Zaten kadın olmayacak mıydı?
Hayatımda daha meymenetsiz bir surat görmediğime eminim.
Birkaç sene sonra bakıp da hatırlamak için:
"Yaşadıklarının takdiri ilahi olduğunu belirten Üzmez, B.Ç.'nin ailesinden şikayetçi olmayacağını, onlara kırgınlık duymadığını ve görüşmeye devam edeceğini söyledi. Üzmez kendisinin en büyük düşmanının şeytan ve nefsi olduğunu söyledi. Üzmez, 'Nefsiniz neden düşmanınız?' sorusuna ise, "Bizi kötülüğe sürükleyen kendi nefsimiz değil mi? Nefsine hiç kimse hakim olamaz. Bir ben değilim" yanıtını verdi."
Senin nefsini ben..
Şafak çok güzel yazmış.
Biliyorum ki insanlar için böyle şeyler dilememek gerek, annem de görünce çok kızacak ama kendi karısına, kızına (eğer ki kendi eliyle 12 yaşında başka birine teslim etmediyse) böyle bir şey olmadan anlar mı bu adam ne halt ettiğini? Güya kızcağızın psikolojisi bozulmamış. Cehennemin dibine gidin.Hepimizin psikolojisi bozuldu sizin sapıklıklarınız yüzünden. Bu adamın hadım edilmesi gerek.
Tahliye demek beraat demek değildir, bunu da unutmamak gerek. Tutuksuz yargılanacak sadece. Kendi ağzıyla "nefsinin" kurbanı olduğunu iddia eden bir herifin yargılanmasının anında sona ermesi gerekmez mi? Ağzıyla söylemiş adam, geçmiş karşımıza bizimle dalga geçiyor.
En çok dikkatimi çeken de ne yazık ki şu bölüm oldu:
"Annesiyle Üzmez'in İstanbul'daki evine gittiklerinde iddia edildiği gibi cinsel istismarla karşılaşmadığını belirten B.Ç.,"Daha önceki soruşturmalarda verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Sanıklardan şikayetçi değilim. Davaya katılmak istemiyorum" şeklinde konuştu."
İddanamede telefon kayıtlarından birinde Hüseyin Üzmez, kızın annesi L.Ç.’yi arayıp B.Ç.'yi soruyor. Annesi hasta olduğunu söyleyince Üzmez ‘İnşallah aybaşı hali değildir’ diyerek B.Ç.'yi alıp onunla şöyle konuşuyor:
“Kan adet halinde misin? Bugün gelecektim, hasta olduğuna göre niye geleyim oraya kadar. Hastasın kızım seni derde sokmak istemiyorum hele iyileş de öbür hafta bir şey ederiz. Yine sizi çağırırım, Mudanya'ya götürürüm. İyi olsaydın bugün gelecektim işte bir gece kalırdık, ondan sonra sizi gönderir ben de dönerdim. İyi ayarlamıştım ama hastalık girdi araya. İnşallah gelecek hafta sonu olur. Tezgahları kuruyoruz. Az kaldı 1-2 ay sonra baban orada işe başlayacak. Ben de yakınım zaten. Gece gündüz beraber oluruz.”
Adli tıp B.Ç'nin psikolojisinin bozulmadığını söyleyen raporu jet hızıyla yetiştirdi mahkemeye. Üzmez'in tahliyesinde en önemli etkenin bu olduğu söyleniyor.Hala diyor musunuz yargının ne alakası var ya hükümetle diye ha, diyor musunuz?
Hala nasıl bu kadar sinirlenebiliyorum? Bir tane iyi şeyin olmadığı şu ülkede yaşamaya devam ederken nasıl hala şaşırabiliyorum?
Cumhuriyet Bayramı'nda şu yazıyı yazmaktan dolayı içim tiksintiyle dolu.
20 yorum:
Ayse, ben de olanlara inanamiyorum. O raporu veren heyetin, o kizin tutumunu degistirmesine neden olan ya da zorlayan insanlarin hepsinin taa... Yani beddua okumak istemiyorum, ama umarim layiklarini bulurlar, hele bu adamin basina oyle seyler gelsin ki fitil fitil ciksin yaptiklarinin acisi..
Gercekten de cildiracak gibi oluyorum butun bu taciz, tecavuz haverlerini okudukca. Ah bir elimize gecse de bu adamlar ceza neymis gostersek kadinlar olarak..
Ah ah...
Tiksinmek ki ne TİKSİNMEK !!!
Bu rezilliklerden iğreniyorum gun gecmiyorki ulkede baska rezillik duymayalım.
Allah hepsini bildigi gibi yapsın !!!
Gercekten Tiksinti gercekten ..........
Tüylerim diken diken oluyo.Bu nasıl bi durum aklım almıyo.Sadece çok korkuyorum,çok endişeliyim.
Walla sevgili Ayşe bu bildiğimiz gördüğümüz bir de sen çık mesela Ankaranın balta girmemiş semtlerine bak bir her taraf eminim bu iblislerle dolu..benim asıl üzüldüğüm senin de dediğin gibi hiç iyi bir şey olmayan şu garip ülkede şu iblislerle aynı havayı solurken hala nasıl bizim gibiler mutlu olmaya çalışıp, kaliteli bir şekilde hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Tanrı bizim gibileri korusun!
"Hala diyor musunuz yargının ne alakası var ya hükümetle diye ha, diyor musunuz?"
bence haksızlık ediyorsunuz, yargılaması hala devam eden bir sanığa değil...
"yargının ne alakası var hükümetle" kinayesindeki yargının uygulayıcı hakimlere haksızlık etmiyor musunuz...
ne zannediyorsunuz merak ediyorum... siyasi iktidarın mudanya asliye ceza hakimini telefonla arayıp "hüseyin üzmez'i tahliye et" dediğini mi???
bir hukukçu olarak, üstelik karar mekanizmasındaki bir hukukçu olarak(evet, doğru okudunuz) yazdığınız yargıyı yadırgadığımı belirtmek istedim sadece. inanın tahmin ettiğiniz şekilde işlemiyor sistem...
inanamadığınız, bu ne rezillik, ne kötü dedğiniz olayların, toplumdaki iyi insanları üzdüğü kadar bu ülkenin yargıçlarını da üzdüğünü ve bu olaylarla çok daha fazla muhatap olduğunu bilmelisiniz.
o halde bu ön yargı, bu zihniyet niye...
sevgilerimle...
bu olay başından beri miğdemi bulandırıyor.
İğrençlikten başka bir şey değil.
O küçük kızın yaşadıklarını zorlandığı şeyleri göz önüne alırsak psikolojim bozuldu şikayetçiyim deme hakkı ve özgürlüğü var mı ki
Yazık çok yazık
hukukçu anonime hukuk ogrencisi anonim olarak ben de katılıyorum, bu ulkede rte'yi bir kurusa mahkum eden hakimler de var. boyle bir genellemeyle tum hakimleri vebal altinda birakamassiniz.
mide bulandırıcı ... şimdi çıktı bu adam dışarı ,o kıza belki de yine yapacak ona yapmasa da mutlaka başka birine ..ve bu böyle sürecek..sürmemesi için bu adamların hadıme dilmesi lazım..inançmış dinmiş bu insanlar inançlıysa beni atın bir yere ve hiç çıkmim ..korkuyorum çok:(
karakelam selam,
Bu konuda yargıya direk suç atılamaz belki sizin açınızdan ama ortada bir sanık, o sanığı affedebileceği söylenen bir c.başkanı, o yönde değiştirilmesi speküle edilen bir yasa varken; adli tıp raporu rekor hızda tamamen manipüle edilmiş (sanık lehine) şekilde gelirken ben bu yargılamanın adil olduğuna, hukuk sisteminin temiz olduğuna, hükümetten baskı görmediğine nasıl inanırım?
metallica ile bitirelim:
justice is lost
justice is raped
justice is gone
pulling your strings
justice is done...
emelcim,
artık her şeyin boku çıktı. gazete okumak haber seyretmek çin işkencesi gibi. umarım daha güzel günler görebiliriz bir gün.
figen karavas,
unutmamalıyız bunları. adamın yanına kalacak olması beni delirtiyor.
bahar,
ben de korkuyorum. bir gün çocuğum olur diye, o çocuk kız olur diye, böyle bir sapıkla yolu kesişir diye.
anonim,
dibimizde böyle şeyler olurken kaliteli yaşamak da olmuyor ki. istediğin kadar açık tutmaya çalış gözlerini, oku, bil, öğren daha çok delirmeye yarıyor sadece. of.
karakalem,
Tabii ki yargının tamamına, binlerce çalışanı olan mekanizmanın her kesimine, her bireyine bir yafta değil bu. Ama siz de bir hukukçu olarak benden çok daha fazla takdir ediyorsunuzdur ki bu ülkede yargıda aksaklıklar, çok mühim (bize göre tabii) davalarda zaman aşımları olurken ergenekon ve hüseyin üzmez gibi kişilerin bu tip sinir bozucu davalarında birilerinin gizli parmağını hissederek de büyük paranoya örneği göstermiyoruz. Rekor hızda yetişen adli tıp raporları somut gerçek değil mi? Bu önyargı değil inanın. Bu bıkkınlık, bu öfke. Cezasını bulmasını istediklerimize hepimizin vicdanını rahatlatacak şekilde bir bedel ödetilmeyince benim güvenim sarsılıyor, üzgünüm. Yoksa iyi birşeyler görmeye milletçe her zamankinden çok ihtiyacımız var. üslubunuz için ayrıca teşekkür ederim.
zeya,
kız şikaetçi bile değilim demiş. ben şikayetçiyim diye dava açmak istiyorum adama.
anonim,
sanırım yazdığım açıklamayı okumuşsunuzdur. tabii ki tek tek tüm bireyler için değildir bu yorum. ama gidip de bu adamın tahliye edilmesi bizim de güvenimizi sarsıyor kuruma karşı, bunu da anlamanız gerekir.
esin,
bir de görüşmeye devam edeceğim demiş. yasak konması gerekmiyor mu diye düşünüyorum..
şafak,
aslında gerçekten önyargılı olmadığımızı, hatta iyi bir şey görmeye ne kadar hasret olduğumuzu anlatmaya çalıştım. umarım olmuştur.
hiç şaşırmadım gerçekten..mesela kot pantolon giyen biri tecavüze uğradığını iddia ederse bu iddiası kabul görmüyor..neden mi??e kot pantolon giymiş karşısındaki zorla nasıl açsın pantolonu yok yok kesin istemiş o iftira atıyor,hele bir de öpüşmüşse ve tecavüz ettiği iddia edilen kişi erkek arkadaşı ya da kocasıysa oo kesin iftira..off nefes alamıyorum gerçekten:((bu arada yazının başlığındaki sözü söyleyen kasklı sapık beni de takip etti bi arkadaşımın apartmanında ve şans eseri kurtuldum,neyse ki yakalanmış..didem
bu konu hakkında söylenecek o kadar çok şey varki yazdıklarınıza katılıyorum bunu hadım etmekle kalmayıp aynı pisliği onada yaşatmak lazım o zaman anlar karşısındakinin pisikolojisini
böyle sapık zihniyetli kişilerle aynı toprakları paylaşmaktan üzüntü duyuyorum..
eline sağlık ayşe,
haber karşısında hepimizin duygularına tercüman oldun, ne diyeyim ki başka.
blogunuza böyle bir resmi koyarak büyük bir cesaret göstermişsiniz, zira adamın suratını gören sayfayı kapatmak ister..:( nitekim ben de yazınızı okurken, resme bakmamak için özel çaba harcadım...
ruhunun pisliği suratına yansımış...
Ay midem kalktı yemin ederim. Aksam Tv de boy gosterdi utanmadan ve utanmadan Ata mıza laf attı Atamız obur tarafta hesap veriyormus.Sende bu tarafta once hesap ver insallah iğğğğ......
Fikrisabit
Hislerime tercuman olmussun..ıgrenc pislik herif....yani beddua etmek benim tabiatimda yok ama bunlara etmeden duramiyorum.Insanligin yuzkarasi namussuz. Bi arkadas da yazmis ya ucra mahallelere gir de bak bunlarla dolu diye.Ucra mahalleye girmeye ne gerek...Sapiklik din dil irk ve ozellikle meslek -kariyer tanimiyor.Onlar heryerde...yanibasimizda bile olabilirler...cocuklarimizi cok iyi egitmeliyiz bence ve yetiskinler olarak da gozumuzu 4 acmaliyiz.
Cok uzattim ama ...bence cogunlugun basina gelmistir kucuk yasta taciz.(Benim geldi allahtan akli basinda bir cocuktum ve anneme olayi anlattim.Cok detaya girmiyeyim simdi ama sadece elle tacizdi.Fakat ayni mahalleden bir kiza daha adam ayni setyi yapti.Esnafti ve komsumuzdu..kiz kacarken bacagi kirildi.Adami hapse tiktilar ve bizlerde bunu destekledigimiz icin sapigin ailesi kizi ve karisi annemlere kustu filan.Uzun hikaye ...iste tabi ki kimse en yakininin sapik oldugunu kolayca kabullenemez ama sahiplenmemli de.
Hele dün F.Altaylı'da "ben onun annesinin de küçüklüğünü bilirim" dedi ki, bunu bile söylerken yüzünde o huzur (!) veren ifadesi vardı sülük yapışmış bıyıklarının altında.
O üzmez denen puşt haberlerde bir vidyoyla çıktı, vidyoda " hergün eğil kalk eğil kalk neryee kadar, biraz da eğlenmek, heyecan lazım değil mi" diyor.
Sehrin azizleri (the boondock saints) filmindeki gibi teker teker infaz etme şanşım olsa, 1 dakika tereddüt edersem en şerefsiz adamım...
Yorum Gönder