fal, iş, güç, yemek, kafam karmakarışık.

Kadınlar arasında farklı zevklere sahip olmak, farklı bir karakter yapısına sahip olmak ya da farklı bir hayat tarzını benimsemiş olmak fark etmeksizin ortak olan bir şey var. O da fala olan merak. Şimdi tabii bu konuyla kafayı yemiş insanlar var onları ayrı tutuyorum ama benim tanıdığım, bildiğim herkes en azından bir Türk kahvesi içtikten sonra masaya şöyle bir bakınır fal bakacak kimse var mıdır diye. Ya da genelde biri gittiği herhangi bir falcıyı anlatıyorsa, -bunu farklı gruplarda gözlemlediğimi söyleyebilirim- "Nerdeymiş?, İyi biliyor mu?, Ne kadara bakıyormuş?" gibi sorular gelir masadaki farklı farklı dişilerden. Fal sevmeyen fazla hemcinsimi tanımıyorum diyebilirim. Aaaa Nevra sevmiyor aslında. Neden sevmiyorsun Nevra yahu? :)

Ben İstanbul'a gitmeden önceki hafta Ayşegül İstanbul'daydı. İstanbul büyükelçimiz Başak, Ayşegül'ü bir falcıya götürmüş, anlat anlat bitiremediler. Başak da adamdan komisyon mu alıyordur nedir, beni de götürdü aynı adama. Şimdi heyecanla bekliyorum söyledikleri çıksın diye. Bir de bu sefer iyice yazdım kafama söylediklerini çünkü ben genelde falı dinlerim dinlerim, sonra bir gün sonra hepsini unuturum.

Şimdi neleri aklımıza yazmışız buraya da yazalım, unutunca dönüp burdan okuruz.

1. Önümüzdeki 1 hafta içinde işe girmem gerekiyormuş. Ki bugün biryerle görüştüm. Aslında resmen burada olayı referanduma sunacak kadar kafam karıştı. Sabah 8 akşam 8 biraz uzun bir mesai değil mi? Hem de cumartesi de saat 4'e kadar çalışıyorlarmış. Babam bunların büyük kısmının göz korkutma olduğunu söyledi ama bilmiyorum, ya öyle değilse? İngilizce ve İtalyancamı kullanabileceğim bir iş ama bunun yanında Ankara'nın ücra köşelerinden birinde. Bir de görüştüğüm adam "Biz sizi sektörün önemli kişilerinden biri yapmayı planlıyoruz, o yüzden öyle en azından önümüzdeki 5 yıl içinde işten çıkmayı, evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı rafa kaldırmanız gerekiyor" dedi. Yuh yani daha neler.. Yarın cevap vermem gerekcek büyük ihtimal. Off. Son görüşmeyi yaptığım bir denetim şirketi var haber beklediğim, sanki hep orası olacakmış da, ben de ekim gibi başlarım gibi bir fikir vardı kafamda. Şimdiden yanıma onlarca kitap alıp, yaz tatilinde yazlıkta geçirilecek huzurlu günlerin hayalini kuruyordum. Ne b.k yiyeceğim hiç bilmiyorum. Kararsızlık kadar sinir olduğum bir şey yok.

2. Kazanacağım asıl parayı ellerimi kullanarak yapacağım bir işten kazanacakmışım. Tabii aklım hemen cafemde ellerimle hazırlayacağım yemeklere gitti. Şu an bunla ilgili bir gıdım bile gelişme yok ama olsun. Adam dedi ya artık ben iyice inandım, tabii yapılan işlerin çoğu elle yapılıyor, masöz olup çıkarmışım bir de, hahahah

Bunlar dışında da bir sürü konuyla ilgili tutturduğu şeyler oldu. Asıl işimin matematikle olduğu ve bankacılıkla ilgili şeyler mesela. Harf de tutturdu adam üstüne üstlük. Özel hayatla ilgili bir şeyler de söyledi. Ben bir türlü aşk hayatım hakkında yazmayı beceremediğim için onları da yazmıyorum :) Her konu hakkında bır bır konuşan birinin bu konu hakkında bir türlü konuşamaması da ilginç olsa gerek..

p.s: İlk 2 fotoğraf faldan önce gittiğimiz Ara cafe'de, sonuncusu da faldan sonra gidip de 5 saat kalkamadığımız Nar isimli yerde çekildi. Birayı pipetle içen de bizim bıcırık Elif :)