14 Eylül 2008

I wish I was an astronaut.

Son birkaç gündür büyük çaplı oda toplama operasyonu yapıyorum. Çöp odada yaşadığım için bu operasyon büyük güçlükle ilerliyor. Devamlı tarihi kalıntılara rastlanıp da devam edilemeyen Roma metrosu gibi. Poşet poşet çöp -nihayet kasetleri attım, bir koca torba onlar- çıktı. Kıyafetlere henüz girişemedim. Asıl büyük çaplı temizliği onlarda yapmayı umuyorum.
*
İncik cincik dolu haldeki çalışma masası çekmecelerim ilginç parçalara ev sahipliği yapıyor. Sanki belli bir tılsıma sahipmiş de açılırsa gücünü kaybedecekmiş gibi duran eski Hıdırellez kağıtlarını bu sefer bir cesaret açtım. Lise son Hıdırellez dilek kağıdım beni hem güldürdü hem düşüncelere sevk etti. Dileklerimin hepsinin yerine gelmiş olması mı yoksa aslında oldukça sade dilekler dilemiş olmam mı beni gülümsetti bilmiyorum. Sağlık, mutluluk, başarı zaten benim hep ilk üç dileğimdir. Doğumgünü pastasını dahi bu dileklerle üflerim. Ufak tefek hayal kırıklıkları yaşanmadı değil bu üçü için ama hatırladığım büyük bir yıkım yok iyi ki. Ama son üç dilek asıl komik olanlar. ODTÜ'yü bold yapmam herhalde önemini işaret etmek içindi! Yani kim okuyorsa bunu özel dikkat rica etmişim sanırım, sağolsunlar beni kırmamışlar :) Megane Coupe ise biraz material girl dilek kategorisine girse de, dilek bu kardeşim, Ferrari de dilenebilirdi yani :) Megane Coupe'mi birkaç ay öncesine kadar 8 sene boyunca çok severek kazasız şekilde kullandım. O benim ilk göz ağrımdı, galiba hep en sevdiğim arabam olarak kalacak.. Bodrum'da tatil dileiğim çok ilginç. Ders çalışmaktan çok bunalmış olmalıyım! O yaz annemlerin arkadaş grubu ile beraber Nevra ile güzel bi Bodrum tatili yapmıştık.
*
O zaman aslında hayat ne kadar belirsiz. İnsanın girdiği okul büyük ölçüde arkadaş çevresini, ilerideki işini gücünü yani aslında hayatını etkiliyor, belirliyor. İstisnaları vardır elbette ama genel olarak böyle sanki. Bu kağıtla ilgili asıl şaşırdığım şey o sırada hayatım aslında tamamen benim ellerimde istediğim doğrultuda gelişebilecekken böylesine sade dileklerde bulunabilmiş olmak. Yani o sırada aslında ne bir rock şarkıcısı, ne bir astronot olmak, ne de başbakan olmak şu anki kadar imkansızdı. Yine de masum masum hep gerçekleşmesi olası dilekler dilemişim. Ya hayal gücüm pek geniş değilmiş ya da oldukça tatminkarmışım, daha ilerisini istemiyormuşum. Hatırlamıyorum. Mutlu bir aşk dilemez mi insan ya 18 yaşındayken? Ben de pek romantikmişim hakikaten!
*
Şimdi artık belirli bir mesleğe sahip olmanın getirdiği kısıtlamalarla beraber, yetişkin hayatının kalın çerçevesinde debelenen insan ordusunun yılmaz bir neferi olarak her zamankinden çok istiyorum Shirley Manson olmayı. Ve bu seneki kompozisyon Hıdırellez listem her neredeyse onu görüp kendime gıcık olmak istemiyorum. Hayatımdan memnunum, bi şikayetim yok ama artık balerin gibi bir şeyler olamayacak olma hissiyatı rahatsız edici. ODTÜ'ye girmiş, Megane Coupe'yi kullanmış ve Bodrum'da tatile gitmiş olmak yeterli olmalıydı -biz zamanlar yeterliymiş işte!- diye kendime kızarken, bir yandan da devamlı şekilleneduran hayat bizi farklı beklentilere sokuyor diyerek rahatlamaya çalışmam mümkün mü?
*
İnsan büyüdükçe hayalleri küçülür mü? sorusunun cevabı neydi filmde, onu da hatırlayamadım zaten.

8 yorum:

Hayatın Ressamı dedi ki...

berbat bir oda olsa gerek orası.o sekiz sene öncesinin kağıdımı yani?
neden atmıyorsun onları?
bence kıyafetlerini çöpe değil ihtiyacı olanlara ver.hatta biz bir sürü kıyafet toplayıp kimsesiz genç çocuklar vakfını aramıştık onlar gelip almıştı.sende öyle yap.bir kağıt parçasını yıllardır saklıyorsan senin bebeklik kıyafetlerin dolapta duruyordur ve bir kamyon dolusu elbise çıkacaktır eminim.

Adsız dedi ki...

Slm Aysecim, odanı bitirince benim odama da el atarmısın lütfennnn. Ben de her yıl bayram vb tatillerde su odayı bir temizleyeyim diyorum ama tek yaptıgım herseye bakıp atmaya kıyamayıp yerine kaldırmak oluyor. Yıllar gectikce de artıyor bu esyalar. Bu bayram tatilinde ben de boyle bir temizlik mi yapsam acaba :)Sevgiler Defne

Adsız dedi ki...

ya ayşe çok sevindim benim gibi hıdırellez kağıtlarını saklayan birinin daha olduğuna ben de 2001 yılından beri hıdırellez paramı (ben kağıdı paraya sarıp gömdüm daha sonra dileğim gerçek olunca gittim onu oradan aldım) tam 6 yıl cüzdanımda sakladım cüzdanım kaybolduğunda onun için o kadar çok üzülmüştüm ki
ben kağıdımı açmaya cesaret edemezdim sanırım çünkü biz hem yazıp hem çizmiştik ben kendimi gelinlikli sevdiğim kişiyi de damatlıklı çizmiştim ki kendisi eşim olur şimdi ev araba falan çizmiştim :)) bulan ne dalga geçmiştir eminim :))
SEMA

Adsız dedi ki...

imrenerek okuyorum seni..hayallerin gercekleşiyor..geziyorsun görüyorsun yiyiorsun içiyorsun mutlusun en önemlisi sağlıklısın..
ne güzel..
bi tek sükür ki sağlığım yerinde..

Adsız dedi ki...

Hmm gerçekten de insanlar dilekler dilerle ve balkide olması için dualar edilir. Ama bazen saklanan minicik bir kağıt insanı nerelere götürürü. Ben günlükleri de böyle değerlendiriyorum. Hani yazmışızdır anıları yıllar sonra ah ne olacak yarın dediğimiz yazı yıllar sonra tebessüm oluşturuyor.

Sevgiler
Çilekli pasta

Adsız dedi ki...

hay allah bende hıdırellez kağıtları ertesi gün denize , suya atılır diye fıydırıyorum gidiyorlar,saklanıncada gerçekleşiyorlarsa bende saklıycam valla:)

Adsız dedi ki...

aysecim,
aynen oda topluyorum atıyorum bitmiyor..birazda atma sonrası alısveriş (yeni sezon tüyoları)verirmisin???

velinkam dedi ki...

Hıdırellez kağıtlarını hiç saklamadım ben..Sanırım onun için hiçbir hıdırellez dileğim gerçekleşemedi :) Ama aklıma çocukken yaptığım dilekler geldi..Nasıl basit :) Hayat bizi farklı beklentilere sokuyor sanırım :)