30 Ocak 2008

kimsin?

Oldukça garip bir gün bugün. Dün olanlardan bahsetmek istemiyorum. Büyük bir sürpriz değil zaten. Bütün gün okuya okuya ruhum daralıyor, bir de burada konuşmak istemiyorum. Kafamdaki tek soru türbanla üniversiteye giren kızların okul bittikten sonra na halt edeceği. Bir örnek vermek gerekirse: Türbanıyla okula giren bir kız, okul bittikten sonra master yaparak bir yandan da araştırma görevlisi olursa ne olacak? Kamu hizmeti veriyor mu olacak, alıyor mu olacak? İkisini birden yürütenler için bir düzenleme olacak mı? Ancak bu kadar önünü görmeden, hukuktan bihaberce oynanabilir kanunlar üzerinde herhalde. Belki de görüyorlardır önlerini, biz mi görmemek için gayret ediyoruz bilmiyorum. Başını açmak için ailesine karşı tek açıklaması okulun gerekliliği olan kızlar artık ailesine bir şey diyemeyecek. Dün Güngör Mengi'ye mektup yazan bir kız vardı. Okumalısınız. Seyretmediyseniz Persepolis'i seyretmelisiniz. İnsan ülkesiyle ilgili umudunu kaybedince başka bir şeylerle oyalanamıyor.

*
Dedim ya bugün garip bir gün. Sabahları kahvaltı ederken televizyonu açıyorum ses olsun diye. Kendime henüz o kahvaltı ettiğim 10 dakika boyunca seyredecek bir program bulamadım; dolaşıp duruyorum kanallar arasında çoğunlukla. Eskiden Metin Uca vardı. Ne de güzel bir programdı o. Haka dansı gönderiyordu hani herkese. Şimdi çoğunlukla "Kahvaltı Haberleri" adı altındaki programlar var. Bir de bu sabah rastladığım üzere Dobra Dobra diye bir program. Sabahın 8inde magazin programı var televizyonda. Hem de canlı. Bu insanlar kafayı yemiş. Kim Demet Akalın'ın kocasıyla 85. barışmasına tahammül edebilir ki sabah 8'de? Uzunca bir süredir "Atları da Vururlar" oynuyor Türkiye'de. Vizyondan kalkacağa da benzemiyor. Uyuşturucu zerk edildi artık damarlara. Daha çoğunu istiyoruz. Neyse işte, bu Dobra Dobra isimli programı android Şenay Düdek ve Cenk Eren sunuyorlar. Tamam bu insanlar magazin insanı anladık. Gariplik buradan sonra başlıyor. Şenay Düdek ve Cenk Eren üniversitelerde ve kamuya açık alanlarda türban yasağı hakkında konuşuyorlar. Bu gariplik No.1. Konukları Mustafa Sarıgül (gariplik No.2) ve türbana karşı bir kadın daha. Kadını tanımıyorum. Kırmızı renkli gölgeler vardı kafasında. Ben de zaman zaman siyaset hakkında aklımdan geçenleri yazdığımda, "böğğğk sen ayakkabı yazsana, yemek yazsana" diye çemkirenlere çok gülmüştüm ama sefer durum farklı. Bu onların işi. Cenk Eren şarkıcı, Şenay Düdek de magazinci. Mustafa Sarıgül'ün orada ne işi var, neden böyle trajikomik bir görüntü oluşturuyor? Ev hanımları bilinçlenmek istese zaten sabahın 8inde Dobra Dobra'yı seyretmez, gazete okurlar. Cenk Eren sürekli "E noolur yani türbanla girse bu kızlar üniversiteye, bu demokrasinin gereği değil miiiiiiii" dedikçe de gözlerim gitgide daha kocaman oldu. Çok demokratik-sağduyulu-empatisi tavana vurmuş Cenk Eren, elindeki kağıttaki yazıları okurken sahne tecrübesinden olsa gerek pek bir duyguluydu. Şenay Düdek ise asla ve asla başını kapatmayacağını muştularken, Umre'ye gittiğini ve dini vecibeleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve dolayısıyla dini bütüüüüün olduğunu söylemekten geri durmadı. Kimseyi kaybetmeye tahammülümüz yok şu hayatta. Herkes beni sevsin. Gelsin ratingler. Çok garipti çok.
*

Daha sonra arabaya bindim işe gelmek için. Yeni cdler çekmek gerek. Yüz yıldır aynı cdleri dinliyorum. Modern Sabahlar reklama girdi, ben dolaşmaya başladım frekanslar arasında. Birazdan Mustafa Balbay'a bağlanacağını söyleyen sunucunun kanalında durdum. Çok severim Musfafa Balbay'ı. Çok anlaşılır bulurum, keşke biraz daha ön planda olsa. Balbay bağlandı, konuşmaya başladılar. Çok ağır olmayan bir şekilde gündemi konuştular. Ve sonra olan oldu. Frekansın Radyo Tatlıses'e ait olduğunu fark ettim. Bildiğiniz Tatlıses, evet İbrahim. Mustafa Balbay-Radyo Tatlıses. ???. Şu dünyada en çok nefret ettiğim insanlar sırlamasında zirveyi RTE'ye kaptırmayacak olsa da, Tatlıses'e RTE'nin piyasaya çıkmasından çok öncesinden filizlenmiş bir düşmanlığım var. Ne sesine tahammülüm var, ne de suratını görmeye. Tatlıses'i seven kadınları da yörüngemde istemiyorum. Bacağındankadınvurduran-aciz-duygu insanı. Neyse işte bir şekilde bu adamın frekansından Mustafa Balbay çıkıp konuştu, ben kulaklarıma inanamadım. Neler oluyor sayın seyirciler neler oluyor ya? Ne zaman her şey içiçe geçti?
*
*
Bugün garip bir gün. Kafam karışık. Saçlarım ise pırıl pırıl belime kadar. Saçlarımı seviyorum.

24 yorum:

Adsız dedi ki...

Ayşecim yazdıklarına aynen katılıyorum.meğer ne çok ortak görüşümüz varmış Tatlıses nefretimiz dahil..sahi ne çabuk herşey bu kadar iç içe geçti..
umarım artık birşeyler düzelir..ülkece geriye gitmeye devam etmekteyiz. :(
merve
1m3g.blogcu.com

jelatin dedi ki...

Başımı asla örtmem. Öyle bir inancım yok. Ailemizde de anneannem hariç kimse örtmez. Hiç hazzetmeyiz.

Herkes istiyor ki hayat bayram olsun. Hayat, yıllardır bize sundukları siyah&beyaz Cumhuriyet balosu fotoğraflarındaki gibi olsun. Ama değil. TÜRBANLILAR VAR! Bunu görmek için de çok uzağa değil, Ankara'nın Seyranbağları semtine gitmek yeterli. Daha uzağa değil yani. Bu durumda, yani onlar bu kadar fazlalarken, muhalifler "Türbana hayır!" diye bağırırken, neyi değiştirebileceğiz bilmiyorum. Siyasi ya da dini ya da sembolik olarak başını örtmüş bir kadını eğitimden uzaklaştırmanın, bir nevi gözü kapalı Cumhuriyet bekçiliği olduğuna inanıyorum. Aman efendim, gözümüze görünmesinler türbanlarıyla. Okulda görmeyelim onları, içlerinde ne olursa olsunlar. Aman efendim, siyah&beyaz Cumhuriyet Balosu fotoğraflarına ters düşmeyelim.

"Türbanla üniversiteye giden kızlar daha sonra ne halt edecek?" cümlesini incitici buluyorum. Demek istediğim, ben herkesin İSTEDİĞİ GİBİ okula gelmesinden yanayım. İstediği gibi. Aralarında göbeğini açıp, başını kapayan kızlar var evet. Cumhurbaşkanımızın eşi gibi görgüsüzlük abideleri var, o çoook inandıkları İslam'a ters düşecek şekilde. "Erkekle el sıkışmam, abdestim bozulur"lukları var. Malesef. Ama kurunun yanında yaşı da yakarak nereye varabiliriz? Bilemiyorum.

Bu yeni kanunun mide bulandırıcı bir kısmı var. O da bizzat AKP tarafından hazırlanmış olması. Başka bir parti olsaydı şu an Meclis'te, özgürlük adımlarından biri bu olsaydı eğer; sanırım sen de yazmazdın bunları. İçim rahat uyurdum, memleketim daha özgür oluyor diyebilirdim. Memleket Youtube yasaklıyor, memleketim üniversitedeki yasakları bireeer birer kaldırıyor. Çelişkiler dünyası.

Bilmiyorum. Ne güzel başlık atmış bugün Radikal: KORKU ÜLKESİ diye. Korkuyorum.

Adsız dedi ki...

ayşecim; yazdıklarını bugüne kadar hep sana katılarak,zevkle okumuştum ama bugün şu cümlenin üzerine çok üzüldüm."Başını açmak için ailesine karşı tek açıklaması okulun gerekliliği olan kızlar artık ailesine bir şey diyemeyecek."
elbette aile zoru ile örtenler var ve devam edecek ama pire için yorgan yakmak olur bu.sırf onlar okulda başlarını açsınlar diye, gerçekten inancı gereği başını örtmek zorunda hisseden kişiler, inancını böyle yaşamak isteyen kişilerde mi açcınlar başlarını.
onlar için giyim bu.t-shirt'lü birine onu çıkar dediğinde ne hissederse o kızlarda başörtünü çıkar denildiğinde öyle hissediyor.
gerçekten böyle düşünmene çok üzüldüm.ama diğer paragramflardaki, bununla alakası olmayan kişilerin,yerlerin bunu sırf raiting için ele almaları konusuna ben de kaltılıyorum.
sevgiler..
deniz

daphnevega dedi ki...

merve,
bugün umutsuzum ben.

jela,
Hayat bayram olsun istiyorum, evet. Ama hayat sadece benim istediğim şekilde bayram olsun istemiyorum. Onların istediği şekilde bayram olacağına ise hiç inancım yok. Cumhuriyet Balosu resimlerini özlüyorum evet. Çünkü onlar bir Avrupa ülkesinde değil, tam olarak burada çekilmiş. Bizim geçmişimiz o, bir tarih kitabından alınma değil ki.

Özgürlük kavramı olarak ele aldığımızda tamam kitabına uygun gibi görünüyor, değil mi? Ama sen o kız sadece ve sadece türbanlı diye okuma hakkı elinden alınamaz diyerek onun ağzına bir parmak bal çalıyorsun. İncitici buluyorsun ama hakikaten ne halt edecek o kızlar? Bana okuma hakkı tanıyorsunuz, peki neden çalışma hakkı tanımıyorsunuz, en nihayetinde üniversiteye meslek sahibi olmak için gitmiyor muyuz dese çoook haklı olmaz mı? Ben olsam elimden geleni ardıma koymam. İşte bu yüzden bunun yasak kaldırmakla, özgürlükle alakası yok. İstediğini giymekte özgürsün ama 4 sene diye bir şey olabilir mi? O zaman şuraya da varabiliriz misal: Kamuda da çalışsın. Ne yazık ki daha şimdiden bile sahibinin nüfus kağıdındaki köyün büyük kısmı Alevi diye ihale verilmeyen şirketler var jela. İnançlıyım diye hasta muayene etmeyen ürolog var. Organize ol, kadrolaş kadrolaş. Adım adım geliyoruz diye kendileri açıklama yapıyorlar. E ne olacak o zaman? Devlette iş bulabilir miyiz seninle sırma saçlarımızla acaba?

Beni asıl düşündüren konu, yazdığım gibi başlarını kendi iradeleriyle değil de ailesinin zoruyla kapatan kızlar için artık bir çıkar yol kalmayacak oluşu.

Keşke sadece özgürlük boyutunda bakabilsek bu işe ve Avusturya gibi girsin herkes rahat rahat üniversiteye diyebilsek. Ben bu yeni düzenlemeyle bir dönemin kapanacağına değil, yeni yeni düzenlemelerin ardı ardına geleceğine inanıyorum ne yazık ki.

farawaysoclose dedi ki...

Eleştirmek için demiyorum ama keşke yazmadan önce internette iki kelam araştırsak. (www.radyotatlises.com.tr adresi bile yeterli)
Radyo Tatlıses 2005 yılından beri Saran Grup bünyesinde, İbrahim Tatlıses ile hiç bir ilgisi bulunmuyor.

Adsız dedi ki...

Sayin Ayse Hanim,

Ben Ingiltereden sizin blogunuzu takip eden bir kisiyim, ozellikle gecenlerde yazdiginiz ve sayin basbakanin ve cumhurbaskaninin oglunun ne kadar akilli olup bu yaslarda nerelere geldigini anlatan esprili yaziniza hayran kaldim. Vallahi ben dunyanin en iyi okullarinda okudum, su anda en buyuk ilac firmalarindan birinde calisiyorum, onca doktoralar, masterlar yaptim ama hakikaten halen bir ust duzey yoneticisi bile olamadim. Demek bu cocuklar super zeka :)

Bugunku yazinizda cok guzel, bir yandan magazin kulturuyle uyutulan bir genclik bir yandan beyinleri hurafelerle doldurulmus bir genclik.Allahtan sizler gibi bilincli, kulturlu okumus genclerimizde varda umudumuzu hicten kaybetmedik, lutfen acikyureklilikle fikirlerinizi savunmaya devam edin.

Ebru dedi ki...

Yazının her satırına katılıyorum hatta android kısmına bile.. Süper bir yazı olmuş. Ama maalesef ülkede yaşadığımız bu gariplikleri düşündükçe içim halen sıkılmaya devam ediyor. Yani benimle aynı fikirde insanları görmek bile artık beni rahatlatamıyor nedense...

Adsız dedi ki...

Tuhaf... Ben her turlu ozgurluge son derece katiliyorum ama isin bokunu kaciracak bi ulkede olmasina hayir. efendim hani diyorduya benim kizim usa de kapali okula gidiyo tuhaf degil diye yani simdi sartlar ayni mi demokratik miyiz? Hic sanmiyorum sadece biraz daha ekmeklerine yag surduler! Artik ciddi cekilde burda yasamak ve cocuk sahibi olmak istemiyorum

hedonistt dedi ki...

seda sayan ı o kılıkta görünce şok oldum!!!hayır bu kadın her gün kıçına kadar dekolte giymiyor muydu,benmi yanlış hatırlıyorum?!sinan çetin'in "akp li oldum diye sosyeteden dışlandım" demesine mi yoksa cemil ipekçi'nin "kadın olsaydım başımı örterdim" demesine mi şaşmalı?bu kadar çabuk satmalarına mı kendilerini?merak etme ayşe bugün üniversiteye başı kapalı giren,yarın yöneten olur!sen hiç kafa yorma onlar halleder!geçenler de okuduğum ve çok hoşuma giden bir sözü paylaşmak istiyorum senle son olarak "BUGÜN GÖZ YUMDUKLARIMIZ,YARIN GÖZ AÇTIRMAYACAK OLANLARDIR!"

Adsız dedi ki...

bu kanunun cikmasina cok sevinenlerden biriyim sadece.99 yilinda liseden mezun oldum ve basortu sorunu yuzunden,basini acmadim,universiteye gidemedim.bundan hic bir zaman da pisman olmadim.ama bu yasagin yillardir manasiz bir sekilde surmesine de karsiyim.

Adsız dedi ki...

olanlara bakınca,yapılanları görünce o kadar fena oluyorum ki kalbim sıkışıyor ruhum daralıyor büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik içinde buluyorum kendimi:(
hiçbişey yapamamamız ne kadar kötü,böyle eli kolu bağlı oturarak nereye varabiliriz!!ne kadar aciziz!!bütün şeref yoksunu insanları başımıza getirenlere mi kızmalı yoksa buna imkan veren, oy kullanmaya tenezzül etmeyen, duyarlı olmayan insanlara mı??
ülkemizi satıyorlar tık yok,cumhuriyet döneminde Atatürk'ün tek tek yabancılardan aldığı kurum ve kuruluşlarımızı satıyorlar tık yok,itibarımızı şerefimizi 5 paralık ediyolar tık yok !ne zaman uyanıcaz çooook merak ediyorum??
offff fenalık geldi gene!

Adsız dedi ki...

evet keşke araştırıp öyle yazsaydınız Radyo Tatlıses'in İbrahim Tatlıses le alakası yok. Saran Gruba ait

daphnevega dedi ki...

deniz,
Tamam o var, ama bu da var. Bu kız da var, sayılarının hiç de az olduğunu düşünmüyorum üstelik. Bu inancı için kapadı başını girdi üniversiteye, öbürü çarşafla yaşıyorsa inancını, sarıkla yaşıyorsa ona yazık değil mi o zaman? İnancını nasıl ölçeceğiz, kıyafeti buna hiç karıştırmamak doğrusu gibi geliyor bana çünkü çıtayı aşağı çektikçe çekeceğiz görünen o ki. Yoksa gerçekten de meraklı değilim elin kızının saçına bakmaya ben!

farawaysoclose,
Radyonun kime ait olduğunu değil de programın adının ne olduğunu merak edip bakmıştım yazıyı yazdığım gün, şirketin yasaklı sitelerinden biriymiş, girememiştim. Sevindim bunu öğrendiğime. İnsan da radyo Tatlıses diye bir radyonun başka birine ait olduğunu düşünemiyor.

anonim,
Söylediklerinize çok teşekkür ederim. Genelde yurt dışında yaşayanlar oradaki demokratik ortamla buradakini bir tutup, "ama ne güzel burada herkes yanyana kardeş kardeş yaşıyor, siz niye her şeye karşı çıkıyorsunuz" gibi şeyler söylüyorlar. Uzakta olmanıza rağmen farkında olduğunuzu bilmek beni rahatlattı.

ebru,
ben de en karamsar dönemimi yaşıyorum. bu günleri de aramayız umarım.

nube,
Amerika'da gider tabi, durum aynı değil ki. Batının ahlaksızlıklarını aldığımızı söyleyip, bütün çocuklarını nedense oralara gönderiyorlar.

hedonist,
Valla demek ki bu kadar kolay. Bakalım bu yeni uygulamalarla beraber insanlar renklerini belli etmemek adına ne şaklabanlıklar yapacaklar.

anonim2,
Hiç düşünüyor musun acaba üniversiteye gitmek sana yetecek miydi;? sonra çalışmak istemeyecek miydin? bu adamlar sizin ağzınıza bir parmak bal çalıp, okuldan sonra sizi dımdızlak ortada bırakacaklar. Siz daha sevinin, belki bir gün anlarsınız.

titrekkelebek,
Bu saatten sonra uyanmak da br işe yarar mı acaba? Her şey tepetaklak olunca AKP'ye oy verenler de anlayacaklar ama çok geç olacak. Çok ağır bedeller ödeyeceğiz gibi geliyor bana.

Adsız dedi ki...

Merhaba..
Sanıyorum inancını yaşayan müslümanlarla alıp veremediğiniz noktalar mevcut. Yolda gördüğünüzde kendilerine ekmek falan da atıyor musunuz? Hani karşınızdaki hıristiyan ya da yahudi olunca sorun teşkil etmiyor sanırım. Dikkat edin, mecbur kalmasanız aynı ortamda nefes almaktan bile kaçındığınız insanlara sizden çok daha insancıl davranıyorlar. Ee, ne de olsa insan insanın dilinden anlar.
Son not: Hepimizi bekleyen bir son nefes ve toprak altı var.

Adsız dedi ki...

yillar gecti uzerinden artik yurt disinda yasiyorum.ve herkesin dedigi gibi burda sorunsuz bir sekilde okula da gidiyorum,istedigimi de yapiyorum.hayallerimin arasinda bir gun turkiye'ye donmek de vardi ama sizin gibi kindar insanlari gordukce hic donmek istemiyorum.

kip dedi ki...

Dün bir yazı okudum. Senin yazdıklarınla benzer paralelde. Diyordu ki: "Dini inançları uğruna eğitim almamayı bile kabullenebilen bu kızlar, ileride türbanlarıyla tıp fakültesinden mezun olduklarında, ya yine aynı inançları uğruna erkek hastaları muayene etmezlerse?" Etmezlerse bile değil benim kanımca, etmeyecekler. Hakikaten ne olacak o zaman? Yazıda daha bunun gibi bir çok kafada çelişki uyandıran meslek grubu sayılıyordu. Ben de aynı soruları soruyorum kendime, üstelik hali hazırda denetçiler tarafından farkedilmemiş(!) bir çok türbanlı devlet hastanesi çalışanı hatta öğretmen varken, bundan sonra n'olacak?

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

ayşecim böyle giderse daha çok şey içiçe geçecek. Bu kaışıklığın çook başı yıllar geçtikçe ilerleyeceğimize gerileyeceğiz. ben çok umutsuzum...

ceycey dedi ki...

Sevgili ayşe,
Ümit Zileli 'yi de dinledin mi bilmiyorum ama seçimlerden önce bu hükümet tarafından ülkenin karış karış satılacağını bağıran gazetecilerden biri. O da Tatlıses Fm de yayın yapıyor sabahları ?? Benim de aklım karıştı şimdi ..Beğenmediğimiz Tatlıses fm daha mı aydınlık ???

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Sevgili Ayşe:Yorumumu yazımda bulabilirsin.Bi tık.

Kalemine sağlık!

aksilaz dedi ki...

jelatin her kimsen laflarım sana.ya sen basını örtmeyebilirsin hatta örtenlerden nefretde edebilirsin ama bunu küçümser gibi yada baş örtmemek çağdaşlıkmış gibi konuşmanın anlamı hiç yok.gereksiz yere kalabalık yapmışsın burada

yüxexeratonin dedi ki...

yazı harikaydı..
gerginliğimin üzerine çok iyi gitti doğrusu..
yazılanları doğru bulanlar,bulmayanlar,bir biri ile çatışanlar..
aslında sorun o denli ortada ki..tartışmalar lüzumsuz..
özgürlükler çağdaşlaştırırken,tek taraflı özgürlükler yobazlaştırır diye düşünüyorum..
başını örten örter,
ben açık yaşamaktan yaşayım mesela..
ama
ekonomimiz dibe vururken,insanlarımız açlık sınırında yaşarken,gündemi işgal eden konuyu saçmasapan buluyorum doğrusu..

oturuyorum şehrimin en işlek caddesindeki bir banka ve seyrediyorum gelip geçenleri..
örtülü bir çok bayanın göz kapaklarına bakıp,göz makyajı teknikleri öğrenmeye çalışıp,hangi tene hangi renk rujun daha iyi yakıştığını kavramaya gayret ediyorum :)

inançsa eğer,sonuna kadar saygılıyım..dikkat çekmeksizin sade bir görüntüye bürünmek isteyebilir kızlarımız..
ama simge boyutu taşıyorsa sadece,söyleyecek söz bulamam o zaman..

Aslı Cin dedi ki...

Ben de bu konuda sıkıntılarımı yazdım biraz önce. Yazını da her zamanki gibi çok beğendim.

Sadece yukarıda bir any kindar demiş ya, çok güldüm, kendisini Türkiye'ye davet ediyor, sadece saçlarının ucu görünecek şekilde benimle İstanbul'da belli semtlere gelmesini rica ediyorum, kindar manasının tam karşılığını anlayabilmesi için. Keşke şu bir kaç ay önceki röportajın linkini bulsam. Diz boyu etkle dolaşan kadının Fatih civarında bir kiralık ev bulamamasına ve neredeyse emlakçılardan kovulmasına karşı, Etiler civarında genellkle türbanlı insanların görülmediği yerde emlakçılarda türban taktığında ne kadar hoş görüyle karşılandığını okuyabilse.

Ne diyeyim, onlar müslüman biz Budist olduk bu saatten sonra. Töbe töbeee ( Düdek sendromu, haha !)

ozan dedi ki...

Sorun ilgimi çekti: Peki üniversiteden sonra ne olacak?! Ne yapacaklar?! Sonuçta işler iyice çıkmaza giriyor. O nedenle ben de aşağıdaki "link"te yer alan, çok iyi üniversiteler bitiren türbanlı kızların ne yaptığına dair örnekler veren yazıyı okumanı önereyim dedim:
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=8201591&tarih=2008-02-10

Adsız dedi ki...

Pardon ama sizin Türkiye Cumhuriyetinizi kurtulus savaslarinizda BASI KAPALI nineleriniz cepheye cephanelik tasiyarak yardim etti!! Hicmi utanmaniz yok?!? Siz eger türbanlilardan hoslanmiyorsaniz onlari neden egitimden uzak tutmak istiyorsunuz? Saadece basi aciklarinmi egitime hakki var bu DEMOKRATIK ülkede?!? Demek ki öyleymis.. Siz blogunuzda gögüsünüzü gere gere domuz eti yediginizi yayinlayin, bunun adinada demokrasi ve yayin özgürlügü diyin.. Unutmayinki demokraside din özgürlügüde vardir.. Siz nefret ediyorsunuz diye ülkede bazi yasaklar olusmasinizi istiyorsaniz demokrat degil DESPOT olursunuz..

Saygilarimla..