23 Aralık 2010

Sydney 8 - The Boat House

Şimdi size harika bir restorandan bahsedeceğim. Daha kapısından girerken bayıldım. Sonra da birçok küçük detayla beni şaşırtmaya devam etti. Palm Beach'de yer alıyor. Palm Beach Sidney'e arabayla bile 1 saate yakın sürüyor ama açık ve net: sadece buraya gitmek için bile o kadar yolu gitmelisiniz. Yalnız aklınızdan çıkarmamanız gereken şey restoranın sadece öğlen 3'e kadar hizmet verdiği. Sonra buraya kadar geldik, hiçbir şey yiyemedik demeyin. Web sitesi burada, sizi hemen içine çekecek, biliyorum. Ben de fotoğraflar çektim ve buraya koydum ama sitenin galerisinde biraz gezinin, neden bahsettiğimi hemen anlayacaksınız.

Burası giriş. Rengarenk bitkilerin arasında, satın alabileceğiniz patlıcanlar, kabaklar var. Sanki harika bir evin verandasında gibisiniz. Minderler, tabureler çok sıcak. İnsanın yayılası geliyor hemen.
İçeri girince ise şeker ve kurabiye cennetindesiniz. Rengarenk her şey. Tüm mobilyalar, tüm aksesuarlar o kadar özenli ki, her bir parçayı dakikalarca inceleyebilirsiniz. Ben yemek masasına aşık oldum.

Siparişinizi verip arka verandaya, deniz kıyısına geçiyorsunuz. Biz gittiğimiz gün erken kapatıyorlardı çünkü akşama bir düğün organizasyonu vardı. Gerçekten hayal bile edemiyorum ne kadar güzel olacağını buradaki bir düğünün. Esra "İşte tamam bulduk senin mekanı, burada yapalım ne olacak!? Gelir herkes, o kadar da uzak değil!!" dedi. İkna olmama çok az kalmıştı :) Bununla ilgili bir galeri de var Functions kategorisi altında, merakı olan oraya da göz atabilir.
Menü çok geniş değil. Toplam 10-15 seçenek var ya da yok ama hepsi harika görünüyor. Yarı açık mutfak çalışıyorlar. Etrafın fotoğrafını çekme bahanesiyle bayağı dolaştım mutfağın önünde. Fish and chips ve beef burger yedik. Aslında etraftan anlaşılana göre burada en popüler yemek koca bir kasede gelen karideslerdi ama soğuk servis edildikleri için tercih etmedik. Ama sunumu gerçekten harika olan peynir tabağında aklım kalmış, bunu tabağı tüm detaylarıyla hatırlamamdan çıkarıyorum.



Veee Sidney'in merkezine 1 saat uzaklıktaki küçük bir kasabanın, küçük şirin restoranında karşıma çıkan çok şık Divan naneli lokum kutusu vurucu noktayı koydu. "Bu buraya nasıl gelmiş olabilir? Divan'ın lokumlarını Türkiye'de bile öyle her yerde bulmak mümkün değil, bu nasıl mümkün oluyor?" diye düşündüm düşündüm işin içinden çıkamadım. Eve gider gitmez de lokum fotoğraflarını Divan'ın şefi Ali Bey'e e-mail ile gönderdim.
TheBoat House hep aklımda kalsın istiyorum. Oralara tekrar gidebilirsem, yine buraya uğramak istiyorum.

1 yorum:

FKH dedi ki...

inanılmaz bir sunum tarzı! sadece o yemekleri o masada görmek için bile gidilebilir buraya...

teşekkürler efendim bu yazı için. fikir bu şekilde edinilir demek ki..

off