Sirkeci'de şahane bir keşif: Can Oba
Şehrin en sevdiğim tarafları Eminönü-Sirkeci-Tahtakale civarları. Dar ve kalabalık sokaklarında saatlerce gezebilirim. Peynirciler, kuru yemişçiler, alçak ve minik tabureli sokak kahveleri.. Ivır zıvır satan dükkanlara karşı zaafım Eminönü'nde nihai tatminini yaşıyor. Her seferinde 4 TL'ye 500'lü cupcake kağıtları alarak, muzaffer bir edayla dönüyorum Eminönü'nden. Ali Muhiddin Hacı Bekir'den birkaç yüz gram güllü lokumu da kese kağıdında çantama attım mı turumu tamamlama vakti gelmiş demektir. Bu yok-yok mahallede her şeyin bulunabileceğini biliyordum da (düğün salonları için baloncuk üreten makine bile gördüm), yolu Michelin yıldızından geçmiş bir şefin işlettiği ara sokak restoranından tamamen habersizdim. Burası benim için uzun zaman sonra en iyi keşif, hemen yazmak istedim.
Mekanın adı aynı zamanda şefin adı: Can Oba. Doruk günlerdir harika bir yer duyduğundan bahsediyordu, bana da detaylarını vermiyordu. Meğer burasıymış. Dışından neler vaat ettiğini anlamak mümkün değil. Diğer tüm turistik "şiş kebap"çılara benziyor. Ki zaten menüde bunlar da var. Şehrin en turistik yerinde mütevazi bir mekan işletiyorsan, sadece sofistike yemekler sunma lüksün olamıyor.
Ben masaya şüpheyle oturdum, burası mıymış dedim. Menü geldi, biz henüz incelerken Can Bey yanımıza geldi, biraz sohbet ettik. Can Oba uzun yıllar boyunca Almanya'da Michelin yıldızlı bir şefin yanında çalışıp daha sonra da bu şefin restoranında 3 yıl boyunca şeflik yapmış. Onun şefliği sırasında restoran eyaletin en iyi restoranı ödülünü almış. Bu adam burada ne yapıyor diye kafam karışık. Kebap menüsünün yanı sıra bir de sıklıkla değişen, asıl menünün içerisinde elle yazılmış bir sayfadan oluşan başka menü daha var. Giderseniz menününüz o menü!
Menünün sabit kalemlerinden balık çorbasının şanı yürümüş, denememek olmazdı. Balık çorbası bana göre ortalaması olmayan bir yemek. Ya iyidir ya da dayanılmazdır. İyisi gerçekten zor bulunur. Bol malzemeli ve terbiyesi ayarında olmalıdır. Ben burada içtiğim balık çorbası için bugüne dek içtiğim en güzel balık çorbası, hatta biraz daha iddialı olarak içtiğim en lezzetli çorba olduğunu söyleyebilirim. (Annemin yoğurt çorbası kategori dışı!) Bir tabak çorbadan öyle bol malzeme çıktı ki. Balığın yanı sıra bol bol karides, yengeç, kum midyesi.. O kadar kocaman bir tabakta geliyor ki, sadece bu çorbayı içip kalkabilirsiniz, kendi başına bir öğün.
Şef, makarnaları da kendisi açıyormuş. Menüde iki çeşit makarna vardı. Biber soslu makarna ile ıspanaklı ve keçi peynirli lazanya. İkincisini denedik. Muhakkak ki bir sırrı olan inanılmaz bir domates sosuyla birlikte servis ediliyor. Porsiyonlar da devasa bu arada.
Denediğimiz diğer şey tereyağı ve limon soslu somon ızgaraydı. Aşağıdaki tabak önüme gelince ne kadar şaşırdığımı tahmin edebilirsiniz. Somon üzerinde çilekler görmek her gün başıma gelen bir şey değil. Tabak adeta renagrenk bir tablo! Limonlu sos, hem somona hem de çileğe öyle çok yakışmıştı ki, somonla birlikte çilek yemenin tuhaflığını düşünecek vaktim olmadı.
Hem vaktimizin kısıtlı olmasından hem de patlama noktasına geldiğimizden tatlıları deneyemedik. Yan masaya giden çikolatalı mus'ta aklım kaldı (bir de kırılmış dondurma vardı menüde-ne olduğunu anlamadığım için daha çok merak ediyorum) ama hiç endişe etmiyorum. Şehrin en sevdiğim yerinde muhteşem bir restoran buldum, daha çok defalar gideceğim ve sabırla menüdeki her şeyi deneyeceğim! Can Oba'yı tavsiye etmiyorum, mutlaka gidin diyorum. Yakın zamanda ismini çok duyacağımız kesin.
Can Oba
Hocapaşa Mah. Hocapaşa sok. No:10 Sirkeci
0 212 522 12 15
Yazmayı ne çok özlemişim. Resmen hızımı alamadım :)
Mekanın adı aynı zamanda şefin adı: Can Oba. Doruk günlerdir harika bir yer duyduğundan bahsediyordu, bana da detaylarını vermiyordu. Meğer burasıymış. Dışından neler vaat ettiğini anlamak mümkün değil. Diğer tüm turistik "şiş kebap"çılara benziyor. Ki zaten menüde bunlar da var. Şehrin en turistik yerinde mütevazi bir mekan işletiyorsan, sadece sofistike yemekler sunma lüksün olamıyor.
Ben masaya şüpheyle oturdum, burası mıymış dedim. Menü geldi, biz henüz incelerken Can Bey yanımıza geldi, biraz sohbet ettik. Can Oba uzun yıllar boyunca Almanya'da Michelin yıldızlı bir şefin yanında çalışıp daha sonra da bu şefin restoranında 3 yıl boyunca şeflik yapmış. Onun şefliği sırasında restoran eyaletin en iyi restoranı ödülünü almış. Bu adam burada ne yapıyor diye kafam karışık. Kebap menüsünün yanı sıra bir de sıklıkla değişen, asıl menünün içerisinde elle yazılmış bir sayfadan oluşan başka menü daha var. Giderseniz menününüz o menü!
Menünün sabit kalemlerinden balık çorbasının şanı yürümüş, denememek olmazdı. Balık çorbası bana göre ortalaması olmayan bir yemek. Ya iyidir ya da dayanılmazdır. İyisi gerçekten zor bulunur. Bol malzemeli ve terbiyesi ayarında olmalıdır. Ben burada içtiğim balık çorbası için bugüne dek içtiğim en güzel balık çorbası, hatta biraz daha iddialı olarak içtiğim en lezzetli çorba olduğunu söyleyebilirim. (Annemin yoğurt çorbası kategori dışı!) Bir tabak çorbadan öyle bol malzeme çıktı ki. Balığın yanı sıra bol bol karides, yengeç, kum midyesi.. O kadar kocaman bir tabakta geliyor ki, sadece bu çorbayı içip kalkabilirsiniz, kendi başına bir öğün.
Şef, makarnaları da kendisi açıyormuş. Menüde iki çeşit makarna vardı. Biber soslu makarna ile ıspanaklı ve keçi peynirli lazanya. İkincisini denedik. Muhakkak ki bir sırrı olan inanılmaz bir domates sosuyla birlikte servis ediliyor. Porsiyonlar da devasa bu arada.
Denediğimiz diğer şey tereyağı ve limon soslu somon ızgaraydı. Aşağıdaki tabak önüme gelince ne kadar şaşırdığımı tahmin edebilirsiniz. Somon üzerinde çilekler görmek her gün başıma gelen bir şey değil. Tabak adeta renagrenk bir tablo! Limonlu sos, hem somona hem de çileğe öyle çok yakışmıştı ki, somonla birlikte çilek yemenin tuhaflığını düşünecek vaktim olmadı.
Hem vaktimizin kısıtlı olmasından hem de patlama noktasına geldiğimizden tatlıları deneyemedik. Yan masaya giden çikolatalı mus'ta aklım kaldı (bir de kırılmış dondurma vardı menüde-ne olduğunu anlamadığım için daha çok merak ediyorum) ama hiç endişe etmiyorum. Şehrin en sevdiğim yerinde muhteşem bir restoran buldum, daha çok defalar gideceğim ve sabırla menüdeki her şeyi deneyeceğim! Can Oba'yı tavsiye etmiyorum, mutlaka gidin diyorum. Yakın zamanda ismini çok duyacağımız kesin.
Can Oba
Hocapaşa Mah. Hocapaşa sok. No:10 Sirkeci
0 212 522 12 15
Yazmayı ne çok özlemişim. Resmen hızımı alamadım :)
9 yorum:
İstanbul'a gelip oralarda dolanırken bu adresi arayacağım ;)
fiyatlar nasıl ayşe?
senin gittiğin her yere gidesim var. hakakten hepsinin bi de fiyatını yazsan bari ne güzel olur ( saki yarın gidicem :p )
cok farklı lezzetler sunan bir yere benziyor sunumları da çok güzel.
House cafe'den ucuz! Balik corbasi ki hakikaten balik yemegi ici dolu dolu 17 tl
Lazanya ki iki kisi doyar ve dunyada yediklerimin en iyisiydi yine 17 gibiydi 20 degdi eminim
Somon da o civarda
Keske daha evvel kesfetseymisim ben de adam muthis
Aysecim dogum gunun kuylanmis... Iyi ki dogdun... Burada da fotograflarini paylasip birseyler yazar misin lutfen?
Merhaba, blogunuzdan okuyup Can Oba'ya gittim ve sayenizde keşfettiğim için çok memnun oldum. Can Bey netten görüp geldik deyince sordu hemen Ayşe Hanım'ın blogundan mı gördünüz diye :) Balık çorbası (deniz ürünleri demek daha doğru bence) gerçekten çok güzeldi üzerine yemek söyledik ama o kadar doyduk ki paket yaptırmak zorunda kaldık. Dışarıdan gayet sıradan görünen ama içinde cevher barındıran bir mekan. Paylaşımlar için teşekkürler :)
Merhaba Ayşe,bende sizden öğrenip Can Oba'ya gittim ve resmen bayıldım. Teşekkürler
Tek kelimeyle harika. :) Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Yorum Gönder