ben de öyle olacağım.
*
Bu sabah hava harikaydı. Kendimizi kahvaltı etmek için dışarı attık. Açık havada kahvaltı ettik bu sene ilk defa. Turta'nın brunch'ı çok güzel. Sonra artık son 1 ayın Ankara klasiği olan yağmur başladı. Her gün yağmur yağıyor neredeyse. İyi güzel de yani her gün. Biz içeri kaçmak zorunda kaldık. Sonraki birkaç saat boyunca da içerde mahsur kaldık sağanak yağmur yüzünden. Güzeldi ama.
*
Cuma akşam hareketli oldu. Uzun zamandır gitmek istediğimiz Tenes'e gittik. Bozcaada yemekleri yapıyorlarmış. Ama ben bildiğimiz balık-meze dışında farklı bir şey görmedim. Levrek Marine kayıtlara geçsin bi tek. Tamam güzel, yemekler de lezzetli ama o kadar. Yine de ara sıra gidilebilir. Oradan sonra da Gossip'e gittik. Sezen Aksu, Ajda, Kenan Doğulu gecesi diye bir şey yapmışlar. Baya kalabalıktık, eğlendik, iyi oldu. Biz böyle şeyler için plan program yapamıyoruz. Daha doğrusu ayık kafayla nedense cazip gelmiyor, aman yok ne işim var diyorum ama gidince de eğleniyorum. Evden çıkarken yemeğe gidip uslu uslu masada oturacağını sanan Ayşe, gecenin sonunda kırmızı ayakkabılarını eline alıp yürüdü.
*
Bi de gökkuşağı resmini birleştirdim. Pek bir şey anlaşılmıyor ama resim birleştirmek çok zevkiymiş.
*
Google aramaları ise hayatımızı daha güzel bir yer haline getirmeye devam ediyor:
*

9 yorum:

$afak dedi ki...

Kadınların böyle bir ortaklığı var mı derken şaka yapıyorsun sanırım? :)

Sexist olarak nitelendirilmek istemiyorum ama:

- Çanta
- Ayakkabı
- Makyaj elemanları
- Evlilik hazırlıkları
- Amaçsızca vitrin bakmak

Daha da sayarım ama ayıp olur :)

daphnevega dedi ki...

Öyle değil ama bu. Büyük gruplarla birlikte yapılan bir şey. Biz güruh olarak alışverişe gidiyor muyuz, tanımadığımız insanlara sarılıp zıplıyor muyuz güzel bir ayakkabı alınca? :)Yani mesela erkekler arabalardan daha çok hoşlanıyor ama bunun gibi değil, bir duygu paylaşımı bahsettiğim şafak beyy, materyalist bakmayalım konuya :)

Adsız dedi ki...

Merhaba Aysecigim,
Biz bayanların böyle bir olayı yok bence. Bazı konularda erkekleri kıskanmıyor degilim, bu konu da onlardan biri. Buarada Senin hoks la ilgili yazını ve blog adresini hoks un sahibine gönderdim. Bilgin olsun istedim, haberi yokmuş okuyunca cok sevinmis...Sevgiler Defne

rtt dedi ki...

bence biz bayanların topluca yapabileceği tek şey dedikodu :P ahaha ki bunu erkekler de yapıyor o nedenle pek de özelliği olan bişi değil :)
ayrıca kızların hepsinin annesine benzediği yönünde duyumlar alıyorum kendim de bundan çok korkuyorum esasında çünkü annemle çok dalga geçerim :P ehehe ayh çok fena çok

Herbert dedi ki...

3-4 kadından fazlasının orta vadede kavgasız geçinebilip , birbirinden rahatsızlık duymayıp, arkalarından çekiştirmemesi mucizeyken, bir stadyum dolusu kadının birbirine sarılıp hoplaması pek inandırıcı gelmedi bana. düşünsenize, bu fatma bilmem ne hakem derken bana baktı, acaba ne demek istedi diye çözümlemeler yapana kadar maç mı kalır :)

$afak dedi ki...

Onu bunu bırak http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=ayse+s+world

ünlü oldun.

Kaldı ki 3 dişi bul muabbet hemen ayakkabnıya dönmez erkekler gibi kabul. Ama bi açılırsa bitmez muabbetlerdendir ayakkabı/alver/makyaj/saç modeli.

daphnevega dedi ki...

Defne,
Aaa gerçekten mi? Çok mutlu oldum sevindiklerine :)

bss,
dedikodunun kesinlikle kadınların üzerinde kalmaması gerek çünkü erkeklerin hiç aşağı kalır yanı yok :) bir de bizim zaten annemle tipimiz de aynı, matruşka gibiyiz, ilerde bir de huyum benzerse klonlanmış gibi olacak muhtemelen.

herbert,
hahaha :) bu ülkede de zaten sokakta kavgaların çoğu kadınlar birbirine ne bakıyosun lan dediği için çıkar. siz zıplıyorsanız biz de zıplarız ama uzun vadede işler çatırdayabilir hakikaten :)

şafak,
:))) I'm still I'm still Jenny from the block! Vallahi tanımıyorum. Nevra Başak ve benle yüz saat oturmuşsundur beraber, bir kere şu muhabbete rastladın mı :) bi de biz vakıfbank lokaline gidicez, sen de gel.

Oz dedi ki...

Tesaduf! Bizde pazar günü Turtaya gittik ama rezervasyon yaptırmadıgımız için yer yoktu biz de Livaya gectik. Orda olsaydık karşılasacaktık demek ki:)Sevgiler!

Adsız dedi ki...

Bir gün herkes fenerbahçeli olacak :)
uwh player