26 Mayıs 2008

çimlerde yuvarlanan mutlu beyaz köpek

1. Cuma günü PTT'de işim vardı. Öğle araları 12-1 mi yoksa 12:30-1:30 mu tam bilmediğim için, saat 1'de kapıda olmaya karar verdim. Bu konularda çok şanslı biri olduğum için tabii ki 1:30'da açılıyormuş. Ben de biraz beklemeye karar verdim. Bu sırada kapının önünde 1500 kişi olduk. Bizim buradaki PTT şubesi zaten miniminnacık. Toplam 3 gişe var. Kapıyı açtılar, hepimiz içeri doluştuk. 3 gişeye kuyruk oluşturma konusunda 2 tane kavga çıktı 2 dakika içinde.
*

-Beyefendi siz 1 dakika önce geldiniz ben yarım saattir bekliyorum, biraz ayıp olmuyor mu?
-Nereden bilcem ben hanım abla senin yarım saattir beklediğini; numaran varsa görelim.
-Beyefendi görüyorsunuz numara sistemi filan yok burada.
-Konuşmayacaksın o zaman.
*

Oooff offf yani. Adamın suratının ortasına bi tane patlatasım geliyor bu durumlarda. Adam olmasının bi önemi yok, bu şekilde konuşan kim olsa aynı şey. Ama hanım hanım sıramda beklemeye devam ettim. Çünkü olaya karışan 200 PTT arkadaşımın arasında benim de olaya müdahil olmamın manası olmayacağı çok açıktı.

Neyse efendim, ortalık duruldu, benim de sıram geldi. Bir tane A4 boyutlu zarf postalamam gerekiyor. Tüm yapmam gereken bu. Sıram geldiğinde gişedeki teyzeye içerinin negatif elektriğinden hiiiç etkilenmemişçesine Kolay gelsin, benim bi postam var dedim. Teyze de bana, 3 gişelik dandirik şubede yanlış gişenin sırasında beklediğimi söyledi. Yan tarafta bekleyeceksiniz dedi. Yan taraf dediği 3 cm yanında oturan öbür teyze. E dedim yazmıyor hiçbiryerde buradan posta işlemleri, buradan tahsilat diye? Biz de söylüyoruz, yazmıyorlar, napayım cevabını aldım. Söylene söylene öbür teyzenin sırasına girdim. O sırada Baran telefonla arayıp Ankara kartpostalına ihtiyacı olduğunu, hazır PTT'deyken onlara sormamı istedi. Arkadaşlarına kartpostal yollayacakmış buradan. Romantik olmamakla itham edilmemek için ona e-cardları önermedim. Sonradan da zaten sesimin gıcıklığını hemen fark edip, senin işin var herhalde sen ara sonra deyip kapattı.
*

Posta Teyze'nin sırasını bekledim, sıram geldi. Zarfı bir iş yerine yolluyorum. Cumartesi açık olup olmadığını bilmiyorum. APS ile saat öğlen 2 gibi yolladığınız zarf aynı gün içinde ulaşmıyormuş, öğrendim oldum.
*
Sordum: Bu zarf ne zaman ulaşır eğer bu güne yetişmiyorsa, yarın da gitmesi gereken yer kapalıysa?
Teyze: Ah canım, bu akşam yatıp da yarın sabah kalkacağımız bile garanti değil, ben sana nasıl kesin bir şey söyleyeyim?
*

Aynen bu vecizeyi işittim teyzeden. Yuh yahu. Çüş artık. Dua edicez heralde yolladığımız şeyler vaktinde yerine ulaşsın diye. Ama bir posta takip numarası veriyorlar, çok hayret verici şekilde PTT'nin web sitesinden postanızın takibini yapabiliyorsunuz. Benimki hala ulaşmadı. Pek şahane.
*

2. Cuma akşamı Hoks'ta 80ler partisi vardı. İnanılmaz kalabalıktı. Önceden yemeğe gidip, oldukça geç saate kadar kaldığımız gecede dolabımın ennn yeni topuklu ayakkabısını test ettim. 15 dakika durabiliyormuşum ayakta. Galiba topluklu ayakkabıların rahat olma sırrını çözdüm. Ayakkabının topuğunun, ayak topuğunun ortasının bir parmak kadar gerisine denk gelmesi gerekiyor. Eğer topuk olması gerekenden öndeyse ayak altını geriyor, uzun süre ayakta durmayı imkansız hale getiriyor. Bilim dünyasına bu katkımın ödüllendirilmesini diliyorum.
*

3. Cumartesi gecesi ise Efe'nin askerden dönüşünü kutlamak üzere üniversite gecesi yaptık Ege'de. Her zamanki gibi çok güldük, harika yemekler yedik, yeşil efe içtik. Okul arkadaşlarımı çok seviyorum. Ayşegül'ün gelmesine çok az kaldı. O zaman artık keyfime diyecek olmayacak.
*

4. Yine rüya serilerine başladık. Bazen aylarca hiçbir şey görmeyip bazen de üst üste her gece rüya görüyorum. Bu aralar baş rolde arabalar var. Bir sefer arabayla kayboldum, bir türlü gitmeye çalıştığım yere varamadım. Bir sefer bembeyaz sanki transporter gibi bir araç kullanırken kaza yaptım, takla attım ama içinden sağlam çıktım, arabaya da bir şey olmadı. Geçen gece Antalya'da denizde yüzdüğümü gördüm. Ondan önce de İtalya'daki evimi su basmıştı ben de evin içinde bir iguana kovalıyordum. İşte böyle. Rüyalardan anlayan birileri var mıııı? Evet vücudumun bilimum yerlerinin açık kalmış olabileceği de bir çeşit tabir, haklısınız.

3 yorum:

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

ptt maceran komik :) insan yaşarken çok sinirleniyor ama sonradan düşününce komik geliyor :)

jelatin dedi ki...

"Yahu DELİ MİSİİİİİN?" diye bağırmak istiyorum sana Ayşe! İnanamıyorum! Evraklarını NEDEN Ptt ile gönderiyorsun ki? Hem evrak yahu, kartpostal da değil. Her köşede Yurtiçi'si, MNG'si, Aras'ı... Bence pahalı da değil bizim kargocular. Yani!

HMF dedi ki...

ayse,arabali ruyalarin hayatinla ilgili olabilir. kendi kullandigin araba, kendi kullandigin hayat. kaza yapiyorsun bir sey olmuyor, cunku kontrol sende vede super birisin:)
digerlerine bi'sey bulamadim..