7 Ağustos 2017

Bebekle tatil: Yunan adalarına gideceklere öneriler, bizim başımıza gelenler

Sarp 15 aylıkken onunla ilk yurt dışı seyahatimizi Leros'a yaptık, 2 gece 3 gün kaldık. Yakın Yunan adalarına bizim sahillerimizden en fazla 1-2 saatte ve tekneyle ulaşılıyor o yüzden bunu bir yurt dışı seyahat olarak sınıflandırabilir miyiz bilmiyorum. Benim amacım Sarp'la bunu yakın bir yerde deneyip başımıza neler gelebileceğini görmek ve buna göre Sarp'la başka yurt dışı tatiline gideceksek hazırlıklı olmaktı. Hem oldukça sakin bir yere gittiğimiz, hem de uzun süreli olmayan bir tatil olduğu için pek aksaklık yaşamadık. Detaylı Leros rehberine şu linkten ulaşabilirsiniz.

Gitmeye kalkışma aşamasından tatil sırasında yaşadıklarımıza ilk çocuklu Yunan adası tatilimizi özetliyorum:

Hadi o zaman Sarp bavulun ucundan tut, Leros'a gidiyoruz:


Pasaport ve vize:
Sarp'a online pasaport başvurusu yaptık. Tatile gitmeden uzunca bir süre önce randevu almanızı tavsiye ederim. Online başvuru tarihi almak için inanılmaz yoğunluk vardı. Evrakları (gerekli evrak listesi şurada) tamamlayıp, randevu tarihinde Emniyet'e anne ve babanın birlikte gitmesi (ne saçma değil mi?) ya da ikisi birden gidemiyorlarsa noterden muvafakatname almaları gerekiyor. Neyse ki çocuğun sizinle gelmesine gerek yok. Tüm evrakları teslim ettikten sonra birkaç gün sonra pasaport sizin talep ettiğiniz adrese gönderiliyor.
Yunanistan vizesi için (İstanbul'dakiler için) Kosmos aracılığıyla randevu almak gerekiyor ve özellikle yaz aylarında çok yoğunluk var, uzunca bir süre önceden başvuru yapmak faydalı olur. Eğer daha önce parmak iziniz alındıysa şahsen gitmenize gerek yok, yetkilendirme yazısı verirseniz başka biri de sizin adınıza işlemleri yapabiliyor. 12 yaş altı için şahsi başvuruya gerek yok ama çocuğa yaptığınız başvuru için noter tasdikli muvafakatname götürmek gerekiyor. Gerekli belgelere Kosmos'un sayfasından ulaşabilirsiniz. Başvuru sonrasında vize süreci uzun sürmüyor. Birkaç gün içinde vizeler elinizde oluyor.

En sinir bozucu kısım buraya kadar olan. Malesef pasaport ve vize için ücretler çok yüksek, inanılmaz fazla evrak toplamak gerekiyor ve bütün bunların sonunda uzun bir schengen vizesi alacağınız da garanti değil. Yakın zamanda bu vize sorunundan kurtulabilecekmişiz gibi de görünmüyor :(

Yolculuk:
Yunan adalarına gidecek feribot için biletinizi online alabilirsiniz. Leros için Turgutreis Marina'da check-in işlemleri yapılıp feribota biniliyor. Biz Leros'a çok ilkel bir tekneyle gittik. 1,5 saat içeride sıcaktan oturulamayan, dışarıda oturduğunda ise rüzgardan serseme çeviren, tıka basa dolu bir tekneydi. Gidiş saati çok güzel denk geldi ve şansımıza Sarp bütün yol uyudu. Tekne 10:00'da kalkacaktı, biraz rötar oldu 10:30 gibi yola çıkabildik. Sarp da biner binmez uyudu, inene kadar uyanmadı. O yüzden yolculuk sırasında herhangi bir sorun yaşamadık. Geçenlerde yazdığım Leros rehberinde bahsetmiştim, tekne çok konforsuzdu, günlük gezi teknelerindendi. Bodrum'dan Kos'a ve Kos'tan Leros'a giden daha büyük tekneler var. Deniz yolculuğu için endişeleriniz varsa daha uzun olan bu yolu tercih edebilirsiniz. Daha önce Kos, Rodos, Samos ve Midilli'ye feribotla gittik. Hepsi çok daha konforluydu ama o zaman çocuk yoktu :) Leros'a giden feribotlar da yakında daha iyi olur umarım.

Feribot öncesi check-in'de sıra beklerken başına geleceklerden habersiz bir insan:


Otel ve bebek yatağı:
Oteli her zaman olduğu gibi booking.com'dan ayarladık. Rezervasyonda bebek yatağı istediğimizi ilettik. Adada karşılaştığımız herkes gibi otelin sahipleri de çok tatlı ve yardımcı insanlardı. Bize en geniş odayı vermişler. Bebek yatağı da ihtiyacı karşılayacak seviyedeydi. Yanımda Sarp için çarşaf ve havlu götürdüm, onları kullandım.

Kiralık araba ve bebek koltuğu:
Bunu da araba kiralarken belirtirseniz yardımcı oluyorlar. Koltuk için pek lüks bir şey beklememek gerekiyor. Bize eski model bir chicco koltuk verdiler, tatil boyu çok işimize yaradı. Sarp da durumdan memnun gibiydi, defalarca arabada uyudu.



Yemek ve mama sandalyesi:
Yunan adalarında malum en çok deniz ürünü yeniyor. Domates, salatalık, biber, beyaz peynire çok benzeyen feta sayesinde pek eksiklik duymadık. Sarp balık yemeyi çok seviyor. Şu anda belki de yaşı çok küçük olduğu için pek yemek ayırt etmiyor. Bol bol balık, balık çorbası, karides, domates, feta yedi. Kahvaltılarda ise omlet, feta, domates, salatalık.

Mama sandalyesi olmadan kahvaltı:


Marketlerde bizimkine çok benzer yoğurtlar bulunabiliyor. Ben fotoğraftaki yoğurdu aldım, sonra gittiğimiz bir restoranda iyi midir diye sordum. Çiğ sütten yapılmış yoğurdu bulmayı başarmışım, tebrikler bana. Ama çok iyi bir marka olduğunu söylediler, tadı da iyiydi. Sarp'a verdim, bayılarak yedi, bir sorun olmadı.


Belki çorba yapmak gerekir diye yanımda kuru tarhana ve termosumu götürmüştüm. Aslında gerek yokmuş. Sarp'ın çatal, kaşık, suluk vs gibi şeylerini organik deterjanla yıkıyorum. Yanımda deterjan ve sünger götürdüm, yemeklerden sonra yanımda götürdüğüm bolca ikea kilitli poşetine doldurduğum çatal kaşık ve suluğu odada yıkadım. Booool bol ıslak mendil gerektiğini söylemiyorum. Islak mendiller bizim her şeyimiz :)


Mama sandalyesi her yerde yok. Uzun ve rahat bir yemek yemek istiyorsanız restorana önceden sorabilir ve restoranınızı buna göre seçebilirsiniz. Leros'ta yemek yediğimiz Mylos ve Dimitris'de mama sandalyesi vardı ama bunun harici gittiğimiz yerlerde yoktu.

"Biraz önce gördüm, denizin dibindeyiz. Neden plajda denize taş atmıyoruz da burada oturuyoruz" bakışı.


Sandalyeye kolayca takıp çıkarılan bez mama sandalyelerinden götürmek çok iyi fikir olur. Bir de benim de bir arkadaşımdan öğrendiğim baby&plus'ın tek kullanımlık yapışkanlı mama sandalyesi örtüsü dışarıda yenen yemeklerde hayat kurtarıcı oluyor. Sarp normalde hiç yerinde durmayan bir çocuk. Yemek yerken mama sandalyesinde gayet güzel oturuyor ve yemek sonuna kadar problemsizce masada zaman geçiriyor ama yemek bittiği zaman onu masada tutmak pek mümkün olmuyor.


Leros'ta deniz kenarında yemek yediğimiz yerlerin çoğunun yerleri çakıl taşlarıyla doluydu. Şaşkın bakışlarımız altında o taşlar Sarp'ı her şeyden daha uzun süre oyaladı. Sürekli taşları alıp pusetinin altındaki eşya koymaya yarayan tarafa doldurup boşalttı. Bize de rahatça oturmak için zaman tanımış oldu.

Rüyamda görsem inanmayacağım oyalanma şekli. Demek ki çocuklar can sıkıntısıyla baş etme yöntemleri geliştiriyor:


Tabi yanımızda birkaç kitap ve Sarp'ın yerde sürdüğü tekerlekli oyuncaklar da işe yaradı. Sarp hala telefonu tanımıyor. Telefonla zaman geçirmesine direniyorum. Bu tatilde de telefonu önüne vermedik, daha ne kadar direnirim bilmiyorum :) Aslında en güzel çözüm şu oldu. Sarp akşam 8:30 gibi uyumuş oluyor. Biz de Sarp'ı uyutup pusetine koyduk ve restorana öyle gittik. Rahat rahat saatlerce oturduk. Çocuk çok geç uyumuyorsa mutlaka denenmesi gereken bir seçenek :)

En güzel akşam yemeği çocuk uyurken rahat rahat yenen yemek. Yamas, şerefe!


Plajlar:
Plajlar çocukla gitmeye çok müsait, hiç problem yok. Yukarıda söylediğim gibi Sarp şu an yerinde pek durmuyor, kendi kendine oynadığı süre de 2 dakikayı geçmiyor. Bunu hesaba katarak yanımızda küçük bir şişme havuz götürdük. Bence tatil boyu yaptığımız en akıllıca şey buymuş. Gittiğimiz plajlarda havuzu şişirip, içini deniz suyu ve oyuncaklarla doldurduk. Sarp uzun uzun oynadı, biz de rahat ettik. Şişme havuza bakıcı adını taktık, o kadar kıymetliydi :) Sarp keyfine göre pusetinde güzel uyuyor. Birkaç kez uyutup pusetine koyduk, sahilde güzel uykular uyudu. O dakikaların ne kadar kıymetli olduğunu sanırım anlayabilirsiniz :) Her plajda duş olmuyor. Ben Sarp'ın tuzlu kalmasını çok önemsemiyorum. Duş olmayan yerlerde şişe suyla yüzünü ve vücudunu gelişigüzel ıslatıp, banyo işini otele bıraktım.

Bakıcımız renkli bir karakter:


Plajda uyuyan çocukları sevelim, onlara teşekkür edelim:



Uyanıp tadını da çıkarsın tabii, uyumaya mı geldik?:



Biz Leros'ta sorunsuz 3 gün geçirdik ve her şey çok güzeldi. Evet çocuklu tatil kesinlikle yalnız gidilen kadar rahat değil, özellikle de sabah 6'da kalkan bir çocuğunuz varsa. Bir yardımcınız varsa (şişme havuz değil de gerçek bir yardımcı) tatile onunla gitmek sizi çok rahatlatabilir. Yine de bence yorulmaya değiyor (belki de sadece birkaç gün için olduğundan bana öyle geldi!). Sarp'la böyle bir anımız olduğu için ben çok mutluyum. Yalnız, tatil dönüşü olaya bir de şu taraftan bakmak gerektiğini düşündüm. Sarp Leros'ta yazlıkta olduğu kadar özgür olamadı. Güneşin altında pusette, araba koltuğunda çok fazla zaman geçirdi. Salıncaklar, parklar yoktu ve hep restoran yemeği yedi. Evet biz harika yemekler yedik, çok güzel yerler görmüş olduk ama Sarp bundan bir şey anladı mı emin değilim. Bizim tatil sonunda fikrimiz, eğer çocuğu bırakabilecek ve onun keyfinin yerinde olduğu bir yer varsa, çocuğun yurt dışı tatil yerine bunu tercih edebileceği yönünde oldu. En azından yurt dışı tatilin değişik bir tecrübe olduğunu anlayıp, bunun tadını çıkartacak yaşa gelene kadar (bu yaş kaçtır acaba?) çocuğu yurt dışı tatillere götürmek, sanki anne babanın çocuğu bırakmamak ama bir yandan da yapmak istediği tatilden vazgeçmemek adına çocuğu pek de tercih etmeyeceği ortamlara sokması mı demek oluyor? Bilmiyorum :) Bu herkesin cevabını kendi vereceği bir soru. Ben ne mi yapacağım? Şu anki fikrime göre sanırım Sarp bir süre yurt dışına çıkmayacak ama zaman ne gösterir bilmiyorum :)

Hiç yorum yok: