Geleneksel yıl sonu yazısı
Merhaba,
Bloglar artık bitti mi? Öyleyse bana da haber verirseniz sevinirim çünkü yazmadığım her hafta vicdan azabı çekiyorum. Reader internet boşluğuna defnedileli siz nasıl takip ediyorsunuz blogları? Ben tüm aboneliklerimi theoldreader'a transfer etmiştim ve şimdi zaman zaman oradan takip ediyorum. Herkes hala düzenli şekilde blog okuyor mu? Okuyorsa ne kullanıyor? Beni yeni yöntemler konusunda aydınlatırsanız ya da bloglar tamamen twitter'a döndüyse o gerçeği de bana söylerseniz çok mutlu olurum.
Bu sene de bitiyor. 2014'te ben 32 yaşında olacağım. 31'den daha güzel geliyor kulağa 32 :) Güzel bir sene geçirdim, 2014 için de hayatımda değiştirmek, iyileştirmek istediğim şeylerle ilgili beklentilerim var. Hayaller değil de, üzerinde düşündüğüm, istediğimi bildiğim küçük şeyler. Onun dışında her zamanki gibi ailem, sevdiklerim ve kendim için sağlık, mutluluk ve huzur istiyorum. Bunun dışındaki her şeyin anlamsız olması bir klişe değil, gitgide önemini daha da fazla anladığım bir şey oldu. Kardeşim yurt dışında çalışıyor. Ailem iyiden iyiye Çandarlı'ya yerleşti gibi bir şey. Birbirimizi daha sık görebildiğimiz bir hayat elbette daha güzel olurdu. Ama şu anda ne ben Çandarlı'da yaşayabilirim, ne de onların Çandarlı'daki huzurlu hayatı bırakıp kaotik İstanbul'a gelmelerini isteyecek kadar bencil olabilirim. Bunun için şimdilik sadece kardeşimin yanıma gelmesini isteyecek kadar bencilim :)
Bu sene güzel geçti ama bir yandan da çok stresli ve yorucuydu. İstanbul'un da ciddi bir etkisi var bunda. Yolda geçirilen uzun saatler, her zaman her adımı planlama zorunluluğu. Hayatını buna göre ayarlamaya çalışsan da İstanbul bir şekilde ayak bileklerinden tuttuğunu hissettiriyor sana. Artık İstanbul'u seviyor olsam da 2,5 senenin sonunda biraz yorulduğumu fark ettim.
Benim için hala kazandığım parayla yapılacak en önemli şeyler seyahat etmek ve değişik yemekler denemek. 2013'te daha önce görmediğim güzel yerler gördüm. Kendimi bildim bileli sokaklarında yürümeyi hayal ettiğim New York'a ilk kez gittim. Son birkaç yıldır özellikle dekorasyon trendlerini takip ettiğim İskandinaya'nın merkezi Stockholm'ü görme şansım oldu. Yazın mini mini yıllık iznimin bir kısmını, gitmek ve tatil yapmak çok kolay ve ucuz olduğu için Samos ve Midilli'de geçirdim. Bir aksilik olmazsa yeni yılın ilk günlerinde iş için olsa da Paris'e gideceğim. Bundan iyisi Şam'da kayısı. Şu anki hayat düzenimizle daha iyisini yapamazdık sanırım.
Çok lezzetli şeyler yedim. Fotoğraflar çektim. Yemek zevkim iyice gelişti. İstanbul'un sunduğu çeşitlilik ve kalitenin de inanılmaz payı var bunda. Keşfedecek şeyler hiç bitmiyor.
Spora başladım. Bu kadar keyifle gideceğimi bilsem çok daha önceden başlardım.
Sigarayı bıraktım. Bunu söylerken hala zorluk çekiyorum çünkü insan kendini ne zaman tam olarak bırakmış saymalı bilmiyorum. 2 aya yakın süredir içmiyorum. Haftada birden sık olmamak kaydıyla arada bir içkiyle canım isterse içiyorum. Bunu bu noktada tutabildiğimi görmek beni de şaşırttı. Hiçbir zaman günde 2 paket içen biri olmadım ama sigara çok uzun zamandır hayatımın parçasıydı ve doğruya doğru her zaman keyifle içtim. Özgürlüğümü kısıtladığını hissetiğim için bırakmaya karar verdim.
Yazma konusunda da pek fazla önemli gelişme olmadı. Hala MAG ve Digiturk Dergi'ye yazı yazıyorum. Bu konuda güzel bir şeyler olsun istiyorum ama bunun için ne yapıyorum dersen verecek bir cevabım yok.
Zamansızlıkla sorunum var. Buraya daha az yazabildim, daha az kitap okudum. Müzik keyfim olduğu yerde saydı. Eskiden olduğu gibi güzel şeyler keşfedemedim. Mutfağa girip daha az deneme yaptım, yine de şu saydıklarım arasında en çok buna zaman ayırabildim sanırım.
Tırmık'ımız artık hayatta değil. O, dünyanın en canavar kedisiydi. Kedi olduğunun farkında değildi. Kendini kaplan sanıyordu. Bu yüzden eceliyle ölmek onun için zaten uzak bir seçenekti. Eminim ki onu dünyada en çok seven kişilerle ve sonsuz özgürlükle yaşadığı için mutluydu. Şimdi de gittiği yerdeki kedileri pataklıyordur kesin.
İşte böyle. Hepimiz için sağlıklı ve mutlu bir yıl olsun, 2014 hepimize uğurlu gelsin!
Bloglar artık bitti mi? Öyleyse bana da haber verirseniz sevinirim çünkü yazmadığım her hafta vicdan azabı çekiyorum. Reader internet boşluğuna defnedileli siz nasıl takip ediyorsunuz blogları? Ben tüm aboneliklerimi theoldreader'a transfer etmiştim ve şimdi zaman zaman oradan takip ediyorum. Herkes hala düzenli şekilde blog okuyor mu? Okuyorsa ne kullanıyor? Beni yeni yöntemler konusunda aydınlatırsanız ya da bloglar tamamen twitter'a döndüyse o gerçeği de bana söylerseniz çok mutlu olurum.
Bu sene de bitiyor. 2014'te ben 32 yaşında olacağım. 31'den daha güzel geliyor kulağa 32 :) Güzel bir sene geçirdim, 2014 için de hayatımda değiştirmek, iyileştirmek istediğim şeylerle ilgili beklentilerim var. Hayaller değil de, üzerinde düşündüğüm, istediğimi bildiğim küçük şeyler. Onun dışında her zamanki gibi ailem, sevdiklerim ve kendim için sağlık, mutluluk ve huzur istiyorum. Bunun dışındaki her şeyin anlamsız olması bir klişe değil, gitgide önemini daha da fazla anladığım bir şey oldu. Kardeşim yurt dışında çalışıyor. Ailem iyiden iyiye Çandarlı'ya yerleşti gibi bir şey. Birbirimizi daha sık görebildiğimiz bir hayat elbette daha güzel olurdu. Ama şu anda ne ben Çandarlı'da yaşayabilirim, ne de onların Çandarlı'daki huzurlu hayatı bırakıp kaotik İstanbul'a gelmelerini isteyecek kadar bencil olabilirim. Bunun için şimdilik sadece kardeşimin yanıma gelmesini isteyecek kadar bencilim :)
Bu sene güzel geçti ama bir yandan da çok stresli ve yorucuydu. İstanbul'un da ciddi bir etkisi var bunda. Yolda geçirilen uzun saatler, her zaman her adımı planlama zorunluluğu. Hayatını buna göre ayarlamaya çalışsan da İstanbul bir şekilde ayak bileklerinden tuttuğunu hissettiriyor sana. Artık İstanbul'u seviyor olsam da 2,5 senenin sonunda biraz yorulduğumu fark ettim.
Benim için hala kazandığım parayla yapılacak en önemli şeyler seyahat etmek ve değişik yemekler denemek. 2013'te daha önce görmediğim güzel yerler gördüm. Kendimi bildim bileli sokaklarında yürümeyi hayal ettiğim New York'a ilk kez gittim. Son birkaç yıldır özellikle dekorasyon trendlerini takip ettiğim İskandinaya'nın merkezi Stockholm'ü görme şansım oldu. Yazın mini mini yıllık iznimin bir kısmını, gitmek ve tatil yapmak çok kolay ve ucuz olduğu için Samos ve Midilli'de geçirdim. Bir aksilik olmazsa yeni yılın ilk günlerinde iş için olsa da Paris'e gideceğim. Bundan iyisi Şam'da kayısı. Şu anki hayat düzenimizle daha iyisini yapamazdık sanırım.
Çok lezzetli şeyler yedim. Fotoğraflar çektim. Yemek zevkim iyice gelişti. İstanbul'un sunduğu çeşitlilik ve kalitenin de inanılmaz payı var bunda. Keşfedecek şeyler hiç bitmiyor.
Spora başladım. Bu kadar keyifle gideceğimi bilsem çok daha önceden başlardım.
Sigarayı bıraktım. Bunu söylerken hala zorluk çekiyorum çünkü insan kendini ne zaman tam olarak bırakmış saymalı bilmiyorum. 2 aya yakın süredir içmiyorum. Haftada birden sık olmamak kaydıyla arada bir içkiyle canım isterse içiyorum. Bunu bu noktada tutabildiğimi görmek beni de şaşırttı. Hiçbir zaman günde 2 paket içen biri olmadım ama sigara çok uzun zamandır hayatımın parçasıydı ve doğruya doğru her zaman keyifle içtim. Özgürlüğümü kısıtladığını hissetiğim için bırakmaya karar verdim.
Yazma konusunda da pek fazla önemli gelişme olmadı. Hala MAG ve Digiturk Dergi'ye yazı yazıyorum. Bu konuda güzel bir şeyler olsun istiyorum ama bunun için ne yapıyorum dersen verecek bir cevabım yok.
Zamansızlıkla sorunum var. Buraya daha az yazabildim, daha az kitap okudum. Müzik keyfim olduğu yerde saydı. Eskiden olduğu gibi güzel şeyler keşfedemedim. Mutfağa girip daha az deneme yaptım, yine de şu saydıklarım arasında en çok buna zaman ayırabildim sanırım.
Tırmık'ımız artık hayatta değil. O, dünyanın en canavar kedisiydi. Kedi olduğunun farkında değildi. Kendini kaplan sanıyordu. Bu yüzden eceliyle ölmek onun için zaten uzak bir seçenekti. Eminim ki onu dünyada en çok seven kişilerle ve sonsuz özgürlükle yaşadığı için mutluydu. Şimdi de gittiği yerdeki kedileri pataklıyordur kesin.
İşte böyle. Hepimiz için sağlıklı ve mutlu bir yıl olsun, 2014 hepimize uğurlu gelsin!
11 yorum:
Mutlu huzurlu seneler.
ben okumaya devam ediyorum, sizler de yazmaya devam edin lütfen:) Blogların yeri ayrı, twitter bir yere kadar.. Feedly kullanıyorum, reader'a en yakın uygulama/site bence kendisi..
Eski readercıların hepsi bloglovin'e geçti. Nasıl alışacağım dedim önce ama alıştım. Bloglar hayatına devam ediyor merak etme :)
Herkes bıraksa da sen bırakma, çünkü ben senin yazdıklarına, yaptıklarına beyılıyorum Ayşe;)
Bloglovin'den takip ediyorum.
sevgili Ayşe ,
takip ettiğim blog sayısı bir bilemedin iki elin parmakları ile sınırlı ( ve bunların arasında senin blogun da var )
bu yüzden google a yazıyorum açıp okuyorum
pek iç açıcı bir yöntem değil elbet ama diyeceğim o ki blog ilk göz ağrım bırakamıyorum
yaz bence gitme bi yere
ben de bloglovin kullanıyorum
benim okumaktan yılmadığım bir elin parmağından az sayıda blogdan birisin yılma, devam yazmaya:))
2014 çok güzel olsun herkes için, bende new york a gideyim, amin;)
ben de feedlye geçenlerden oldum, bloglar ölmemeli kesinlikle 3-5 harfle kısıtlanmamalıyız yazılarımızda. iyi seneler!
güzel seneler olsun :) oncelıkle... evet galiba bende bu konuda bloglarımızı neden ıhmal ettiğimizi dusunuyorum acaba ig dunyası oldukca kolay mı geldı bıze :(
bloglar bitti mi sorusun ben de hep soruyorum kendime. bir çok blog zaten facebook üzerinden takip edilir hale geldi. yine de listemdeki bloglara kıyamıyorum. uzun bir aradan sonra yeniden okumaya başladım. Nereden okuduğuma gelince dönüp dolaşıp "bloglines" e geliyorum. en keyifli oradan okumak benim için. sevgiler
Yorum Gönder