18 Şubat 2010

Bakjwi

Dün akşam nihayet Bakjwi - Thirst'ü seyredebildim. Filmekimi'nde gösterilmiş ama daha sonra salonlara uğramamıştı. Ben de neredeyse umudumu kaybedecektim ki, evin korsan film tanrısı babam, elinde filmimle çıkageldi. Babam bu işe bu kadar meraklı olmasa, seyrettiğim filmlerin onda birini bile seyretmemiş olurdum muhtemelen. Gider bulur tam istediğim, hatta bazen istediğimi bile bilmediği filmleri. (Film vizyona girecekmiş birkaç hafta sonra bu arada. Trailer tık tık.)

*
Chan-wook Park Old Boy ve en çok da I'm a Cyborg but That's OK ile kalbimi alıp Güney Kore'ye götürdü. Bir daha da geri getirmedi. Kalbim Kore'de kaldı. Cannes Film Festivali Özel Jüri Ödülü sahibi, Time tarafından 2009'un en iyi 10 filmi listesinde yer alan Thirst ile bizi sinemanın büyüsüne bir kez daha hayran bıraktığı için kendisine şükranlarımı sunarım!
*
Filme gelirsek, önce şunu söyleyeyim, vampir hikayeleri hiçbir zaman ilgimi çekmedi. Uydurukluğu her karesinde yüzümüze vurulan Twilight'tan sonra da o serinin hiçbir filmini izleme gereği görmedim. Sürekli aynı ağlak suratla etrafına bakınan o kız da içimi sıkıyor zaten. Thirst de bir vampirlik hikayesi ama bildiklerinizin hepsini unutmanız gerekiyor.
*
Emile Zola'nın Therese Raquin isimli (okumadığım) romanından uyarlanan film, yer yer inanılmaz absürd, çoğu zaman hayal gücü (ve mide) zorlayan sahnelerle bezeli. Gel gör ki filmden, daha ilk dakikadan itibaren gözünüzü alamıyorsunuz. Hikaye çok enteresan ve ayrıca film teknik olarak mükemmel. Bilimsel araştırmalar yapılan bir kliniğe gönüllü olarak yatan bir rahip, kan nakli sırasında vampire dönüşüyor. Kana olan arzusu, etik değerleriyle çarpışan rahip, susuzluğunu gidermek için insanlara mümkün olan en az zararı vermeye çalışıyor. Daha sonra bir çocukluk arkadaşının karısıyla yakınlaşmasını takriben rahibin etik değerlerle savaşı iyice çetinleşiyor. Karakterlerin değişimini izlemek gerçek anlamda bir şölen. Filmin sonlarına doğru izlediğimiz "misafirlik" sahnesi ise uzun süre aklımdan çıkmayacak. Ok-bin Kim ve Kanh-ho Song'un oyunculukları insanı kendine hayran bırakıyor.
*
Kan görmeye dayanıklı olmayanların kesinlikle filmin 50 metre yakınından geçmemesi gerekiyor. Annem birkaç oflamadan sonra, sanki filmi babamla ben çekmişiz gibi "Manyaksınız siz!" diyerek oturma odasını terk etti :) "Sırf kan görmeye değil (vampir filminde kan olacak elbet), birçok rahatsız edici sahneye hazırım, büyüle beni Chan-wook!" diyorsanız koltuğunuza yaslanıp keyfini çıkarın. Yalnız filmde çok fazla erotik sahne var. Bu sahneler bitmek bilmiyor, çok uzun. Belki de babamla seyrettiğimiz için öyle gelmiş olabilir :) Demeye çalıştığım şu ki, bu öğeler yüzünden bence bu film vizyonda birçok makas darbesine kurban gider. Siz en iyisi filmi kendi imkanlarınızla bulup izleyin.
*
Filmden sonra yönetmenin gerçekten de çatlak olduğu konusunda hemfikirdik. Varsın çatlak olsun. Bizi şaşırtsın, aklımızı başımızdan alsın. Zaten ne oluyorsa "normal" görünen insanlar yüzünden olmuyor mu?

7 yorum:

earwen dedi ki...

yaa ayşe çok kıskandım sizi! ben de film izlemek istiyorum bissürü ama bizim evde film getirecek bi babamız yok:) efe şimdi kızar:)

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Sevgili Ayşe, bu filmi merak ettim doğrusu, bulup izleyeceğim..
Bende sana bugün izlediğim ve çok etkilendiğim, son derece başarılı bulduğum 'Nine' isimli filmi öneriyorum. Rob Marshall’ın yönetmenliğini yaptığı müzikal filmde,Daniel-Day Lewis, Nicole Kidman, Marion Cotillard, Penelope Cruz, Kate Hudson,Sophia Lauren muhteşem bir oyunculuk sergiliyorlar. Dil muhteşem kullanılmış, her bir kelime özenle seçilmiş. Film tam bir görsel şölen. Tavsiye ediyorum şiddetle..
Sevgiler, Duygu__

Adsız dedi ki...

Sevgili Ayşe, bu filmi merak ettim doğrusu, bulup izleyeceğim..
Bende sana bugün izlediğim ve çok etkilendiğim, son derece başarılı bulduğum 'Nine' isimli filmi öneriyorum. Rob Marshall’ın yönetmenliğini yaptığı müzikal filmde,Daniel-Day Lewis, Nicole Kidman, Marion Cotillard, Penelope Cruz, Kate Hudson,Sophia Lauren muhteşem bir oyunculuk sergiliyorlar. Dil muhteşem kullanılmış, her bir kelime özenle seçilmiş. Film tam bir görsel şölen. Tavsiye ediyorum şiddetle..
Sevgiler, Duygu__

Adsız dedi ki...

korsanlığa gerek kalmadan, film şansımıza vizyona girdi ankarada gelmesini bile beklemiyordum aslında. filmdeki erotik sahneler hakkında kesinlikle haklısın, babanla izlediğin için değil, gerçekten de çok çok fazlalar. bir de vampirlik işin içine girdiği için, fazla yüksek erotizm söz konusu. kan revan, can yakmalar diyerek. kan sevmem filmlerde, ama söz konusu güney kore olunca bir cesaret geliyor bana.

o değil de, korelilerin ev yapıları Türklere benzemiyor mu?

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

tam geçip gidiyordum ki ;
bu şeker sayfalara bir göz kırpmadan geçemedim :)))

Cube dedi ki...

Bende bu haftasonu filmin sonunun nasıl olacağını sabırsızlıkla bekleyerek izledim, ne kadar gerçekçi bir fantastik filmdi, sonlara doğru biraz sıkıldım ama genel olarak çok etkileyiciydi..