17 Şubat 2014

Ma'na Karaköy

Karaköy'den yeni mekan haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bu bombardıman içinde Ma'na kesinlikle ıskalanmamalı. Birkaç ay önce denediğim Yeni Lokanta'dan beri beni bu kadar etkileyen bir yer olmamıştı. İstanbul'un yeni modern meyhanesi Ma'na, Karaköy'de Fransız Geçidi'nin hemen girişinde, Bej'in karşı komşusu. Münferit'le ortak yönleri çok ama Ma'na rakı ve meyhane kültürüne adeta bir saygı duruşu. Rakı ve rakı sofrasını sevenler burayı çok sevecek, biliyorum.

Mekanın ortasında kocaman harika bir avize var. Onun dışında her şey sade. Servisin yapıldığı taraftaki uzun rafın üzerinde eskisinden yenisine çeşit çeşit rakı şişeleri dizili. Arkadan hafif hafif Zeki Müren şarkıları çalıyor. Zaten pek de büyük değil, içeride toplam 15 masa kadar var. Burası kesinlikle huzur veren bir yer.


Masanıza yerleşince rakı ve mezelerden önce karar vermeniz gereken şey, rakınızı hangi bardakla içmek istediğiniz. 3 seçenek var. Ben genelde kullanılandan biraz daha ufak boyutlu Ata bardağı tercih ettim. Bu bardağı çok zarif buluyorum ve rakıya çok yakıştırıyorum. Her yerde bulunmuyor, daha önce bir tek İnciraltı Meyhanesi'nde karşıma çıkmıştı. Bardağı seçtikten sonra sıra geliyor rakıya. Mekanın oldukça ilginç bir rakı menüsü var. Her birinin ayrı özelliği olan çok sayıda rakının arasından seçim yapıyorsunuz. Bizimle ilgilenen kişi çok bilgili ve yardımcıydı, ki bu her yerde karşılaşmadığımız bir şey olduğundan elbette mekana bir artı daha katıyor. Sonunda tavsiye üzerine, her yerde bulunmayan Beylerbeyi Göbek Rakısı'nda karar kıldık. Kendileri masaya beyaz leblebi eşliğinde geldiler. Böylece ben daha hiç meze görmeden belli ölçüde tavlanmış oldum.

Göbek rakısı hepimizi kendine hayran bıraktı. Lezzetli ve içimi çok rahat. Gecenin başında insanların sırf bu rakıdan içmeye geldiğini söylemişlerdi. Bir yudum almak bile bunun boş laf olmadığını anlamaya yeterli. Farkı açıkça hissediliyor. "Göbek" ise şuradan geliyormuş: Rakı dinlendirilirken anason üste çıkıp, alkol alta çöküyormuş. Rakının en güzel kısmı da bu dinlenme sırasında ortada kalan bölüm, yani göbek olurmuş. Bu, denediğim tüm rakılardan başka bir şeydi. Bulduğunuz yerde kaçırmayın.


Sonrasında ise olaylar gelişti. Ma'na'da bol bol meze var. Ana yemek yok ama dilerseniz söyleyebileceğiniz sarma, köfte, kuzu dilimleri gibi küçük tabaklar var. Dediğim gibi meyhane kültürüne bir saygı duruşu. Bu nedenle sizi bekleyen şahane mezeler eşliğinde rakı sofrasının keyfini çıkarmak. Mezelerimiz şunlardı:

Beyaz Peynir
Kaşkarikas (Kabaklı, kuş üzümlü bir meze. Benim kabakla çok aram yoktur, belki de bu yüzden en vasat meze buydu)
Muhammara
Fava
Lakerda (5 yıldız veriyorum)
Mücver
Meyhane Pilavı
Mutabbel (Burada bir parantez daha açıyorum. Ma'na'yı ziyaret ederseniz mutlaka denemeniz gereken bir meze bu. Köz patlıcanın yoğurt ve fıstık ile karşımı ılık olarak servis ediliyor. Daha önceden haberim olmayan yepyeni bir meze ile tanıştım)

Denediklerimiz tamamı sunumundan lezzetine özenli ve çok lezzetliydi. Deneyemediklerimizde aklımız kaldı. Porsiyonlar ne büyük ne küçük. 4 kişi giderseniz bu kadar meze yeterli olur, hatta gayet mutlu olursunuz!


Ma'na'da harika bir akşam geçirdik. Yaz aylarında dışarıdaki masalarda oturmak çok daha keyifli olacak. Ayrıca burayı kardeşim Mert İstanbul'dayken birlikte deneme şansımız olduğu için gece daha da güzel oldu. Kardeşim artık İzmir'de çalışacak, önümüzdeki hafta taşınıyor. Onun için yepyeni bir hayat başlayacak, çok heyecanlıyız. Umarım her şey güzel olur. İzmir ya, güzel olacak tabii!

Ma'na: 0 212 293 09 93

2 yorum:

Mugene dedi ki...

Çok güzel görünüyor :) 4 kişi ne kadar hesap ödediniz acaba?

nil dedi ki...

evet hesap?:)