30 Haziran 2009

HAYAT

Merhaba! Aslında 10 gündür yazı yazamıyorum. Viyana hakkında söylyecek çok şeyim var ama biliyorsunuz ki bir yandan tam zamanlı Superman olarak görev yapıp dünyayı kurtardığım için hiçbir şeye vaktim yok, ama bir gün olacak. Arkadaşım Selçuk bugün beni çok mutlu etti. O benim hayatıma üniversitede giren çok sevdiğim arkadaşım. Siz onu benim arkadaşlarımla beraber çok eğlendiğim zamanları anlatan yazılarımdan ve daha da önemlisi yıllar önce bana taktığı lakap olan "Ayşemon" şeklinde başlayan yorumlarından tanıyor olabilirsiniz :)) Hayatımın ciddi gülme krizlerinin çoğunu beraber yaşadık.. Dönüp baktığımda üniversite hayatımın bana kattığı en önemli şey olan muhteşem arkadaşlarımdandır Selçuk. Çok gerçektir. Biraz çatlaktır. Tikidir ama her şeyden haberi vardır. Burada telaffuz edemeyeceğim kadar ahlaksız sözcükleri literatürümüze sokmuştur :))) Dünyanın en komik insanlarından biridir. Baran'la yanyana olduklarında ise ölene kadar gülebilirim onlara. Benim için ayrıca bir önemi de bu blogun en başından beri en sadık okuyucusu ve destekçisi olmasıdır. Benim kendimi Dostoyevski sanmamı bile sağlayabilecek yorumlar yapar hep :) Allahtan ben daha gerçekçi biriyim :) Uzun süre önce ona "bişeyler yazsana sen de" demiştim. Birden aklına gelmiş ve yazmış. Bazı yerleri karamsar, bazı yerleri ise Selçuk'un uçarılığını tamı tamına ifade eden bir yazı olmuş. Ben okurken gülümsedim ve Selçuk'la her daim daldan dala atlayan konuşmalarımızdan birini yapıyormuşum gibi geldi. Sürekli "Ne boktan lan hayat!" ile "Ulan ne şanslıyız!" arasında gidip gelen hissiyatlar işte :))
Sizi Selçuk'un yazısıyla başbaşa bırakıyorum.. Arkadaşımın Türkçe karakterleri yok. Kendisi himayem altında, imla yanlışlarına çemkiren karşısında beni bulur :) Konuk yazarım Selçuk karşınızda!!!

p.s: Resmin konuyla hiçbir alakası yoktur. hahahahah :)



Bu ilk yazi denemem...Galiba liseden sonra...Zaten o zamanlar da pek yazmayi sevmezdim..Yani o yuzden giris gelisme sonuc tarzi bir yazi degil...Bir cok imla hatasi yada yanlis kullanilan kelime olabilir..Zaten Ayse de bunu sayfasina koyar mi koymaz mi bilmiyorum...Onun super yazilarindan sonra bu cok bos ve sacma da gelebilir..Ama doldum iste...Galiba bu aksam bisiler yazip rahatlicam..Hem Ayse icin de guzel olur,uzundur yazamiyo o da..

Yazinin konusu hayat...Hayatimiz...Beni yakindan taniyanlarin da bilecegi gibi aslinda baya karisik bir hayatim oldu..Cok ovunmek istemiyorum ama su yasta basima gelebilecek bir cok sey basima geldi...Yok yok detaylara girip sizi baymicam..Herkesin hayati kendine..Ama 24 yasimda benim de hayatla ilgili bazi gozlemlerim var..Kiminize sacma, kiminize bos gelebilir ama iste bu benim hayat gorusum...

Zaten hayatin ne oldugunu da iki yil one en yakin arkadasimin babasinin olu bedenini gorunce anladim...Daha once hic bole bisi yasamamistim..Ailemde ciddi bir olum olmamisti...Ama onun cansiz bedenini gorunce hayatin ne oldugunu cok iyi anladim...
Bir kere sonu var...O kesin..Yani hicbirimiz sonsuza kadar yasamicaz...Hos aranizdan dindar olanlar simdi cennet cehennemden bahsedebilir ama ben olunce olundugune inananlardanim...Sonu var iste...Sinema diliyle `the end`...

Bir de cagimiz gercegi `para` durumu var...Simdi kafanizi bos kapitalist laflarla ya da komünist manifestoyla doldurmucam..Ama malesef izledigimiz her filmde,klipte hatta her Turk dizisinde kurulan bir materialist, parasal hayat var,Bizi at yerine koyan,para icin kicimizi yirtmamizi saglayan...Malesef dogdugumuz ilk gunden gozumuzu kapayincaya kadar para kazanmak icin (zengin doganlar haric,ki aslinda bunlarinda yuzdesi o kadar cok degil) ugrasiyoruz...Burda deginmek istedigim bir nokta var...Hayat dedigim bu hikayenin aslinda baslangicini da biz secmiyoruz...Kabullenmesi zor olsa da annemizle babamiz sevisiyor,ve sonucunda siz,ben ya da bizler dunyaya geliyoruz...Isin daha enteresan kismi, nerde kimin cocugu olucagimizi da biz secmiyoruz...Siz buna mucize yada kader diyebilirisiniz..Benim bu konuyla ilgili buldugum bir isim yok...Ama sunu biliyorum,Afrika’da cok fakir bir kabilenin ac cocugu da olabilirdik,Irak’ta savasla buyuyen bir cocuk da,Micheal Jackson’ın cocugu da ve hatta cok zengin bir adamin cocugu da...Daha enteresan olan bir milyon sperm arasindan yarisi kazanmis olmamiz...Yasadigimiz kriz ortaminda cogunuz `ulan keske dogmaz olaydim` diyebilirsiniz...Ama bu bir mucize...Yani bunu bilmek icin pollyanna olmaya da gerek yok...Hakkaten dunyaya bir sekilde gelmis olmak bir sans...

Turkiye icin konusmam gerekirse...Malesef tam anlamiyla 3.cu dunya ulkesinde yasadigimizdan oturu,cogu tercihimizi aslinda bizler yapmiyoruz...Kendim icin konusmam gerekirse.hayatimin gidisatini daha cok Oss sinavi sirasindaki 3 saatlik eforum belirledi...Zaten o gune kadar da hobilerim ya da hayallerimin pesinde kosmaktansa,ilerde fakir kalmami engelleyecek at yarisina girmis bulundum. O zamanlar hayalin neydi derseniz direk verebilecek bir cevabim yok ama,maden muhendisi olmanin hayalim olmadigini sizlere rahatlikla soylebilirm..

Kotu oldugunu soyleyemem...Annelerimizin bize hep soledigi gibi kolundaki bilezik tabirini yine kullanacagim...Evet kolumda Odtu gibi bir altin bilezik oldu...Ama malesef bu izledigim maxi miles reklamindaki hayatin a ile b arasinda kalma durumuna engel olamadi...Hakkaten reklami her izledigimde ayri bir bunalima girip,kaderime kufretmek zorunda kaldim...

Daha da kotusu ben arada bos durmayip,calisirken bir de mastir yaptim..bir altin bilezik daha...Superrr!!! Mezun olurken annemle babamin gururu muhtesemdi...
Isin en enteresan kismi,mastirimi bitirdikten sonra bilkenti bitirip tango hocasi olmaya karar veren enyakin arkadasimi kiskanmam oldu...
Ve durup su soruyu sordum kendime...Mutlu musun????

Ahhh iste bir cevap verebilsem...Bu ara yasadigim duygusal gelgitlerden oturu mutsuz sayabilirim kendimi...Ama hayallerimi dusundukce bir rahatlama geliyo icime..
Oncelikle arkadasimin grubunda solistlik yapmayi denicem...Aslinda sesim baya korkunc ama denicem...
Bu arada hayallerden bahsetmisken Italya hayalini gerceklestiren Ayse’nin bu acidan bana gercekten super bir ornek oldugunu soyleyebilirim...
Bir de o a ile b arasi durumu rekleminda oldugu gibi o sikisip kalan oku abuk subuk bir yere yonlendirmede buyuk fayda var...En yakin zamanda yurt disina cikicam...Simdilik hayal olarak aklima sadece bunlar geliyo...Ama her hayalim gerceklestiginde hayati daha guzel yasadigimi hissedicegime eminim...
Ayrica hayattan bahsetmisken,su dunyada 6 milyar insanin yasadigini,aslinda hepsinin 1 milyon sperm arasindan secildigini dusunursek. baya enteresan bir durumla karsilastigimizi soyleyebilirim...
Aslinda konuyu tamamen ozetlemek gerekirse (sonuc cumlesi yazmak geldi icimden) hayat baya bos ama baya degerli bisey...
Sondan bahsetmek hos degil ama, onu bilmek ve ona gore yasamak belki isleri kolaylastirabilir...

P.S: Galiba Ayse'nin sayfasinda yazi yazmak da hayallerimden biri sayilabilir :D hayatta hersey gonlunuzce olsun....

15 yorum:

neşe dedi ki...

ayseden sonra sana da alışabiliriz gibi geldi bana :) güzel yazıydı..hayallere; herşeye rağmen hayallerimize tutunarak, onları hangi yaşta olursa olsun her zaman elde edebileceğimizi bilerek yaşamalı. her yeni gün ayrı bir mucizedir bence, sevgili selcuk senin de herşey gönlünce olsun bizim de umarım..çok şekersiniz dostluğunuz daim olsun..

ömer hasançebi dedi ki...

tebrik ederim, keyifle okudum...

limon dedi ki...

aslı var mı bilmiyorum ama psikolojide "mezuniyet sonrası hayatı sorgulama dönemi" diye bir dönem olmalı. Belki vardır da ismi farklıdır. Bu süreç bazen 5 yıla kadar çıkabiliyordur da ben 2.yılı devirdim :)
Aslında ne yaptığımızın bir önemi yok, ne okuduğumuzun da. Selçuk dediğin çok doğru, biz seçemediğimiz bir hayatı yaşıyoruz. Bu menünün içinde ne çıkacağı belli değil, benim patatesim elma dilim olsun ya da yanında fanta alayım deme lüksümüz yok, ne çıkarsa bahtımıza. Ve hayatta inandığımız birçok şey doğduğumuz aile ve yaşadığımız çevre ile şekilleniyor.
Güzel bir yazı olmuş, okuyanları düşündürüyor olması da kanıtı.
Ayşe sana iyi gezmeler, ben tertemiz Viyana sokaklarında köpek pisliğine basarak, plaket kazanmış biriyim, keşke tekrar yaşayabilsem :) Tabi ki Viyana'yı :p

Unknown dedi ki...

konuk yazar sahane:)daha cok konuk olsun..

stuven dedi ki...

liseden sonra yazmamış halin buysa yazmış halini düşünemiyorum. keyifli bir yazıydı...

Adsız dedi ki...

selcuk blog acsin..adi da selcuk's world olsun diyorum..

Adsız dedi ki...

selçuk blog açsın, isteyen takip etsin...ben ayşemi isterim !

sessiz balik dedi ki...

blog aç okuyalım selcuk
hayallerini yazarsın önce
gerçekleştikçe çentik atarsın
yazdıkça başka hayaller de çıkar ortaya

ben de odtüden mezun oldum , sıkıldım daraldım sığamadım ,6 kere felan iş ,4 kere de şehir değiştirdim

ama bitiyor
bi süre sonra yapamadıkların için üzülürken yapacaklarına enerjin kalmadığını anlayıp üzülmeyi bırakıyor ve elindekilerle mutlu olmaya anı yaşamaya başlıyorsun

en azından ben öyle oldum
ama bir süre sonra
hemen değil
27 yaşımda felan belki 30

dodod dedi ki...

süper tespit

"bi süre sonra yapamadıkların için üzülürken yapacaklarına enerjin kalmadığını anlayıp üzülmeyi bırakıyor ve elindekilerle mutlu olmaya anı yaşamaya başlıyorsun"

$afak dedi ki...

tespit gerçkten çok güzel...

Selçuk kendi yerini aç! :)

etipuf dedi ki...

özlem abla
"elindekilerle mutlu olmaya anı yaşamaya başlıyorsun"kısmını becerebilmek bile bir şans o da her kula nasip olmuyor çünkü:)

Adsız dedi ki...

Ayşemon;

Yazıyı yaynlıdığın için teşekkurler...

Ayrıca güzel yorumlarınız için sizlere de teşekkurler...

İnternet ortamında bile olsa birşeyler paylaşınca insan kendini daha iyi hissediyor..

Selçuk

emelo dedi ki...

Selcuk blog acsin!

assortiek dedi ki...

sanırım çoğu yorum aynı,bencede blog açmalısın selçuk,kesinlikle hemde:)

freyja dedi ki...

insanların çoğu, hayalleri için geç kaldığını düşünüyor. Bence 25 değil 30 hatta 40 bile olsan umudunu yitirmemelisin, insanı hayata bağlayan en önemli şeylerden biri hayalleri, yaşama enerjisi veriyor.