29 Eylül 2011

Çok geç gelen Aktur yazısı!


Güneşi özledim.




 Ben yine arayı açtım ama inanın geçerli sebeplerim var. Günleeerdir fotoğraf yükleyemediğim için yayınlayamadığım Aktur yazısını sonunda yeni blogger'a transfer olduğum için emelime ulaşarak (ne güzel olmuş blogger, hiç haberim yoktu benim! Ya bu ne böyle, nineler gibi oldum iyice sürekli teknolojiyle savaşıyorum.) sonunda bayramda yaptığımız tatili anlatabiliyorum. Hafiften soğumaya başlayan havalarla birlikte iyice çekilmez oluyor bu görüntüler biliyorum ama bunları unutmamalıyım.

Tekneyle gittiğimiz en güzel yer!
Datça Aktur'da yazlığı olan iki tane çok yakın arkadaşım var. Onlar senelerdir burayı anlata anlata bitiremezler. Sonunda Selçuk bu yaz, yılların hayali olan "Şirinler gibi gitsek yerleşsek bir yere topluca, komün hayatı yaşasak"ın simulasyonunu gerçekleştirdi. Biz 15 kişi kalktık Aktur'a gittik, oldukça ilkel şartlarda konakladık vs ama hayatımızın en eğlenceli tatillerinden biri oldu bu, orası kesin. Üzerinden günler geçti, hala konuşuyoruz, fotoğraflara bakıyoruz. O hayalini kurduğumuz komün yaşantısı için de Aktur dünya üzerindeki en ideal yer olabilirmiş, onu da görmüş olduk.

Aktur ormanlık arazi içindeki bir koya yerleşmiş bir sahil sitesi. Datça'ya gelmeden 20 km önce. Yol biraz kötü ama değiyor. Gerçi buraya sıradan bir yazlık site dememek gerek. İnanılmaz büyük. Site içinde bir yerden bir yere gitmek için genelde bir vasıtaya ihtiyacınız var. Site sakinleri genelde bisiklet kullanıyor. Sitenin enteresan şekilde iki taraftan sahili var. Bir taraf dalgalı olunca diğer taraf dümdüz oluyor. O devasa boyuta rağmen tamamen kim kime dum duma. Hippi yaşantısı. Ormanın içinde evler. Gece ışık yok, ses yok. İsteyene bar var, isteyene upuzun kumsal. Sitenin haftada üç gün pazarı kuruluyor. Koca Çandarlı'nın haftada bir pazarı olduğunu düşünürsek sitenin büyüklüğünü anlamak zor olmaz.
Konaklamak için dört seçenek var. Bir: Kendi yazlığınız olacak, İki: Yazlık evlerden birini kiralayacaksınız, Üç: Bungalowlarda kalacaksınız, Dört: Çadır.

Komün hayatı akşamüstü kumsal checklist: Açılır kapanır sandalyeler, ipodlar, hoparlör ve çok şişe blush.
Biz nüfusumuzdan dolayı çeşitli konaklama seçeneklerinin çadır hariç hepsini gördük :)
Ben 1 hafta civarı kalınacaksa bungalowu tavsiye ederim. Dediğim gibi oldukça ilkel şartlar ama oda gayet temiz, klima yok, vantilatör var, buzdolabı var, tuvalet temiz, kısacası biz odayla ilgili hiçbir sorun yaşamadık. Odada vakit geçirmeye de gerek yok aslında. Deniz şahane.
Küçük koy

Aslında bir tatilin gidişatı için anahtar cümle belli: Kimle birliktesiniz? Bu tatil belki de nerde olsa güzel geçecekti. Benim için ne harika arkadaşlarım olduğunu hatırlamak için bahane oldu.
Sardunya'nın harika mezelerini öğle vakti birayla patlayana kadar götürenler, sonra tekneye geri dönünce ne yapar? Bira içmeye devam eder! :)



4 yorum:

Yasemin dedi ki...

Datca Aktur benim de yıllardır duydugum ama gitmediğim bir yerdi. Şimdi gidenlerin neden o kadar anlattıgını anladım. Orada huzuru buldum ve ileride yaşamak isteyeceğim bir yer. Datca Aktur'a gidince ben de yazmıstım. Bakmak istersen http://birazhayat.blogspot.com/2011/08/datca-aktur.html

Adsız dedi ki...

süper tatilllll :)
daha iyisi olamazzz :)

selcuk

Fikriye Filtresiz dedi ki...

Şu sabah saatlerinde Datça dedin, şu sıkıcı binanın 23. katında pilotları ve çatıları seyrederken zihnimi Ankara'dan aldın götürdün. İyidir Datça, ah şu kakalaklar olmasa.
http://alisverisdanismani.blogspot.com

pelinpembesi dedi ki...

özletme kendini:))