25 Şubat 2010

2008 yılının mayıs ayında kaydetmişim bu postu.

Post diyemeyiz gerçi. Sadece fotoğrafları yükleyip sonra bırakmışım. Pasta hits Volume I gibi olmuş. Belli bir sırası yok. Neden bu 5 fotoğrafı seçmişim bilmiyorum. Belki devamını da koyacaktım da unuttum, artık her neyse.

Sırasıyla:

1. Peppermill biftekli penne + parmesan
*
Peppermill yıllar önce mahallemize açılan şirin İtalyan restoranıydı. Evimin çevresinde bu kadar çok gidecek yer yoktu o zaman. Ayşegül bana Peppermill'in açılışını neşeli neşeli haber vermişti. Herhalde 5 yıl önceydi. O zamandan beridir ev civarında gitmeyi en çok sevdiğim yerlerden biri. Oldukça mütevazi görüntüsü altında şahane yemeklere, özellikle makarnalara imza atıyorlar. Fiyatları da muadillerine göre çok uygun. Mekanı öyle çok seviyoruz ki, Doruk buradayken 2 sene boyunca haftaiçi en az iki kere iş çıkışı buraya gider, saatlerce otururduk. Bazen yemek, bazen de yemekten sonra sadece çay içmek için. Açıldığından beri lezzetini hiç bozmadı. Hatta sadece yemekten önce masaya getirdikleri o harika focaccia için bile gitmeye değer! Henüz sadece Ankara'da olması ve ta ilk zamanlarına şahitlik ettiğimiz bir yer olması da yerini ayrı yapıyor.
2. Benim prodüksüyonum mantar domates ve maydonozlu conchiglie + dilim kaşar
*
Domatesler tam sevdiğim gibi. Kabukları soyulmuş, ateşte çok fazla öldürülmemiş, hala tadı alınabiliyor. Domatesle maydonozun şahane uyumuna bir de mantar ekleniyor. Aslında yemeklerin üzerinde kaşarı pek sevmiyorum. Sanırım mantar ve kaşarın iyi gitmesi sebeiyle kullanmışım.




3. Makkarna'nın patlıcanlı pennesi
*
Makkarna bir türlü en sevdiğim yerlerden biri olamadı. Sebebini bilmiyorum. Mekanın içi çok küçük ama yazın bahçesinde oturmak çok keyifli oluyor. Patlıcanlı penneyi koymuşum buraya ama neden bilmiyorum, bende derin izler bırakmamış. Oysa ki patlıcan ve makarna nasıl da güzel olur. Mesela Mezzaluna'nın patlıcanlı biftekli mozzarellalı rigatonisi. Mmmm. Neden koymadın Ayşe onu buraya? Evet evet mutlaka bir başka makarna serisi yapmalıyım!



4. Benim uydurmam avokadolu, taze domatesli fusilli + parmesan
*
Kendim deneyene kadar avokadonun makarnayla uyumlu olabileceğini tahmin edemezdim. Avokado bana yüzyılın en harika meyvesi gibi geliyor o yüzden onunla çeşitlemeler yapmayı çok seviyorum. Sanırım makarna fikri de böyle ortaya çıktı. Avokado ile domates de birbirlerine çok yakışıyorlar. Bu yüzden domatesi taze bıraktım. İtalya'da makarnalarda çok sık görülen bir uyulamadır bu aslında. Bize bir restoranda böyle getirseler domatesi makarnanın üzerine doğrayıp, insanlar demediği lafı bırakmaz. Ama domatesin tazesi güzeldir hatta bence şöyle biraz da roka doğrarsanız makarnanın üzerine harika bir yemeğiniz olur! Neyse, ben domates doğramışım, avokadoları gelişigüzel ufalamışım ve üzerine parmesan rendelemişim makarnanın. Şahane olmuştu biliyorum, çünkü ben bunu hep yapıyorum! Hem de toplam hazırlama süresi 10 dakika :)
*
5. Pasta nero di Sepia denen, mürekkep balığı aroması sebebiyle bu şahane rengi alan fettuccine. İtalyada yaşarken markette göz göze geldiğim her tuhaf şeyi eve getirme davranışımın sonucu. "Neli sos olur buna ya?" diye düşün düşün, sonra güvenli liman domates. Bu makarna kendiliğinden böyle siyahtı ama aslında Nero di Sepia ayrıca toz olarak satılıyor, siz renksiz makarnalarınıza katarak da bu rengi sağlayabilirsiniz. Gerçi böyle tamamen siyah oluyor mudur bilmiyorum :) Benden başka kim simsiyah bir makarna yemeye meraklı olur o da ayrı bir konu tabi :)
*
Tip olarak en parlakları olmasa da, bana göre hala en lezzetlisi avokadolu makarnam :) Aradan neredeyse 2 yıl geçmiş. Fotoğraflara bakıp bir de Volume II yapsam neler çıkar acaba? Ki aslında bu nero di sepia gibi yüzlerce hazine var İtalya klasörlerinde aslında.
*
Sizi çikolata mutlu ediyor olabilir, beni kesinlikle karbonhidrat mutlu ediyor.



Posted by Picasa

9 yorum:

burcu dedi ki...

Cok guzel gorunuyorlar. Beni de makarna cikolatadan daha mutlu ediyor :) Bir de tv de gormustum su yerine kirmizi sarap icinde pisen makarna. Denececektim, senin postunu gorunce tekrar hatirladim...

BahaR dedi ki...

ben o kara şeyi yiyemezmişim gibi geldi.peppermill emek müdavimiyimdir.çok severim.

ayçobanı dedi ki...

Pasta nero'nun üzerine ben orta boy bir somon yerlestirip sosuyla tamamliyorum. Epeydir yapmadim, tarifi bulayim milyon tane karisik karalamalarimin arasindan yazarim...

Adsız dedi ki...

selam ayşe ve okurları...

tabi sen gelmeyeli makkarnada bayağı şeyler değişti...en çok satılan makarnalardan biri olan patlıcanlı hala var ama sunumu değişti..artık resimdeki gibi değil..başka birsürü yeni yemek geldi..www.makkarna.com.tr de menüde var...

restoranın küçük olması burada herşeyin taze olmasını sağlıyor..bilerek yapılmış birşey...ama iç dekarasyonda değişti..

bekliyorum efendim..

kaan küce

Ezgi dedi ki...

Çayyolundaki peppermill'den mi bahsediyorsunuz bilmiyorum ama bende yıllardır önünden geçerim ama hiç deneme fırsatım olmadı.öneriniz üzerine mutlaka gideceğim:)

kutupayusu dedi ki...

bi gün kuzen süpriz yapıp balığın yanına makarna olarak mürekkep balıklı bu tim burton filminden çıkma makarnayı sundu .... bi yere kadar yiyebiliyosun ama tamamını bitirmek için kendini zorluyosun ... görüntüsü bence daha güzel ....sana afiyet ola

hayatımınherrengi dedi ki...

Aman tanrım avakadolu makarnayı görünce salyalarım aktı resmen

oTTo dedi ki...

Pasta nero di Sepia olmamis ya :)

mutfakteyze dedi ki...

Hepsi de bibirinden şahane görüntüye sahip ellerinize sağlık..