9 Haziran 2010

Antalya- yaz sezonunu açtım

2 günlüğüne gidiyorsunuz ama hiç de 2 günlüğüne gitmiş gibi olmuyor diyerek, oldukça tuhaf bir cümle yazmalıyım. Çünkü öyle. Üşenmeyin. Cuma'dan kalkıp gidin, Pazar akşamına kadar yüzün, uyuyun, kitap okuyun. Kalkıp gitmek çok işmiş gibi geliyor ama inanın öyle değil. Cuma akşam saat 10'da keyif yapmaya başlarsınız. Pazar akşam 6'ya kadar da sizin olur. Yaz iznine daha çok varsa, ya da hiç öyle bir şans yoksa, bu 2 günlük tatil seçeneğinin ne kadar kurtarıcı, arındırıcı, dinlendirici vs. olduğunu akılda tutmakta fayda var.
*
4. senedir üst üste Antalya tatili yapıyoruz. Genelde Nisan gibi gidiyorduk. Bu yüzden bu tatil denize girebildiğim ilk sefer oldu. Antalya'nın Temmuz ve Ağustos hali malum. O yüzden bunalmayayım ama deniz keyfi de yapayım diyorsanız, en iyi zaman Haziran ya da Eylül.


Turunç için "Kopardığına değmez, tahmin ettiğin kadar güzel bişey değil." diyor ağaçlar. Biz de koparmadık. Çok söz dinlerim. Ağaçlar müthiş kokuyor. Benim aklımaki Antalya kokusu bu.


Devasa limonatalar en çok yaza yakışıyor. Yeşille sarı bir arada harika oluyor. Naneyi limonataya katmayı akıl edenin alnından öpülebilir. Tavlada 6-0 galibiyetine şahit olan limonata ise en mutlu limonta.


Sahilin en güzel hali boş hali, o da akşama doğru. Antalya'da yaz başlamış. Deniz, Çandarlı'nın denizinin vardığı en yüksek sıcaklıktan 2 kat daha sıcak. Eğer tatili 2 güne, sadece bir hafta sonuna sığdırmışsanız o zaman deniz daha bir kıymetli. 2 gün de sabah erken kalkıp kahvaltıdan önce denize girdim, ki bu benim için kesinlikle bir ilkti.

Disko disko partizani. Burayı seviyorum.

8 yorum:

HaNdE... dedi ki...

ahhh, darısı başımızaaaa :))) harika!!

rainforest dedi ki...

Ah ne güzel Ayşe...harika zaman geçirmeni dilerim...ben de çoook ösledim canım Antalya'yı...en çok yaseminle karışık portakal ağaçlarının kokusunu...kaleiçini...o sıkıca saran deli sıcağını şehrin...çok özendim sana...benim için de gez...sevgiler...

Leylak Dalı dedi ki...

Oh, yaşadığım şehrin övülmesine çok memnun oldum (Temmuz-Ağustosu dahil etmiyoruz tabii ki bu övgüye) Sefanız olsun:)

Adsız dedi ki...

maalesef aynı şeyi diyemicem.......antalyada yaşıyorum sıkılıyorum bunalıyorum.......ilk zamanlar cok güzeldi sonradan artık onlar bile tat vermemeye başladı.....deniz kum güneş güzel ama onlar da bi yere kadar........insanoglu işte.......bi zaman sonra herseyden sıkılıveriyo........ cogu tanıdıgım da aynı şeyi düşünür oldu antalya için.......kalabalıklaştı......ve iyice sıkıcılaştı.....eski dokudundan eser yok :((( bi yaşayan olarak söylüyorum....yoksa tabiiki 2-3 günlük gezilere sözüm yok.....bu arada paylaşımın için teşekkürler canım.

Adsız dedi ki...

offf müthiş!!
kesinlikle bu 2 günlük tatil olayına katılıyorum. ara ara bu kaçamaklar yapılmalı ve hatta hatta insan bünyesine çook yarar sağlamaktaa:))

sende ne kadar iyi etmişsinde paylaşmışsın..

Adsız dedi ki...

bu hangi otel acaba :)

limon dedi ki...

Ayşe sadece yediğini içtiğini anlatsaydın da, içim sıkılmasaydı :) Şaka bir yana arada kaçmak lazım, günlerden de cuma... Neyse ben kitaplarıma geri döneyim.
Galiba fotoğraflardaki Hillside Su, tasarım oteli farkı...

Adsız dedi ki...

burası adam&eve sanıyorum ??