13 Kasım 2007

Fotoğraflardaki sushi ve dumpling USB'lerden istiyorum ve bunun yazdığım yazıyla hiç alakası yok

Sevgili günlük,
*
Dün gece üniversite grubumuzla buluştuk. Can ve Alper şehir dışından geldiler. 6-7 kişi olmayı beklerken koccamann bir masamız oldu. Ah ah bu Drunk denen yer neden biz ODTÜ’deyken yoktu? Tam ODTÜ’nün 100.yıl kapısı çıkışında bir yer burası, sanırım daha önce de bahsetmiştim.. Harika müzik çalıyor. Ayşegül dün gece “Aman kızıııım (Kızıııım sözünü Ayşegül buldu. Bakmayın bu kadar yaygın olduğuna. O, bunu yave yave değil, çok özgün bir şekilde söyler) iyi ki yokmuş ya” dedi. Galiba haklı, biz orada yaşardık sanırım.. Kortlar da güzeldi, olsun.

Siz aklı başında insanlar olarak zaten biliyorsunuzdur ama ben yine de söyliyim, Pazartesi gecesi deliler gibi içki içmeyin. Çok sevdiğiniz arkadaşlarınız şehir dışından gelmiş olabilir, yakın bir arkadaşınızın bir kız çocuğu olacak olabilir (adını Ayşe koyacak olabilir!!!:)) ), siz onlarla hep çok gülüyor olabilirsiniz, yine de bilmemkaç bira ve bilmemkaç sex on the beach içmeyin. Diğer kızlar ne güzel usturuplu usturuplu oturuyor diye gözlemler yapın ve onlar gibi davranın.

Eve gidince üstünüz başınızın sigara kokusundan mideniz bulanabilir, gecenin bir saati duş almak durumunda kalabilirsiniz. Üstüne üstlük çantanızın içinde çok sevdiğiniz fotoğraf makinenizin olmadığını fark edebilir, zaten kafanız iyiyken Drunk’a telefon açıp, açıp, açıp durabilirsiniz. Doruk gidip bakabilir oraya ve makinanızın orda olmadığını söyleyebilir. Gece başınızı yastığa koymadan önce son bir kez daha arayabilir ve bulunduğunu öğrenebilirsiniz. Fotoğraf makinenizin bulunduğunu söyleyen Suat Bey’e sarılmak istersiniz, sadece “Çok teşekkürler, oleyy!” gibi şeyler söyleyebilirsiniz ve hiç görmediğiniz adamla telefonda karşılıklı olarak gülme krizine girersiniz : )

Dün gece çok eğlendim ben. Herkesi çok özlemişim.. İnsanın üniversite arkadaşları bir başka oluyor nedense. Keşke herkes bir tarafa dağılmasaydı da, eskisi kadar sık görüşüyor olsaydık. Bir de keşke dün Baran da yanımızda olsaydı. Galiba en çok özlediklerimden biri o..

Gece boyunca artık rutinleşen fırtınalardan biri vardı. Herkes içince sızıp kalır, ben alkollüyken uyuyamıyorum. Fırtınanın da etkisiyle doğru düzgün uyuyamadım. Sabah kalkmak da galiba ömrümden bir kaç gün götürdü..

Aklımız başımıza geliyor mu peki? Hayıııır. Çarşamba gecesi Drunk’ta oldies but goldies gecesi olduğunu öğrendik dün. Bakalım gidecek dirayeti bulabilecek miyiz?

Can’la sabah 8:30 civarı yaptığımız konuşmada (zavallı Can’ı hain Selçuk beraberinde işe götürüyormuş, misafirliğe gelen insana yapılır mı bu? Selçuk işte..) “Aaa belki de biz alabiliriz fotoğraf makinanı” dedi. Bu gece de gitmeyi düşünüyorlarmış. Arkadaşlarım kafayı yemişler ama ben yine de onları seviyorum : )

Fotoğraf filan koyamıyorum, hepsi şu an elimde olmayan makinamda. İş çıkışı makinamı geri almaya Drunk’a gideceğim ve elbette ki bir şey içmeyeceğim! Bardaki koltukları çektirerek makinamın bulunmasını sağlayan Suat Bey’e de sarılmadan, makinamı almayı becereceğimi umuyorum.

p.s: Bu ikinci kez oluyor günlük. Ben Demet Şener pardon Kutluay’la ilgili bir yazı yazmak istiyorum, elim başka bir şeyler yazıyor. Sanırım ilahi bir güç bana bu kadın hakkında yazı yazdırmıyor.

15 yorum:

Herbert dedi ki...

doruk gittiğinde iyi aramamış demekki. belki gitmemiştir bile. ilgisiz.

dodo dedi ki...

sus abi sus, çaktırma :)
hayır sadece bir kere de gitmedim.
Tam eve dönerken çalan telefonun ucundaki ses oldukça umutsuz bir şekilde "belki park yerinde düşürmüşümdür, bir de oraya bakar mısın" diye rica edince dayanamadım bir sorti daha yaptım :)

Adsız dedi ki...

Ayşe ciğim yine de güzel bir akşam geçirmişsin bence. Senin bu maceralarını okumaya da bayılıyorum. Çok şirinsin. Bu arada aşağıdaki yazına da yorumum var. 27 yaşımda velendim 29 a girdiğimde anne olmuştum. 8 senelik iş tecrübesi, öncesinde üniversite falan derken artık biraz dinlensem, evde olsam ne güzel olur diye senin gibi hayaller kurarken yakalamıştım kendimi. Ben de her zaman kendi kendime yetebilen bir insan olmuşumdur. Ama sürekli kendine yetebilmek de zamanla rutine dönüyor. Ve çalışmaya alışmış biri için çıldırtıcı oluyor. Kızım şu anda 11 aylık. 1 yıldır çalışmıyorum ve kafayı yiyecek gibi oluyorum. İnan bana yazdığın kadar kolay olmuyorZaten insan çalışırken evdekilere, evdeyken de çalışanlara imreniyor. Ama şunu söyleyebilirim çalışmaya alışmı8ş biri evde oturmaya fazla dayanamıyor.İstediğin kadar oyala kendini. Çalışırken insanın dah üretken ve enerjik olduğunu kavramış bulunuyorum. Öpüyorum. Sevgiler...

si-men dedi ki...

ya çok güldüm ya
tam da üniversite arkadaşları üzerine düşündüğüm bir dönemde yazın öyle iyi geldi ki anlatamam :)
Drunk'a gitsem beni alırlarmı ki acaba çok merak ettim :/
bu arada salı akşamı oldu ayılabildin ve kendine gelebildin mi :)

Güçlü dedi ki...

O çok sevdiğin fotoğraf makineni bile orada unuttuğuna göre, hakkaten dağılmışsın sen dün gece Ayşe :)

Tipik bir "DDAS" (Deli Dolu Ayşe Sendromu) yaşatmışsın kendine anlaşılan yine. :)

daphnevega dedi ki...

herbert,
yok ya 2 kere gitti valla. tabi aslında hımm öyle dedi sadece, ben gözümle görmedim :)

dodo,
ama bak emindim ben orda olduğunaaa! :)

lezzet aşkı,
hımm sen galiba gerçekten devamlı çalışması gereken gruptansın. Çünkü ben mezuniyetten sonra işe girene kadar 1 sene boş oturdum, bence boş değildi aslında neden boş oturmak deniyorsa, ve o sırada hiç sıkılmadım :)) Ama tabiki haklısın, minik bir bebekle (bilmiyordum bu kadar küçük bir çocuğunu olduğunu ben!!) evde duranla, canı istediğinde dışarı çıkabilen bir evde duran arasında farklar da olsa gerek :)

si-men,
alırlar ayol tabi!! odtü'nün kendi yeri değil orası, ama yeri sebebiyle odtüden insanlar oluyor tabi. ama kesinlikle tavsiye ederim. pek afilli bir yer değil ama harika müzik var. efes ve miller yok, bu kötü. sinem inan şimdi toparlanıyorum ve işteki son dakikalarımda yatağımı ne kadar da çok sevdiğimi iyiden iyiye anlıyorum!

güçlü,
yok o kadar da dağılmadım aslında ya, dışarıdan kimse bişey anlamamıştır muhtemelen, sadece erken kalkmak beni bitirdi. Çok deli dolu bir insan değilimdir ben, sakinimdir hatta :)

Esterhazy dedi ki...

asilzadelerden Demet Hanim hakkindaki yazini merakla bekliyorum Ayse. Kendisinin son 5-6 yil icinde, dombili kebapci sevgilisi unvanindan, "ah su anda o kadar asil bi prensesim ki, tuvalet kagidim bile Chanel" haline gectigi surece imrenerek bakiyorum :)
ve evet calisirken icmek kadar fena bi si yok. Ben Isvec'e gelmeden once bi gece oyle fena halde votka icmistim de, her turlu dus alma, parfum sikma aktivitesine ragmen is arkadaslarim 5000 mililitrelik bi Binboa kivaminda ise adimimi attigimi soylemislerdi. :)

OzLeM dedi ki...

heyy ODTÜ, Drunk...biz aynı yerlerde dolanıyoruz galiba? New Wall'dan da bahsetmiştin daha önce, demek ki mahallemiz de aynı:-)Bir gün karşılaşmak üzere o halde:-))

Tugc dedi ki...

Ben o USB lere bayıldım ve feci şekilde sahip olmak istiyorum, benim olmalıııı :P
Üniversite arkadaşlarına gelince...Valla benim bu kavramım hayli körelmiş bir halde.. Hep de böyle kalacak...Kötü bi şey.

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Çok deli dolu değil tam aksine sakin bir insan olduğunu tahmin etmiştim:)
Sadece hayatı dolo dolu yaşamayı seviyorsun.En iyisi.Hayat kısa,iyi yaşa.

Anoroksia ex manken demet hakkında yazını bekliyorum.Ben dua ederim sen yaz,bide kurşun döktürürüm bişiicik olmaz,yazın yağ gibi kayıp gider;)

Ve bence Suat beye sarılmalısın Ayşe:)))Az şey mi?Koca makine.

Aslı Cin dedi ki...

5 dk kadar usb aradım sushilerin içinde :)

kedi dedi ki...

usb leri şimdi farkettim :O
Yorumlardan oda :S
Şaşkın ördek gibi oldum,gidiyorum :-

Not:Suat beye sarılmayı unutma;))

caramel dedi ki...

aysecim canımsın ben seni cok seviorummmmmm :)

daphnevega dedi ki...

ozan,
hahahaa! hakikaten di mi? o ne asalet, ibrahim kutluay'ın kolunu kavrayışı beni çok güldürüyor, o benimdir o benimmm! İçki konusunda da ne yapmak gerek bilmiyorum, ertesi günü çok zor geçirdim, bu gece de bahsettiğim oldies but goldies partisine gidiyoruz, allah sonumu hayretsin.

ozlem,
evet neden olmasın :)

tugce,
hep oyle kalmayabilir tuğçecim, gerçekten. biz son sınıftayken birden kenetlendik böyle. galiba ayrılacağımız için birbirimizi ne kadar sevdiğimizi farkettik. Anca o zaman başladık birlikte tatillere gitmeye filan. Senin tabii ki oldukça "international" bir alumnin olacağı için, belki az görüşürsünüz ama insan özlüyor her türlü.

biyo,
suat beye sarılmadım!! bunu becerdiğim için de kendimi tebrik ediyorum, bu gece tekrar aynı yere gidiyoruz, adam beni görünce saklanacak muhtemelen.

aslı,
:)) bende olsa yerim bile bunları ben cidden, en azından ucundan ısırırım kesin :)

ayse,
hahaha! ayol bu nasıl yorum, teşekkürler o zaman :)

Adsız dedi ki...

esterhazy ye kesinlikle katılıyorum cok guldummmmmm cok dogru yazmıs, sener in "acayip olgun aklı basında havalar" sergiliyor biz salagız ya kimi kandırıyor acaba. ne maddi ne manevi (o kadar zavallı geliyor ki) sadece goruntu itibariyle statu atladıgını bilmiyorrr...
yazını bekliyorum :)
nube...