9 Aralık 2012

PiPa

Beni bu Instagram mahvetti. Blog yazmıyor olmaya bulabildiğim bahane bu. Yoksa zamansızlık vs. beni hiç durdurmamıştı. Zaman zaman yoğunluktan dolayı daha az yazıyordum ama hiç bu kadar uzaklaşmıyordum. Anlık paylaşma durumu gerçekten zevkli ama aslında hemen kaybolup gidiyor her şey. Instagram'a yüklediğim fotoğraflara dönüp bakmıyorum, oysaki blogu dönüp dönüp okumayı ne kadar çok seviyorum. Buraya notlar düşmeye devam etmeliyim, fotoğraf makinemi tekrar çantamda taşımalıyım. Hafta içleri hep bir koşturmaca halinde olsam da güzel şeyler oluyor hayatımda. Kafamı kaldırmadan çalışıyorum, işe gidip gelirken İstanbul'la boğuşuyorum, buraya yazamasam da başka başka yerlere yazılar yazıyorum, evle uğraşmayı çok seviyorum, evde sürekli ıvır zıvır bir şeylerle uğraşıyorum, güzel sofralara oturuyorum ve bir Ayşe klasiği olarak hala listelerle yaşıyorum. Bu kadar olup biten şeyin ortasındayken, buraya her zamankinden çok bir şeyler koyabilecekken kendime nasıl bir motivasyon bulsam da bu sayfayı açsam bilmiyorum.

Neyse, ağlama duvarı kısmını bırakıyorum, günlük hayata dönüyorum. Henüz kışın kötü yüzünü görmediğimizden mevsimden şikayet etmeye başlamadım. İnce montlarla sokaklarda dolaşmaya devam.

Nişantaşı Süleyman Nazif Sokak'taki PiPa çok şahane olmuş. Bu muhitte bu kadar geniş bir mekan görünce şaşırdım. Minik kapıdan girip, koridordan geçip kocaman kare bir alana çıkıyorsunuz. Dekorasyon da harika, duvarları çevreleyen yeşilliklere bayıldım. Mekanın ortasındaki ada bar çevresinde oturup bir şeyler içmek ya da şık bir akşam yemeği için gidilebilir. Fiyatlar yüksek ama yedikleriniz de ortalama değil. Özel fırınlarından çıkma çok lezzetli ekmek ve yanında minik kavanozda servis edilen zeytinyağından anlıyorum olayların iyiye gideceğini. Başlangıç olarak bresaola, parmesan ve marine edilmiş mantarlar, daha sonra İstanbul'da gördüğüm en iyi pizzalardan biri ve karides, midye ve mantarlı papardelle gecenin menüsü olarak yetiyor da artıyor bile.




Gecenin sonunda uzun süredir merak ettiğim Aztek'e gittim. Bulması ne zormuş! Gitme niyetiniz olursa adresi internetten aramayın çünkü çıkan Kurtuluş Cad No:63 doğru adres değil. Osmanbey metro durağına çok yakın. Efe Sokak No:36. Tabela yok, kapıyı çalıp içeri giriyorsunuz. Sonrası Alis Harikalar Diyarı'nda. Ankara'da Zeki barı bilen varsa, işte burası oranın daha az kıro ve canlı müzik olmayan versiyonu! Big in Japan'lerden Ajda'ya absürt bir yelpaze. Gece 1'de masalara giden yaprak sarmalar.. İlk girdiğimizde bir bira içip çıkalım diye düşündürttü, sonra saatlerce çıkamadık. Rezervasyonunuzu yaptırın, masanızda yaprak sarmanızla Big in Japan ile dans edin! Sabah 7'den itibaren 20 saat boyunca topuklarımın üzerinde zarifçe yükselmiş olmanın bedelini hala ayaklarımın üzerine basamamakla ödüyorum. Hepinize iyi haftalar, ben bu hafta garantili olarak 1.70'in altında ve dümdüzüm!

3 yorum:

Lulu's life dedi ki...

Pipa sahanedir.. Mudavim yaratan bir mekan.. surekli ozlersiniz emin olun.. Barinda da keyif yapmak bir baskadir.. ;) Aztek beni iyice heveslendirdi simdi.. denemek icin hizlanmam sart ;) Bir de son cumle beni cok guldurdu.. Dumduz bir hafta dilerim ;)

Adsız dedi ki...

Ohh bee ozlemisim aysecim seni...

earwen dedi ki...

ayşecim bu yıl istanbuldaki bu güzel mekanlara bizi de götürmeni diliyorum..o kadar çok yer var ki görmek istediğim istanbula o kadar gelebilir miyiz bilemiyorum tabi..