deniz feneri
Instagram hayatıma girdiğinden beri fotoğraf makinemi daha az kullanıyorum. Oysa ki bu hiç de sıradan bir blogger mızırdanması değildir, değil mi?! En azından twitter blogu etkilemiyor, ikisini birden sallıyorum :)
Neler mi yapıyorum bu aralar?
Kilo vermeye çalışıyorum. Şu blogu kırk yılda bir takip eden biri bile benim yemek konusunda kendime hakim olmaya çalışmamın ne kadar zor olduğunu tahmin eder herhalde. Sabahları yağsız sütle müsli yiyorum sevgili blog, kendime o kadar yabancıyım. Ama vermem lazım bu 3 kiloyu. Geçen akşam da içki ve yemek arasında tercih yapmam gerekti ve Cuma olmasından dolayı tercihimi içkiden yana kullandım. İçki de Esra'nın meşhur margaritası. Çok lezzetli olmasını bir yana bırakıp etkisine gelirsek 3. bardağa geçmeye fırsat olmadığını söylemeliyim. Esra'nın tarifine birebir uyamadık ama bir daha sefere kesin biraz daha seyrelterek yapacağız. Bu kadar çaktırmadan etki eden bir içki daha olamaz. Yani Cuma akşam evde böyle geçti:
Geçenlerde Kadıköy'e gittik. Orayı uzun uzun yazmak için bir türlü fırsat olmadı. Benim için karşı taraf hala başka bir şehir gibi olduğu için oraya geçeceğimiz zaman bana tam bir turistik gezi oluyor. Vapura da her seferinde heyecan. Yemekten önce uzunca bir süre sokaklarda yürüdük. Kadıköy'ün balık pazarının hareketliliğine bayıldım, Ali Muhiddin Hacı Bekir'den güllü lokumumu aldım, Kadı Nimet'te yemek yedim. Çiya'ya göz kırptım, bekle beni tatlım dedim. Sabah kahvemin yanında güllü lokumumu yerken oralara daha çok gitmek lazım dedim, Moda'yı şöyle bir kıyısından görmek nedir ki?
Bu alttaki foto ise benim son zamanlardaki favorim. Bakıp bakıp gülüyorum, o anları baştan yaşıyorum. Şu an hayatında kıskandığın biri var mı diye sorsanız, evde her akşam kedisini lazer pointer ile oynatabilen kişidir derim. Bu aptalı duvarlara tırmandırdıkça ben kahkahalara boğuldum, o da bir eğlendi bir eğlendi, saklanıp kırmızı noktaya pusular kurdu, o kadar çok koştu ki sonunda uyuyakaldı. Ufo da bir o kadar koşturdu. Bekleyin yavrularım birkaç gün sonra geliyorum!
Yaz için kendime zevkli bir hedef koydum. Tüm Virgina Woolf kitaplarını okuyacağım.
Önce 20 gün içinde 3 ya da 4 kilo vereceğim.
Herkese iyi haftalar, klimalar, fanlar, bana da irade.
Neler mi yapıyorum bu aralar?
Kilo vermeye çalışıyorum. Şu blogu kırk yılda bir takip eden biri bile benim yemek konusunda kendime hakim olmaya çalışmamın ne kadar zor olduğunu tahmin eder herhalde. Sabahları yağsız sütle müsli yiyorum sevgili blog, kendime o kadar yabancıyım. Ama vermem lazım bu 3 kiloyu. Geçen akşam da içki ve yemek arasında tercih yapmam gerekti ve Cuma olmasından dolayı tercihimi içkiden yana kullandım. İçki de Esra'nın meşhur margaritası. Çok lezzetli olmasını bir yana bırakıp etkisine gelirsek 3. bardağa geçmeye fırsat olmadığını söylemeliyim. Esra'nın tarifine birebir uyamadık ama bir daha sefere kesin biraz daha seyrelterek yapacağız. Bu kadar çaktırmadan etki eden bir içki daha olamaz. Yani Cuma akşam evde böyle geçti:
Geçenlerde Kadıköy'e gittik. Orayı uzun uzun yazmak için bir türlü fırsat olmadı. Benim için karşı taraf hala başka bir şehir gibi olduğu için oraya geçeceğimiz zaman bana tam bir turistik gezi oluyor. Vapura da her seferinde heyecan. Yemekten önce uzunca bir süre sokaklarda yürüdük. Kadıköy'ün balık pazarının hareketliliğine bayıldım, Ali Muhiddin Hacı Bekir'den güllü lokumumu aldım, Kadı Nimet'te yemek yedim. Çiya'ya göz kırptım, bekle beni tatlım dedim. Sabah kahvemin yanında güllü lokumumu yerken oralara daha çok gitmek lazım dedim, Moda'yı şöyle bir kıyısından görmek nedir ki?
Bu alttaki foto ise benim son zamanlardaki favorim. Bakıp bakıp gülüyorum, o anları baştan yaşıyorum. Şu an hayatında kıskandığın biri var mı diye sorsanız, evde her akşam kedisini lazer pointer ile oynatabilen kişidir derim. Bu aptalı duvarlara tırmandırdıkça ben kahkahalara boğuldum, o da bir eğlendi bir eğlendi, saklanıp kırmızı noktaya pusular kurdu, o kadar çok koştu ki sonunda uyuyakaldı. Ufo da bir o kadar koşturdu. Bekleyin yavrularım birkaç gün sonra geliyorum!
Yaz için kendime zevkli bir hedef koydum. Tüm Virgina Woolf kitaplarını okuyacağım.
Önce 20 gün içinde 3 ya da 4 kilo vereceğim.
Herkese iyi haftalar, klimalar, fanlar, bana da irade.
9 yorum:
hiç şöyle seni parka deniz kenarına yürüyüşe çıkartan bir arkadaşın yok mu ayşe ya?
Hahaha eyvah :) Spordan itinayla kacisim klinik vakaya donustu artik. Ama bu aralar da hava cok sicak ya ;) of ya yagsiz sut icecegine 45 dakika yuru iste. Zavalli kafamin ici.
Kadı Nimet nerede acaba, Kadıköy'ü çok iyi bildiğimi sanırdım ama bunu hiç duymamıştım, çok merak ettim.
Laserler kedileri delirtiyo haberin olsun.
Ayse, Anadolu yakasında otursaydın sahilden vazgecemezdin..
Cuma ev halleri cok seker.. Tam fresh bir keyif.. yaninda 1 max 2 kadeh beyaz sarap ya da blush ile cidden sahane olur.. Afiyet olmus size de ;)
"To the Lighthouse"dan başlamalısın...
Serpil,
Balik pazarinda, guzel bir terasi var, yemekler cok da harika degildi, civarda daha guzel yerler olduguna eminim..
Anonim,
Delirtiyor? Nasil, gercekten mi delirtiyor??
Lulu,
Aylardir evde margarita hayali kuruyordum, bir sure margarita gormek istemiyorum galiba.. Yasasin sarap!
Cabimo,
Yazinin basligi oradan gelme :)
Super gozukuyor:)) canim cektiii
Yorum Gönder