29 Eylül 2009

Amasra böyle bir yerdi 2

Tavşan adası böyle bir yer. Bir kara parçacığı :) Üzerinde nereden geldiği belli olmayan tavşanlar var. Biz 3 tane gördük. İlk tavşanı oraya kim götürdü, tavşanlar yoktan var olabilen varlıklar mıdır, tartışılması gereken konular. Biz onun yerine "tavşanı görenin dileği gerçek oluyormuş" dedikodusu başlatarak herkesin tavşan görmesini sağladık. Sanki uzaylı muamelesi görüyor bu tavşanlar. Tavşan yani, görünce bu kadar şaşırmak neden? :) Aktivite işte. Göz numarası yüksek olanlar adadaki karaltıları görmeyi başarıp da "aaa gördümm, ben de gördümm" diye bağırırken tavşanlar uçmaya başladı. Meğer onlar kuşmuş.
*
Bir de Barış Akarsu'dan bahsetmek gerek. Burası onun memleketi ve her yerde posterlerini görüyorsunuz. Onun anısına bir heykelini Amasra'nın en güzel yerine dikmişler, tam denize bakıyor.. Bu kadar kısa zamanda bu kadar sevilmek de çok güzel bir şey olsa gerek.
*

İkinci günümüzde kağıt değil de tabu oynamaya karar verdik. Tabu XL aşırı komik bir şey. Ben her oynayışta sandalyeden düşme tehlikesi geçiriyorum (bir kere de gerçekten düştüm!). Amasra'da çay bahçelerinde kağıt, tavla vs oynamak için masalar ayrılmış. Gittiğimiz çay bahçesinin oyun kısmı kapalı bir bölmeydi, biz de dışarıda oturmak istiyorduk. O yüzden çok güleryüzlü bıdırık garson çocukla benim aramda şöyle bir diyalog geçti.

- Şey biz kağıt oynamıycaz, tabu oynıycaz, yine de içeri geçmek zorunda mıyız?
- Evet abla.
- Ama bu tabu iskambil gibi bir oyun değil.
- İçerde oynanıyor abla.
- Böyle kelimeler var, karttan onları anlatıyosun.
- (Gülerek) Tamam hadi oturun dışarıda.
*
Yılanı değiliğinden çıkaran tatlı dil değil de, bezginlik olabilir mi? :)
**
Amasra salatası diye bir şey var. Böyle turpları, havuçları oyup-kesip ilginç şekiller yapıyorlar. Salata hakikaten çok güzel. İçinde turşu, pancar gibi şeyler olması salatayı farklılaştırıyor. Bol malzemeli tepeleme salatalar hemencecik bitiyor. Amasra'da salata benim için ayrıca kıymetli oldu çünkü meze açığını kapattı. Amasra'daki restoranlarda meze çeşidi konusunda sıkıntı var, ki bizim gittiğimiz iki restoran da (Çeşmi Cihan ve Canlı Balık) buranın en iyisi olduğu bilinen yerlerdi. Buna rağmen meze çeşitleri beyaz peynir, haydari, acılı ezme, şakşuka gibi kebapçı mezeleriyle sınırlı. Bu Karadeniz bölgesiyle ilgili bir konu da olabilir. Ne bir otla yapılmış meze, ne de fava gibi geleneksel balık mezelerine rastlayabildik. Ara sıcak olarak karides, kalamar ve midye tava her yerde var ama yegane çeşitler bunlar. Bir de midye dolma yok. Sokakta midye dolmacı da yok. Galiba midye dolma Amasra'da tanınan bir şey değil. Bol kalamar, beyaz peynir ve salata ile meze eksiği kapatılabiliyor. Zaten bol bol balık yeniyor. Çünkü Amasra'nın asıl iddiası bu. Biz lüfer yedik, masada Çupra ve barbun da yendi. Herkes balıklarını çok beğendi. Restoranlar rezervasyon yapmıyor. Bu biraz tatillerdeki yoğunluğu idare edebile alışkanlığından yoksun olduklarından. "7 gibi gelin alırız, yoksa söz veremeyiz" gibi cümlelerle bizi gerdiler ama buna rağmen 9 kişi iki gece de istediğimiz restoranlarda yemeyi becerdik. Çok geçe kalmadan gidin, problem olmaz. Canlı Balık'ta deniz kıyısında oturmayı çok istedik ama 9 kişilik masa ayarlayamadılar. Bizi üst kata üzeri kapalı terasa aldılar. Gecenin ilerleyen saatlerinde sağanak yağmur başlayınca her işte bir hayır olduğuna inandım.
*
Elbette Amasra'nın olayı rakı-balık ama gündüzleri acıktığınızda başka seçenekleriniz de var. Her zaman, her yerde güzel olan patates-bira ikilisi, karadeniz pidecileri (ben iş günlerinde o kadar çok pide yemek durumunda kalıyorum ki asla düşünmem) veeeee şimdi bahsedeceğim bir mantıcı var! Hayatımda yediğim en güzel mantıydı desem sanırım abartmış olmam. Belediyenin önünden devam eden sokakta Acıktım isimli bir mantıcı var. Kesinlikle burada mantı yemelisiniz. Servisimizi yapan kız da o kadar tatlı ve güleryüzlüydü ki.. Mantılarının tadı damağımda kaldı. Bir daha gidersem 2-3 öğün yemeyi düşünüyorum! Galiba Amasra'ya gidip de balıktan çok mantı öven bir tek insan ben olabilirim ama ne yapalım, gerçek hislerim bu yönde.
*
Gece eğlencesi için Hayalperest diye bir yere girmiş bulunduk. Zaten Amasra'da toplasan 3-4 tane bar var. Burada bir çocuk tek başına gitar çalıyor, Türkçe şarkılar söylüyor. Kafanız zaten çok iyiyken burada sotb shotlar yaparsanız (çok bereketli bir shakermış, o kadar kişiye 3 tur döndü) her türlü şarkıyı nasıl da şakır şakır söyleyebildiğinize kendiniz de şaşırabilirsiniz! En son Baran, bir tek kendisinin bildiği bir şarkının aslında flamenko şaheseri olduğunu ve 7 gitarla çalındığını, bardaki çocuğun bu şarkıyı çalmasına çok şaşırdığını söylüyordu. Bence o şarkı bardaki çocuğun kendi bestesi olabilir :) Bir de Volki efsanesi var. Daha otele girdiğimiz anda afişini gördüğümüz Bülent Ersoy-vari Volki hakikaten görülmeye değer olmalı, biz göremedik ama olsun! Gece program yaptığı(!) barın önüne gidip de içerinin tıklık tıklım olduğunu ve bizim girebilmemiz mümkün olmadığını anlayınca tekrar Hayalperest'e gidip şarkı söylemeye devam ettik. Sonra ben tuvalet sırası beklerken yabancı turistlerle tanıştım ve Amasra'ya gelmiş olmalarına çok şaşırdım.
*
İşte Amasra böyle bir yerdi.
Gidin, denize bakın, rakı için, balık ve mantı yiyin, gelin.
Sırf bunun için bile gidilir.
İyi ki gittik biz.
İyi ki bayramda Ankara'da oturmadık.
Yanınızda kalkıp gitmek hevesinde olan, heyecanlı insanlar olması bence çok çok önemli.
Hayatı yaşanılır yapıyor.



4 yorum:

Abuk Kraker dedi ki...

Ne güzel gezmişsiniz Ayşe.Kıskanmadım desem yalan olur :)
Böyle arkadaşların olduğu için şanslısın.

Doorstepping dedi ki...

Amasra'ya gezmek için gitmek aklıma gelmezdi. İyiki anlatmış ve fotoğraflamışsın çok güzel bir yermiş.En kısa zamanda gitmeli!

Tuner dedi ki...

Istanbul'da okurken biz de sadece rakı içmeye gitmiştik Amasra'ya Çeşmi Cihan, Canlı Balık'tan daha güzeldi o zamanlar. Ama sokakta cigdem satan teyze bizi kazıklamıştı. Çiğdemleri bayattı. Ha bir de gidecek olanlar mutlaka otel rezervasyonu yaptırsın. Biz el kol sallayarak gittik, rakı sofrasından kalkıp 2.5 saat yer arayıp en sonunda bir ev kiralamak zorunda kaldık... Ama mutlaka gidile görüle ve içile...

Tuner dedi ki...

dipnot: masada 7 kadeh sayıyorum. Bir shaker'dan eger barmen arakcılık yapmadıysa 20-22 shot cıkar default olarak. 3 tur normal demek yani. Dürüst bir barmene denk gelmişsiniz o kadar =))