1 Ekim 2012

İstanbul'da bir yıl

Lafı dolandırmaya gerek yok sanırım. Ben buraya pek de isteyerek gelmedim. İstanbul'da yaşamak hiçbir zaman hayalim olmadı. Ne üniversite için buraya gelmek aklımın ucundan geçti, ne de mezun olduktan sonra burada çalışmak. Ankara'da mutlu mesut yaşayan ve bunu değiştirmeyi de istemeyen biriydim. Sonra kader ağlarını ördü. Hikayeyi biliyorsunuz, ben evleneceğim adamın işi sebebiyle buraya taşındım. İstanbul'daki bir yılı daha yeni doldurdum. Bu bir yılın sonunda baktığımda şunu söyleyebilirim: Çok kavga ettiğim İstanbul'la artık barıştım. Zaman zaman deliriyor olsam da, burada yaşayanlarla şehir arasında daha önceden anlam veremediğim sevgi-nefret ilişkisini hazmettim, ben de bunu yaşayanlardan biri oldum. Bütün klişeleri sıralayabilirim ardı ardına İstanbul için, hepsinin haklılık payı var. İnsanı içine çekiyor, dünyanın en güzel şehri vs. Benim İstanbul ile daha mesafeli bir ilişkim var. Bana rengarenk bir hayat sunuyor, gerçek bir dünya şehrinde yaşadığımı hissediyorum, aradığım her şeyi bulabiliyorum, hatta çoğu zaman olan bitene yetişmeye çalışmaktan yorgun düşüyorum. Bunun yanı sıra şaşırtıcı derecede fazla insanı çok sahte buluyorum, kimseyi küçümsediğimden değil ama gerçekten sürekli hiçbir numarası olmayıp bir milyon havalarla gezen insanlar tanıyorum, çok şaşırıyorum. Sanırım bir kavimler göçü sırasında hepsi buraya gelmiş. Bana insanlar çok ama çok yalnızmış gibi geliyor. Bu yüzden herkes herkesle çok çabuk yakınlık kuruyor ama bu yakınlıklar hiç kalıcı olmuyor. İnsanlar çok daha acımasız olmuş buradaki hayatın insanüstü mücadele gerektirmesinden. Elbette genellemeler yapılamayacak kadar devasa bir yer burası ama benim gözlemlerim bunlar. Şu an burada olmaktan mutluyum ama hayatımın tamamını burada geçirme fikri beni mutlu etmiyor. Sanırım çok fazla plan yapmamak gerekiyor, beş yıl sonrayı kim nasıl bilebilir ki? 5 sene önce neler düşünüyordum, şimdi neler düşünüyorum.. Hayat insana şahane bir nanik çakıveriyor :)

Liste fırsatını hiç kaçırmam bilirsiniz:
Burada olmakla ilgili beni bir yılın sonunda neler mutlu neler mutsuz ediyor? (Bunu periyodik olarak yapmayı düşündüm ama ne kadar devam edeceğini düşünmekten korktum)

Artılar:
Harika restoranlar, cafeler, meyhaneler, şarküteriler, barlar..
Sergiler
Konserler
Sahaflar
Gez gez bitmeyen, her biri ayrı bir şehir gibi semtler
Pazartesi gecesi dışarı çıkıp kendini uzaylı ya da tuhaf bir şey yapıyormuş gibi hissetmemek, 24 saat yapacak bir şeyler olması
5 dakikada deniz kıyısında olabilmek
Mahallemde küçük çaplı bir alanda her şeyin elimin altında olması
Muhtemelen Türkiye'nin başka yerinde yapamayacağım, sevdiğim bir iş yapmam
Yazı yazmakla ilgili karşıma çıkan fırsatlar
Her an her yere uçuş olması
Burayı seveyim diye elinden geleni yapan Doruk
Buraya geldiğimden beri bana 7/24 destek veren birkaç süper insan
10 dakikalık kahve arasında bile günümü aydınlatan "nereden nereye" arkadaşlarım

Eksiler:
Ailem ve çok sevdiğim birkaç arkadaşımın burada olmaması (beş kaplan gücünde)
Kedilerden uzak olmak
Ankara'da yapmayı çok sevdiğim şeylerden uzak olmak (Tunalı, Kıtır, Kalbur, Ege, Hoks, ODTÜ, RadyoODTÜ yok, en kötüsü de eski evimin salonundaki şarap, Türk kahvesi vs sohbetleri yok)
Nem, nem, nem (alışamadım, sanırım alışamayacağım)
Hadi buluşalım diyip de yarım saat sonra buluşamamak, her şeyi saate-trafiğe göre ayarlamak
Trafik, trafik, trafik
Dolaştırıp duran taksi şoförleri  (vesürekli olarak birilerinin seni kazıklama ihtimaliyle yaşamak)
Sürekli çantana sahip çıkmak zorunda olmak, yanındaki sandalyeye çanta bırakamamak
İstanbul'da merkezi bir yerde oturacaksan evlerin çok eski olması, büyük ve yeni bir evde oturmak için ya manyakça paralar vermek ya da şehrin çok dışına çıkmak zorunda olmak
Deprem (burada kimse bu konudan bahsetmiyor ama ben gerçekten korkuyorum)

Bazen tek bir eksi bütün artıları götürüyor, bazen eksiler hep eksi kalmaz belki diye düşünüyorum.
Gerçek şu ki başlarda daha zordu, artık o kadar zor değil, bir şekilde oturdu düzenim ve mutlu olduğum zamanlar daha çok.
1 sene geçti gitti bile. Bakalım şimdi neler bekliyor beni?

7 yorum:

jelatin dedi ki...

- ne mutlu ki ailene sadece bir anadolu jet uzağındasın.
- kediler ilgi alanım değil, diyecek sözüm yok.
- tunalı zaten ayda 1 yaptığımız ankara seyahatlerinde daha bir güzel..
- nem iğrenç bir şey ama o nemde senin saçlarının çok güzel bir dalgası oluyor bence!
- yarım saatte buluşulmuyor belki ama 1 saatte gayet şahane bie buluşma organize edilir
- trafiğş artık let's bi get over it;)
- dolaştırmıyolar yaa? :(( en azından ayıkken
- bence ankara'da da çantanı öyle orta yere bırakma;)
- senin evin pek güzeeeel! Ne o? Emlak arayışına mı girdin?
- bizim evler depreme dayanıklı!!!!

$afak dedi ki...

Yakinlarda biraktigim bi comment geldi aklima :)

Mutlu yillar benim de yarin 1. yilim...

bahar006 dedi ki...

Ankarada yaşadığımızdan ve sadece iş ve gezmek için İstanbul'a gittiğimizden, genel fikir herkesle aynı, bu İstanbul'da yaşanmaz yaaa şeklinde.Ama gerçekten herşey var ve yapacak yığınla aktivite bulabilirsin. Hepsini geçtim deniz var, Ankarada bir deniz olsaydı, eminim şimdiki halinden çok başka olurdu. İstanbulda yaşamak istemem -çocukken bir 3 ay kalmışlığım var- ama dediğin gibi büyük konuşmamak lazım:)Umarım çok güzel günlerin geçer İstanbulda...

Yasemin dedi ki...

Sen istanbul'a gittin, yakin zamanlarda ben de Ankara'ya tasindim, o yuzden arti ve eksilerini okurken benim icin tam tersi oldu. Eksilerinde yer alan kolayca bir yerden bir yere gitme ve kitir a aynen dedim:) Ankara'nin benim icin en guzel yani isten ne kadar gec cikarsam cikayim ulasim vs gibi seyler burada hala istanbul gibi kronik olmadigi icin, keyif alacagin seylere usenmiyor olmak. Bu aksam isten baya gec ciktim, eve gelmeden kitir'a ugradim, birami ictim, eve geldim. O bile insana keyiflendirmeye yetiyor. Istanbul'a gelince senin artilarinda yer alan "Her an her yere ucus olmasi` cumlesini hakikatten ya diyerek okudum. Burada neredeyse dogru durust ucus yok, yurt ici neyse de yurt disi biraz hayal. Seyahatleri hep istanbul uzerinden dusunmek gerekiyor. Deniz kenarina gidip keyif yapamamak da cabasi. Eymir kesmiyor malesef. Iki sehrin kendine gore artisi eksisi var, gayet de guzel anlatmişsin, heee bir de benim icin de Ankara'da insanlar cok daha samimi ve sicak geliyor.

Unknown dedi ki...

5 dk'da deniz kıyısında olabilmek luksunu hic yasamadim 4 yildir ama ;)) yine de Ankara'da okuyup muhendis olup mezun olur olmaz is icin solugu burada alan biri olarak yazdiklarina katiliyorum..
Ankara benim icin hep kollari acik beni bekleyen ve beni gordugune sevinen.
Istanbul ise var miyim yok muyum hic sallamayan.
:)

Ebruli dedi ki...

Ank - Tunalı olmuş bir Kızılay, belki bir süre sonra Ulus gibi olacak. İst.da yaşarken özlemi duyulacak bir yer değil bence!

Adsız dedi ki...

ankarayı çoook özlüyorum..nemi ve ne zaman gelip çatacağı belli olmayan dengesiz rüzgarı beni alaşağı etti sürekli hasta geziyorum..tüm eksilerine katılarak ben de istanbula alışmaya çalışıyorum :))) kimbilir 5 sene sonra nerede olacağımızı ya sabır diyorum bakalım neler olacak..sevgiler..