29 Eylül 2007

küçükken bile bu kadar saklambaç oynadığımdan süpheliyim..

2 adet sobe daha var. Ben bu sobelerin kaynağını çok merak etmeye başladım. Yani biri icat ediyor olmalı di mi? O yüzden benim tavsiyem bir dahaki sobeleme olayında hani şu eskiden oynadığımız bi oyun vardı, bavul hazırlama oyunu olsun adı. İlk oyuncu bavula koyduğu şeyi söylerdi, diğeri bir şey daha ekleyip söylerdi, böylece oyunda mesela 8.kişiyseniz söyleyecek bir sürü şeyiniz olurdu ve oyun gitgide zorlaşırdı. Diyorum ki bu sobelerde de böyle bir yol izlense.. İlk kimden geldiğini, arada kimlere uğradığını görsek. Ama yok yok vazgeçtim. Forward maillerin altındaki yüz milyon kişilik liselere benzer heralde sonunda.
*
İlk sobe butejoy'dan gelmişti bir zaman önce. En sevdiğim 3 şey isimli aynı zamanda blog dünyasının gelmiş geçmiş en zor sobesi. Hayatın anlamını sorsan aşağı yukarı bu kadar düşündürücü olur herhalde. Neyse ben nasıl olsa ilk 3 konusunda asla ve asla emin olamayacağım, ne yazarsam yazayım bir şeylere haksızlık edeceğim. O yüzden fütursuzca daraltıyorum konuyu. Ortaokul ingilizce ders kitabı chapter 5 gibi: What do you like doing in your free time? O zaman gelsin liste!
*
1. Seyahat etmek. Görmek istediğim yerlerin bir kısmını öğrencilik hayatım sırasında sırt çantalı turist olarak gördüm ama New York ve Sydney gibi iki kocaman hayalim var. Evet ne zaman ne zaman ne zaman, nasıl nasıl nasıl ama çok istiyorum. Çok isteyince oluyor bişeyler. Mantıklı bir şekilde olacaksa olsun lütfen. Her zaman gitmek isteyen biri olacağım ben. Biliyorum.
*
2. Yemek yapmak ve yemek. Bu ne biçim zaman geçirme aktivitesi demeyin. Öyle işte. Değişik bir şeyler denemek, evde yemek yapmak, ya da sevdiğim bir şeyi ısmarlamak üzere gideceğim restoran için evden çıkarkenki hislerim bile oldukça fazla vakit alıyor. İyi ki de alıyor. Haydi Ayşe artık kıçını kaldır ve 1 senedir gittim gidicem dediğin suşi kursuna git! Evet evet, iştahımı kaybedersem, sesini kaybeden şarkıcı gibi olabilirimmm! :)
*
3. Film seyretmek- kitap okumak. Ama Hollywood değil, ama romantik komedi hiç değil. Mümkünse haftalardır beklediğim, hakkında farklı kişilerin yorumlarını okuduğum, sevdiğim, saydığım birilerinin yönettiği, bayıldığım birilerinin oynadığı. Güney Koreliler, i love you, bi de Kieslowski ve Tarkovski amcaların önünde saygıyla eğiliyorum. Şimdi kitap okumak ilk3üme giremeyecek mi? Of çok zor iş bu. Öss'de bile dereceyi paylaşıyorlar, benim ilk 3üm kitap okumak-film seyretmek olsun.
*

Of ne kadar da yaratıcıyım di mi? :) Tabi bu ilk 3 sıralamasıyla müzik dinlemek, arabada bağırarak şarkı söylemek, dudaklarımı kurutup oynamak (evet bu tuhaf gelebilir, çocukluk alışkanlığı), liste yapmak, yatakta cenin pozisyonunda yatmak, martini içmek, rakı-balık etc etc gibi birsürü şeyi de mansiyon almaya zorlamış oldum. Beni sanırım geriyor böyle şeyler. Tamam ne olursa olsun ilk 3 di mi? Sanki dünya güzelini seçiyorum ,ki sanki o da çok önemli.

*

Diğer sobe ise kitabımın 187. sayfasının ilk cümlesi. Asıl bunu icat eden ve blog dünyasına fırlatıverenle görüşmek istiyorum. 187 ama neden?
*

Çok ilginç oldu gerçi, bana bunu ulaştıran İsveç ve civarlarından esterhazy bey, kendi postunda Parfümün Dansı'nın 187. sayfasının ilk cümlelerini yazmış. Benim de en son bitirdiğim kitap Parfümün Dansı idi. Ben de mecburen şu an okuduğum Brooklyn Çılgınlıkları'nın hiç istemeyerek 187 nolu sayfasını açıyorum, aaaaçtım, umarım aklımda kalacak bir şey görmem. "Trumbell, "Söyledikleri çok ikna ediciydi," dedi. "Bu el yazmasını alacaksam, hiçbir kuşkuya yer olmamalı. Hiçbir konuda kuşkum olmamalı." "

*

Eveeet gayet güzel görünüyor, hemen ulaşmak istiyorum oralara. Yeri gelmişken de söyliyeyim. Paul Auster'ı ve onun tesadüflerini sevelim, sevdirelim. New York'u hissedelim.

*

Bu aralar içimde bir şeyler bağırıyor. Benim içimde garip şeyler oluyor, somut değişiklikler. Oluyor biliyorum ama bir delil yok elimde. Ne olup bittiğinden de haberim yok. İçimi anlayabilmek için neye ihtiyacım var? Çok düşünür oldum. Sevmediğim kadar. Gerekmediği kadar. Stop thinking. It has never worked for anybody. Biri beni Amalfi'ye fırlatıverse, azcık düşünüp gelsem. Keşke. Off.

10 yorum:

Adsız dedi ki...

ouick china da zaten baska bir yer dusundugunu sanmıyorum topla 7-8 kisiyi ve gununu ayarladıgınız zaman gruba ozel kurs var... bu arada sanırım 2,5 3 yıl once arkadaslarımla aynı kursu almıstım cok eglenceliydi...
nube...

•°o İbrahim ve Ecem o°• dedi ki...

Yafff, dayanamadim yaziyi okumadan kolyeye bayildim Ayse'cim nereden aldin (sormamda sakincasi yoksa) superrr bisi...

Dipin Notu: Affedersin... Yaziyi kesin okuduktan sonrada yorum birakacagim ama resim gozumu resmen buyuledi...:))Gule gule kullan...

ezop dedi ki...

Ayşe merhaba,
seyahat, kitap, film, yemek pek çok kişinin tutkusu, vaz geçemediği olabilir de dudakları kurutuo oynamak dedin beni bitirdin. Çocukken uykuya dalmadan önce dudaklarımı kurutur, özellikle de üst dudadğımı sağ elimin küçük parmağımla oynardım.Orada bir kabuk oluşurdur en sonunda o kabuğu dişlerimle yavaş yavaş kaldırırdım. Bu işlemler nedeniyle dudaklarım genelde yara bere içinde olur ve annemden de azar işitirdim. Ama vazgeçemediğim bir haz alırdım. Artık küçük parmağımla oynamıyorum ama hala dudaklarımı kurutup kabukları teker teker soymaktan da vazgeçmiyorum. Piskopatça gelebilir insanlara ama sanırım bu Freud'un saptamasıyla bir nevi oral dönem saplantısı. Ne kadar ilginç değil mi, kendine bile tuhaf gelen bazı alışkanlıkların hiç tanımadığın başka başka insanlarda vücut bulabiliyor. Yaşamlar hep bir yerde kesişiyor.

Aslı Cin dedi ki...

İlk maaşımla bir çanta almıştım kendime, anneme de bluz.

Maaş oracıkta bitmişti... :)

turuncu dedi ki...

bu 187 numaralı sayfa sobelemecesini kim başlatmış demişsin ya, şurda rastlamıştım:

http://flynxs.blogspot.com/2007/09/kitap-mim-1871.html

etipuf dedi ki...

evet liste gerçekten düşündüğüne değmiş...

mansiyon ödülü alan "dudak kurutma" eylemi... ya bunu yapan başkalarının da olması beni psikopat olmadığım yolunda umutlandırdı doğrusu:D

anneme de okutmalıyım bu postu..zira her daim yara bere içinde olan dudaklarımı gördükçe ne kadar enteresan bir kızım var deyıp hayıflanan insanlardandır kendisi:D

daphnevega dedi ki...

nube,
bühühü sanırım 7-8 kişi yok benle gelicek. Hatta kimse yok :( ben arayıp bir grubun eksiği var mı diye sorayım bari. bühühü :(

i&e,
Ankara'da mısın bilemiyorum ama Karum'da 2.katta arka sırada arkadaşlarımın dükkanı var Sency diye. Oradan aldım. Siz de alın arkadaşlarım para kazansın :)

ezop,
aman tanrımmm! :) Ben de aşağı yukarı aynı şeyi yapıyorum ve şu ana kadar hiç duymamıştım benim gibi birini! Koparmıyorum ama çıt çıt çıt diye ses çıkararak oynuyorum dudaklarımla kimse bakmazken :) Hala şoktayım ezop, yuppii deli değilim deli değilim!

aslı,
:) hayırrr aklı başında bir çalışan bayanımmm ve maaşımı düzgün harcayacağımmm! Amiiin!

turuncu,
Kesinlikle bunu beklemiyordum. Gerçekten aydınlandım! Teşekkürler!

Adsız dedi ki...

kolyene bayıldım en kısa zamanda uğrucyam :) bu arada kitaplar, filmler, gezmek ve yemek hepsine evet :)

Adsız dedi ki...

Kolye süper canım. Bende fatmanın eli kolyemi çok seviyorum. Biz Ömerle ev arsa almak yerine dünyayı geziyoruz en güzeli gezmek valla

zeya dedi ki...

187. sayfa sobesini ilk defa duyuyorum. Kim çıkarmış acaba?
İçinde neler oluyor?? Ben bu aralar uzun zamandır süren baş ağrımın bana ne anlatmak istediğine takıldım. Sadece baş ağrısı ne anlatsın ki diye düşünüp bir ilaç al di mi yok illa mistik bir olayı olmalı takıntısındayım.
Ağrı kesiciler mi yapıyor beni böyle acaba???