12 Kasım 2012

Berlin'de mutlaka - 1

Berlin beni çok şaşırttı. 4 güne sığan bir tatildi, seve seve daha uzun kalabilirdim.
Hayat çok hareketli. Her şey öyle yolunda ve insanlar için kolaylaştırılmış ki, buranın yakın geçmişe kadar ortasından ikiye bölünmüş bir kriz şehri ve bunun öncesinde de yıllar boyu savaş alanı olduğuna inanmak zor. Tarihinde iki ayrı ülke barındıran bir şehir!

Berlin'de yapılacaklar sınırsız. Şehrin merkezi Mitte. Gezmeye buradan başlamalısınız ama kesinlikle sadece Mitte'de gezerek Berlin'i görmüş sayılmazsınız. Tüm semtler ayrı ayrı gezmeye değer. Tavsiyelerimi madde madde yazacağım, bakalım nereye kadar gidecek! Yazı sıralaması bir şey ifade etmiyor. "Koca Berlin'de en çok tavsiye ettiğin şey şarküteri mi oldu, yuh!" demeyin diye baştan söylüyorum. 

1. Lindner şarküteri
Şahane bir şarküteri. Dönmeden mutlaka peynirinizi paketletin, bavula atın. Zaten vitrin insanı hipnotize ediyor, önünden geçip gitmeniz mümkün değil. Berlin'de birçok şubesi var, bir tanesine mutlaka uğrayın. Buzdolabımdaki hayatı devam eden Lindner'den gelme peynirlere mücevher gibi davranıyorum, tek başlarına akşam yemeği oluyorlar!


2. Unter den Linden'de yürüyüş

Biliyorum söylerken kulağa pek de romantik gelmiyor ama bu tarihi bulvarın adı "Ihlamurlar Altında". Dev bulvarın iki tarafında ıhlamur ağaçları sıralı. Şehrin ana caddelerinden biri. Yol boyu ilginç binalara, sergilere, cafelere rastlıyorsunuz.



3. Brandenburg Kapısı
Şehrin en önemli simgelerinden Brandenburg Kapısı, Unter den Linden'in vardığı nokta. Napolyon 1800lerin başında büyük bir çılgınlıkla sütunların tepesindeki dev quadriga'yı yerinden söküp Paris'e götürmüş.Quadriga sonradan yerine tekrar gelmiş. Şimdi de Berlin'in en önemli simgelerinden biri olarak Mitte'yi yukarıdan izliyor.


4. Denkmal für die ermordeten juden Europas
Avrupa'da öldürülen Yahudiler için yapılmış bu anıt kocaman bir alana yayılmış farklı yüksekliklerdeki mezar benzeri taş bloklardan oluşuyor. Şehrin tam merkezinde devasa bir mezarlık gibi. Taş blokların arasında dolaşırken zaman zaman insan ürperiyor ama bu çok uzun sürmüyor çünkü burası şehrin en turistik yerlerinden biri ve her zaman kalabalık!

5. Kamps Backerei
Eğer siz de yurtdışında kruvasan-marmelat tipi kahvaltı ile zorluk çekenlerdenseniz size güzel haberlerim var. Berlin'de herkese göre kahvaltı var. Rengarenk virtinleri ile sizi sokaktan içeri çağıran fırın-cafeler beni tavladı. Çeşit çeşit fırın ürünü, bol malzemeli sandviçler arasında seçim yapmak zor. Kahvaltıları genelde Friedrichstrasse'deki Kamps'ta yaptık. Cam önündeki tezgaha yerleşip sokaktan geleni geçeni izleyerek kahvaltı etmek güne şahane bir başlangıç. Çıkınca da hemen dibinde Stadtmitte metro istasyonu! Sandviçlerin  hepsini deneyemediğim için üzgün, burayı bulmuş olmaktan dolayı çok mutluyum.


6. Tiergarten
Şehrin ortasındaki bu devasa park gün boyu yürüyüş ve spor yapanlar ile öğle arasında sandviçini yiyenlerle dolu. Özellikle sonbaharda yeşilin ve sarının her tonunu görmek için mutlaka yolunuzu Tiergarten'den geçirin. Savaş zamanı kıtlıktan dolayı ağaçların neredeyse tamamı ateş yakmak için kesilmiş. Şehrin ortasındaki bu ormanın yüzyıllardır aynı canlılığıyla orada olduğundan başka bir şey hayal etmek mümkün değil.



7. Currywurst

Alman mutfağının çok da şahane olmadığı sır değil, yine de buradayken yerel spesiyalitelerden denemek şart. Sosis ve türevleriyle aram hiç iyi olmadı ama yine de Berlin'in en popüler fast food yiyeceğinin tadına baktım. Currywurst fotoğrafta arkada görünen patates kızartması + ketçap ve körili sosis. Bu sosis (wurst) standlarında isterseniz ekmek arası (ekmeğe 3 boy büyük) sosis de alabiliyorsunuz. Denedim, sevmedim, denediğime pişman değilim. Yazının ilerleyen bölümlerinde bahsedeceğim, Berlin tüm dünya mutfaklarının en iyilerine ev sahipliği yapıyor. O yüzden tatil boyu sosis-patatese mahkum değilsiniz, içiniz rahat olsun!


Devam edecek!

6 yorum:

hayal-et dedi ki...

Gezmeyi çok seven bir insan olarak Berlin görülecek şehirler listemde bile değildi. Almanya deyince insanın aklına sanayisi,otomobilleri, beyaz eşyaları geliyor. Kültür turizmi sonlarda kalıyor sanki. Ah önyargılarımız.

Adsız dedi ki...

Kadewe?

Adsız dedi ki...

KAMPS????
Inan almanyanin en berbat firini denilebilinir. Tüm "mamüller" dondurulmus hamurdan yapiliyor.Üzgünüm...

Grace Happy dedi ki...

galıba hepsını yaoptım :)

Adsız dedi ki...

Ayse birde nerede kaldiniz? Yazar misin?

daphnevega dedi ki...

hayal-et,
Benim için de durum aynıydı. Hatta Münih'e gittim ve tekrar gitmek istemem ama Berlin başkaymış, tavsiye tavsiye.

anonim,
kadewe'ye gidememe hikayem sonraki postlarda. ah ah.

anonim,
bunu duyduğuma şaşırdım çünkü imalat gözümüzün önünde yapılıyordu. haldır haldır hamur açıyordu amcalar! kamps backstube'e gittik biz, orası mı farklı acaba? sonuç olarak yediğim her şey harikaydı.

grace happy,
ne mutlu!

anonim,
Hotel Gat Point Charlie.
http://www.gatrooms.de/en/hotel-gat-point-charlie/h3/
Yeri şahane, fiyatı uygun. Odada minibar yok ama. Bu market&şarküteri alışverişime biraz ket vurdu :)