14 Aralık 2008

Aptallar için tatil, mutluluğu sınırlı günlere sığdırma çabasıdır. Ya da Makarna FM

Neredeyse 10 gün olmuş, ben bu arada 2 kelime yazmışım sadece. Bayram rehaveti galiba. Şuna kanaat getirdim: Tatil için biryerlere gidince tatilden bişey anlamıyorsun. Hemen geçiveriyor. Çalışan insanlar familyası olarak bu seneki ikinci dokuz günlük efsane tatil serimizin sonuna geldik. Bir daha ne zaman böyle bir şey denk gelir belli olmaz. Dünyanın yakınından geçen kuyruklu yıldız gibi bişey işte.

5 gün Antalya, geri kalanı da Ankara'da geçti tatilin. Kimse bana ne şeker, ne de para verdi; bayram sırasında da Almanya'da mı Türkiye'de mi olduğumuzu pek anlayamadığımız bir otelde olduğumuzdan dolayı kurbanla ilgili bir şey de duymadım, benim için hayırlı oldu. Arada televizyonda rastladık manyak görüntülere ama seyretmedik. Özellikle sık sık görüşemediğiniz çok sevdiğiniz kız arkadaşlarınızla tatile gidince kötü bir şeyler hakkında tek kelime duymak istemiyorsunuz. Ben sahilde yürüyüş yaptım. Ayaklarımı denize soktum. Antalya'da yine Floridaymışçasına denize girenler vardı. Oradaki güzel havaya çok kolay alışılıyor. Ankara'ya inince hatırladım normalde kutup ikliminde yaşadığımı. Tatile bol bol neşeli sohbet, her şey dahil yüzünden uyduruk yemek ve içkilerden 24 saat beslenme, sahilde yatış, bir harika Antalya Balık Evi gecesi, bir hamam-kese-masaj seansı sığdı.. Yine de tekrar evde olmak güzel :)

Uzun zamandır lafını ettiğim taze makarna için bu uzun tatilden daha iyi fırsat olamazdı, ben de değerlendirdim. İlk olarak şunu söylemek isterim: internetten baktıklarım, kendi yemek kursu notlarım ve La Cucina Italiana'nın makarnaya adanmış ilk sayısından aldığım yardımlara rağmen bu hamuru hazırlamanın bu kadar çetrefilli bir iş olacağını tahmin edememiştim. Bir insan da yazsın bir zahmet bu malzemelerden hemen hamur olmaz, bilekleriniz kırılmaya az yakın yoğurmayı bırakabilisiniz diye. Eee Ayşe sen bunu kursta yapmıştın önceden, yazmıştın ya hani diyeceksiniz. Haklısınız. Kurstaki KitchenAid'in hamur yoğurma aparatı pek şahane çalışıyormuş diyeyim ben size.. İrmikli ve irmiksiz tarifler mevcut. Ben size kendiminkini vereceğim.

4 kişi için:
300 gr un (3 su bardağı)
3 yumurta
2 çorba kaşığı zeytinyağı
1 çorba kaşığı tuz
İhtiyaca göre yavaş yavaş eklenecek yarım bardak kadar su.

Şimdi benim bulduğum tariflere göre aslında hamura su eklenmiyor ama ben unu eleyip, ortasını havuz gibi açıp, yumurtaları, zeytinyağını ve tuzu ekledikten sonra yoğurma işine geçtim ve orada kaldım. 10 dakika olmuştu ki ben hala kumla oynar gibi bir halde uğraşıp duruyordum hamur elde edebilmek için. Acaba bir yumurta daha mı eklesem diye düşünürken aklıma su geldi. Yarım bardak civarı suyu yavaş yavaş hamur olamamış şeye yedirerek ekledim. Bu şekilde bir hamur elde ettim. Hamurumun fesleğenli olmasını istiyordum ama evde taze fesleğen yoktu bu yüzden hazır makarna soslarından fesleğenli olanlardan birini kullanmaya karar verdim. O da biraz yağlı olduğu için hamur güzel ama beni şüphelendirecek kadar güzel bir hale geldi. Oldukça sert ve zor şekil alan bir kıvamda olduğunu söyleyebilirim. Hamuru istediğim hale getirdikten sonra 15-20 dakika kadar beklettim. (Bunun neden yapıldığını bilmiyorum ama her yer yapın diyor. Hamuru dinlendirin diyorlar, bence kendileri yoğurmaktan yoruldukları için olabilir!) Daha sonra merdane ile 1 cm kalınlığında açtım (bir dahaki sefere biraz daha ince açmak istiyorum.) Bir süre önce bu makarnayı yaptığım zaman kesmek için kullanabileceğimi düşünerek aldığım taze baharat doğrayıcı ile spaghetti, annemin komşuya verdiği kurabiye kalıplarımın yokluğu yüzünden de kahve fincanının ağzıyla ise yuvarlaklar yaptım. İçinde bir şey olmayan ravioli gibi düşünebilirsiniz.

Kesme kısmı zevkli. Bana fazla sorun çıkarmadı. Hamurumun yağ miktarı da az olmadığı için beklereken birbirlerine yapışmadılar. Makarnaları tuzlu kaynar suda 5 dakikadan biraz daha uzun süre pişirdim. Bu sürede komik bir şey oldu. Benim hamura kattığım fesleğen sosun büyük kısmı suya karıştı. Yani tencereye yeşil benekli halde giren hamur parçaları, neredeyse ak pak bir halde çıktılar sudan. Artık bu raddeye geldikten sonra haliyle sağlık olsun diyerek yola devam ettim. Ayrı bir tarafta en sevdiğim sos olan fesleğenli domatesli sarımsaklı sostan yaptım. Pişen taze makarnalarımı bir kaba çıkardım, üzerlerinde zeytinyağı gezdirdim ve hazırladığım sosla karıştırdım. En son üzerlerine parmesan rendeledim.

Taze makarnanın tadı genellikle bildiğimiz makarnadan biraz daha yavan kalıyor. Bu yüzden sade yenmesi pek olası değil. (Hayır benimki değil sadece!) Genel olarak domatesli ya da kremalı sosla servis edilmesi tavsiye olunur.

Fotoğraftaki tabak benim kendi tabağım. Hepsini afiyetle yedim, çok da beğendim. Kendi kendime bir dahaki sefer için not olarak şunları söyleyebilirim: Hamura daha çok tuz kat, hamuru daha ince aç.

Taze makarnayı yapmak elbette ki normal makarnadan daha meşakkatli. Ama bir KitchenAid'iniz olursa hiç de değil! :)

Bir sonraki hedef olarak yapmayı düşündüğüm yılbaşı kurabiyelerinden galiba hevesimi aldığım için yepyeni bir şey denemeye karar verdim. Şuradan görebilirsiniz. Şimdiden heyecanlıyım!

7 yorum:

Adsız dedi ki...

ekmek yapma makinelerinin hamur yoğurma kısmı yapar mı bu işi acaba?
bir taşınayım yeni eve deneyip haber veririm :)
ben 30 derece sıcaktan geldim bünyem yerlerde sürünüyor :(:(:(

$afak dedi ki...

Zeya benden erken davranmış ekmek yapma makinelerinin hamur fonksiyonu var. Ben onunla bir deneme yapacağım kanımca :)

Bu kiçıneyd'le birine hedef mi gösterilmiş sanki? (:

ömer hasançebi dedi ki...

+30 -30 çok farklı dünyalarda geçirmişiz tatilimizi:)

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Ayşecim;
yine fotolarını görünce acıktığımı hissettim. Özellikle de bir makarna delisi olarak tarifini hemen not ettim.Başarabilirmiyim bilmiyorum ama denemekten zarar gelmez sanırım. benim öyle makarna yapmak için alet edevatım yok ama bir yolunu bulurum elbet.harika görünüyorlar bence.sosun suya karışıp renginin yeşilimsi olması da hoşuma gitti.ilginç olmuştur. afiyet olsun sana.tatilin de iyi geçtiğine sevindim senin için.sevgiler

Adsız dedi ki...

Selam,
Yemek kursu ile ilgili yazılarını büyük bir ilgiyle okuduk..
Biz de bir yemek kursuna gitmeyi düşünüyoruz uzun zamandır..
Acaba gittiğin kurs hakkında bilgi vermen mümkün mü? Telefon , adres vs..

Şimdiden teşekkürler,

Zuhal ve Can

daphnevega dedi ki...

zeya,
hımm ben bunu bi anneme danışayım. danıştım. galiba yapıyor sen bi bak dedi. iş başa düştü. ben bi bakıyım :)

şafak,
annem beni başından attı sen anlatsana şafak bana. bi de haftasonu kebapçıya gittik beraber, neden kaçıyosun erkenden istanbul'a? kitchenaid konusuna hiç girmiyorum, süper pahalı, şimdilik gerek yok, daha çok yemek yaparsam gerek var :)

topsy kretts,
:) ankara'da buz gibi oldu ama. ben hiç sevmiyorum. sen nasıl baş ediyorsun orada?

tuğba,
yeterince metanetli olursan başaracağına eminim :)

zuhal ve can,
yemek kursum gift and gourmet house. kennedy caddesi'nde. detaylı bilgi için www.eglenceliyemek.com'a bakabilirsiniz.

ömer hasançebi dedi ki...

alıştım diyelim:) ankaranın soğuğuda bi başka olur, ama kar yağmadıkça soğuk hiç çekilmiyo.