Kış Tavsiyeleri

Önce keyfimizi yerine getirsin diye Gogol Bordello'yu açıyoruz ki bize bağırsın Start Wearing Purple diye ve bizde aniden kalkıp dans etme isteğiyle dolalım! :) Mor mor şeyler giyip sokaklarda zıplayalım ama tabi hanımefendilik el vermiyor evde zıplıyoruz. Eşlik etmek isteyene sözleri burada.
Kendileriyle hala tanışmadıysanız şiddetle tavsiye ederim. Muh-te-şem-ler! Rock'n Coke'ta da sahneye çıktılar bu sene. Çingene müziği yapan Ukraynalılar desem çok mu genel olur? Sözlükten bakın isterseniz, orda güzel anlatmışlar.

Hasta olmak, evde olmak fena birşey. Ben her sene mutlaka bir kere nezle olurum. Olunca da fena olurum. Neyse bu sefer ucuz atlattım. İnsanın canı hiçbirşey yapmak istemiyor, zaten kolumu kaldıracak halim de yok. Sevmiyorum o hasta halimi işte.. Peki hemen iyileşmek için neler lazım?
Herkese uygun olmayabilir, Ayşe yöntemidir, tavsiyedir.

1. POĞAÇA

İlginç bir şekilde poğaçanın kendisinden çok kokusunun iyileştirici etkileri var! Sabah mutfaktan gelen poğaça kokularıyla uyanmak, o gün kesinlikle daha iyiye gideceğinizi gösterir. Yanına çayınızı koyarsınız, eğer sizin evinizin poğaçaları da bizdeki gibi minicikse kaç tane yediğinizi bile bilmeden sadece poğaça çay ikilisiyle öğlene kadar televizyon karşısında battaniyenin altında sıcacık yatarsınız. Poğaça kokusu iyileştiricidir. Bakın görün yakın zamanda bunu ispatlarlar!:)

2. MERCİMEK ÇORBASI

Bunu ben bulmuş gibi yapmayacağım. Herhalde bilinen en eski hastalık iyileştirme yöntemi çorba. "Gel de bi çorba yap banaaa" gibi şarkı sözlerimiz bile var. Mercimek çorbası süper bir çorba bence. Çorbaların kraliçesi. Gece dışarı çıkarsınız, eve dönmeden bir çorba içersiniz kendinize gelirsiniz, hasta olursunuz kendinize gelirsiniz. Günün her saati de içilebilen bir şey. Ben şahsen kahvaltıda çorba içmeyi severim. Tereyağından hoşlanmayan hatta 2 önceki postta tereyağına demediğini bırakmayan biri olarak, kendimle çelişerek çorba piştikten sonra üzerine dökülen, tavada kızdırılmış tereyağı-kırmızı biber ikilisinin çorbanıza başka türlü elde edemeyeceğiniz bir tat vereceğini de söylerim utanmadan!

3. IHLAMUR

Veee bu kışın jokeri! Efendim organik şeyler satan mağazalar var, ben pek anlamam. Ama mantar gibi çoğalıyorlar. Deli bir arkadaşım onlardan birinde çalışıyordu bir ara. Zeytinyağıyla ünlü bir mağaza. Anlata anlata bitiremiyordu, Sabunlar, zeytinler falan filan.. Gittik biz de zeytin aldık ordan. Böylece tanıştım bu organik ürün satan yerlerle. Sonradan öğrendim ki baya insan varmış nerdeyse herşeyini bu mağazalardan alan.. Bilinçli toplum olmuşuz biz benim haberim yok. Geçen gün nasıl bir plazaysa, içinde kimsenin olmadığı Mesa Plaza'ya bir işim düştü. Orda da böyle organik şeyler satan dükkan varmış, oraya girdim. Çok güzel çaylar var. Daha doğrusu henüz çaya dönüşmemiş halde şöyle üstte gördüğünüz gibi şeyler var.(Allah allah bir türlü bulamadım doğru kelimeyi!) İki paketi birbirine zımbalamışlar, adı kış çayı olmuş. Koyuyorsunuz bir çaydanlığa kaynıyor, kaynarken zaten şahane kokuyor. Bütün gün bırakın kaynasın aklınıza geldikçe gidip bir fincan alın. Karanfil, ıhlamur, papatya ve bunun gibi şeyler var. Çok güzel..

İyi bir haftasonu diliyorum herkese. Havalar hala güzelken dışarının tadını çıkarın, hasta olmayın, olursanız da artık ne yapacağınızı biliyorsunuz!:):) Size yine de kendinize dikkat edin...

p.s: Çenemin düşüklüğü inanılmaz değil mi? Kendim de şaşırdım ne kadar yazmışım diye. Akşam çocukluk arkadaşım Şafak'ı askere uğurlama gecemiz var. Rakı gecesi. Bütün gece konuşurum artık..

p.s.2: Almanca sitelerce şu aramayı yapan kişilere ilk 10da benim blogumu da gösteren google'a katılmasam da teşekkürü borç bilirim!