91. Oscar ödüllerini dağıtıyorum
Bu
blogun geleneklerinden biri de Oscar tahmin yazısıydı. En son 3 yıl önce tahmin
yazısı yazmışım, o sıralar işim de filmlerle ilgiliydi. O yazıyı yazdıktan kısa
bir süre sonra doğum iznine çıktım ve sonrasında Digitürk'te İçerik departmanındaki
film ve dizi alımları alanındaki işime geri dönmedim. Sinemaya ve filmlere olan
aşkım zaten işten çok öncesine dayanıyor ve işten ayrılınca da elbette devam
etti. Hatta daha huzurlu devam etti diyebilirim :) Bir konu işin olunca ona
artık tamamen keyfi bakmak mümkün olmuyor. Sinemada mutlu mutlu film
izleyecekken jenerikte ismi yazan firmalardan biriyle acilen tamamlanması
gereken kontrat birden aklına geliyor, sonra hadi konsantre ol da filmi izle :)
Neyse, ben bu sektörün içinde olmayı çok sevdim ama belki de bütün gün onlarla
haşır neşir olmadığım için filmleri daha rahat kafayla izleyebiliyorum.
Oscar
benim için her zaman heyecanlı. Ne kadar Hollywood'a saydırsam, ödüllerdeki katakullilere,
politik yaklaşımlara sinir olsam da kabul etmek gerekiyor ki bu gece sinemanın
en görkemli gecelerinden biri. Filmlerin tamamını izledim ve sonuçlar için
heyecanlıyım. Bu yıl tuhaf ve tarıştmalı bir tören olacak, orası kesin.
Tahminlere geçmeden önce bu tuhaflıkların kısaca üzerinden geçtim. Hadi başlayalım
o zaman.
Tuhaflık
1:
Roma hem en iyi film, hem de en iyi yabancı film kategorisinde aday. Filmi beğenip beğenmemekten tamamen bağımsız olarak bu durum bana aşırı saçma geliyor. Roma, tamamı Meksika'da geçen, tamamı İspanyolca bir film ve bence bu nedenle sadece yabancı film ketegorisinde değerlendirilmesi gerekiyor. Küçük bir not olarak: Bir filmin Oscar değerlendirilmesine alınması için böyle bir dil kısıtlaması (kağıt üzerinde) yok. Filmin Los Angeles'ta sinemada gösterime girmiş olması yeterli. Benim gibi filmin diline ve geçtiği ülkeye bakıp da "Ne alaka şimdi?" diyen yok :) Elbette ABD yapımı filmler Akademi'nin gözünde her zaman öncelikli ve yabancı filmler için en iyi film kategorisinde yarışabilmek büyük başarı. Oscar tarihinde şu ana kadar Roma da dahil, sadece 10 tane yabancı film en iyi film ödülüne aday gösterilmiş ama daha önce hiçbir film ödül alamamış. Eğer Roma en iyi film seçilirse, bu yabancı dildeki bir filmin bu ödülü ilk kez kazanacağı tarihi bir an olacak. Filmin yönetmeni Cuaron daha önce Gravity ile en iyi yönetmen ödülü almıştı, o yüzden onun için bir ilk olmayacak.
Burada
Cuaron'a açık şekilde torpil geçildiğini düşünen tek kişi ben değilimdir
herhalde. Çünkü bu sene en iyi yabancı film kategorisi oldukça sağlam ve bu durumda
özellikle Cold War ya da Shoplifters filmlerin, de en iyi filmler arasında
görebilmeliydik.
Peki
şu karışıklığı nasıl önlemeyi düşünüyorlar acaba? Oldu ya, Roma en iyi film
ödülünü aldı ama en iyi yabancı film ödülünü başka bir film kazandı. E bu
durumda o yabancı film, Roma'dan daha iyi bir film demek olmayacak mı? En iyi
filmi Roma'ya veriyorsan, en iyi yabancı filmi de mecburen Roma'ya vereceksin
sevgili akademi. Biraz "Eyyy Akademi" gibi oldu ama gerçekten böyle
olmayacak mı?
Son
olarak şunu da ekleyip Roma konusunu kapatayım: Roma bir Netflix filmi ve en
iyi film ödülünü bir Netflix yapımının kazanması sektörün dönüşümüne de işaret
ediyor. Büyük filmler büyük stüdyolardan çıkıp (Fox, Universal vs) önce
tiyatroya sonra televizyona/diital platforma geçer(di). Artık sinemayla eş
zamanlı dijital yayınla sinema salonlarında git gide daha az film izlenecek
demek olabilir mi? Sinema sektörünün en önemli gecesinde sinemayı bir şekilde
öldürecek bir oluşumun filmine ödül verilmesi bu anlamda da çok önemli.
Tuhaflık
2:
Bu
sene törenin bir sunucusu yok. Daha önce komedyen Kevin Hart'ın töreni sunacağı
açıklanmıştı ama kendisinin homofobik tweet'leri ortaya çıkınca şutlandı.
Aslında bu olayın üzerinden uzunca bir süre geçti ama yerine kimse konmadı nedense.
50 civarı ünlü isim (o ne öyle ya, sektör kaç kişi ki zaten?) gece boyu sahnede
olacak, ödülleri dağıtacak.
Tuhaflık
3:
4 tane
oldukça önemli ödül bu sene televizyonda canlı yayın sırasında verilmeyecek. Ne
zaman verilecek biliyor musunuz? Reklam aralarında! Kaç saat yayın yapıyorsunuz
(3), bu 4 kategori mi size çok geldi Eyy Akademi. Kategorilerin bir kısmı da
oldukça önemli kategoriler bu arada. Kurgu (Film editing), Sinematografi, Saç
ve Makyaj ve live-action kısa film ödülleri canlı yayında izlenmeyecek.
Sektörden inanılmaz büyük bir tepki geldi tabii bu karar sonrasında. Amaç yayın
süresini kısaltmak ama yine de oldu mu böyle?
İşte
böyle tuhaf bir tören izleyeceğiz.
Çok
konuştum, tahminlerime geçiyorum. Maviler bence kim alır, kırmızılar bence kim
almalı. Eğer ikisi aynıysa kırmızı.
En iyi
film:
“Black Panther”
“Black Panther”
“BlacKkKlansman”
“Bohemian Rhapsody”
“The Favourite”
“Green Book”
“Roma”
“A Star Is Born”
“Vice”
“Bohemian Rhapsody”
“The Favourite”
“Green Book”
“Roma”
“A Star Is Born”
“Vice”
Roma
alırsa yukarıda bahsettiğim karışıklıklar gündemde ama kabul etmeliyiz ki şansı
çok yüksek, elbette ödülü hak ediyor da. Bence Green Book bu ketegorinin
kazananı olmalı ama The Favourite alırsa da şaşırmam. A Star is Born alırsa
üzülürüm bak. Filmin adını duyunca aklıma Lady Gaga'nın sürekli ağladı
ağlayacak suratı dışında bir şey gelmiyor. Bohemian Rhapsody'ciler bana
kızmasın ama bence filmi 50 kez izleyebilecek olsam da, en iyi film olarak
değerlendirilmek için biraz zayıf kalıyor.
Bradley Cooper, “A Star Is Born”
Willem Dafoe, “At Eternity’s Gate”
Rami Malek, “Bohemian Rhapsody”
Viggo Mortensen, “Green Book”
Willem Dafoe, “At Eternity’s Gate”
Rami Malek, “Bohemian Rhapsody”
Viggo Mortensen, “Green Book”
Rami
alsın. Oscar'ın habercisi olarak bilinen SAG ve Altın Küre'de Rami'ye gitti, o
yüzden şansı çok yüksek. Sürpriz gelirse Christian Bale'den gelir sanki. O da
Vice'da Dick Cheney olarak çok başarılıydı (Christian Bale'i başarılı buldum, bana bak bana!) ama bence Oscar bu role gitmesin. Son olarak ödülü Bradley Cooper
almasın lütfen, diğer herkes olabilir.
Glenn
Close, “The Wife”
Olivia Colman, “The Favourite”
Lady Gaga, “A Star Is Born”
Melissa McCarthy, “Can You Ever Forgive Me?”
Olivia Colman, “The Favourite”
Lady Gaga, “A Star Is Born”
Melissa McCarthy, “Can You Ever Forgive Me?”
İşte
bu kategori belli ki canımızı sıkacak. Ödül Olivia Colman'ın hakkı ama şu ana
kadar bolca aday olmuş ve hiç ödül alamamış Glenn Close'un kalbini kazanacaklar
sanki. Dur bakalım belki de öyle olmaz. Kimin almasını istemiyorum siz
biliyorsunuz. Lady Gaga'nın bu adaylar arasında ne işi var, ben gerçekten
anlamıyorum. Onu atıp Cold War başrolünü buraya transfer etmek istiyorum.
Adam Driver, “BlacKkKlansman”
Sam Elliott, “A Star Is Born”
Richard E. Grant, “Can You Ever Forgive Me?”
Sam Rockwell, “Vice”
Sam Elliott, “A Star Is Born”
Richard E. Grant, “Can You Ever Forgive Me?”
Sam Rockwell, “Vice”
Çok
büyük sürpriz olmazsa ödül Mahershala Ali'nin, öyle de olmalı bence. Richard
Grant'in performansına bayıldım ve bence o da kesinlikle ödüle layık ama
rekabetten Ali galip çıkar.
Marina de Tavira, “Roma”
Regina King, “If Beale Street Could Talk”
Emma Stone, “The Favourite”
Rachel Weisz, “The Favourite”
Regina King, “If Beale Street Could Talk”
Emma Stone, “The Favourite”
Rachel Weisz, “The Favourite”
Bu
kategoride konuşacak fazla bir şey yok. Regina King' verin, biz de bravo
Akademi'ye diyelim.
Pawel Pawlikowski, “Cold War”
Yorgos Lanthimos, “The Favourite”
Alfonso Cuarón, “Roma”
Adam McKay, “Vice”
Yorgos Lanthimos, “The Favourite”
Alfonso Cuarón, “Roma”
Adam McKay, “Vice”
Hah
işte burada ödülü Roma alsın, yerden göğe kadar haklı olsun. Romaşüphesiz
senenin en etkiyelici filmlerinden biriydi ve Cuaron filmle kendi çocukluğuna
selam gönderdiği için de bence en "ruhu olan" filmdi aynı zamanda.
İçimden bu ödülü Cold War ile Pawel Pawlikowski alsın diye dua edeceğim,
çaktırmayın.
“BlacKkKlansman,” Charlie Wachtel, David Rabinowitz, Kevin Willmott,
Spike Lee
“Can You Ever Forgive Me?,” Nicole Holofcener and Jeff Whitty
“If Beale Street Could Talk,” Barry Jenkins
“A Star Is Born,” Eric Roth, Bradley Cooper, Will Fetters
“Can You Ever Forgive Me?,” Nicole Holofcener and Jeff Whitty
“If Beale Street Could Talk,” Barry Jenkins
“A Star Is Born,” Eric Roth, Bradley Cooper, Will Fetters
Bakalım
görelim.
“The
Favourite,” Deborah Davis, Tony McNamara
“First Reformed,” Paul Schrader
“Green Book,” Nick Vallelonga, Brian Currie, Peter Farrelly
“Roma,” Alfonso Cuarón
“Vice,” Adam McKay
“First Reformed,” Paul Schrader
“Green Book,” Nick Vallelonga, Brian Currie, Peter Farrelly
“Roma,” Alfonso Cuarón
“Vice,” Adam McKay
Bakalım
görelim.
Sinematografi:
“Cold War,” Lukasz Zal
“The Favourite,” Robbie Ryan
“Never Look Away,” Caleb Deschanel
“Roma,” Alfonso Cuarón
“A Star Is Born,” Matthew Libatique
İkiniz
de şahanesiniz beyler. Cold War'un şanssızlığı Roma'yla aynı yıla denk gelmek
oldu. Bu ara sinematografi'de 5 adaydan 3'ü yabancı filmler. Burada Akademi'nin
hakkını verelim, bravo.
“Capernaum”
(Lebanon)
“Cold War” (Poland)
“Never Look Away” (Germany)
“Roma” (Mexico)
“Shoplifters” (Japan)
“Cold War” (Poland)
“Never Look Away” (Germany)
“Roma” (Mexico)
“Shoplifters” (Japan)
Bu
benim en sevdiğim ve en heyecanlandığım kategori. Bu yıl bence filmlerin hepsi
şahaneydi ve izlemediyseniz hepsini izlemenizi öneririm. Dünya sineması
kesinlikle Amerikan sinemasından daha ilham verici. Ödül bence Roma'nın ama
hepsi alabilir (kalbim Cold War'da kaldı, fark etmişsinizdir..)
İşte
böyle. Yarın sabah uyandığımızda ödüller dağıtılmış olacak. Bakalım sürprizler
olacak mı? :)