6 Nisan 2008

Gel bana her gece sen, gönlüme doğmalısın..

Kırkikindi diyorlar. Daha önceden adını duymuştum, bu sefer yaşıyoruz. Yağmur güzel. Zırt pırt gökkuşağı çıkıyor. Eğer öyle bir şey varsa, işyerim kesin olarak "Ankara'nın en net gökkuşağı görünen" bölgesinde.
*

Neredeyse iki yıldır görüşmediğim eski bir arkadaşımla görüştüm. Çok iyi geldi bana. Bazı şeyler orada duruyor hep, ne garip. Saatlerce hiç yarım bırakmamış gibi kaldığın yerden devam edebilmek güzel. Eskiden de çok gülüyordum ona ben, o gün de çok güldüm. Çok fazla kağıt oynardık, okey oynardık üniversitede birlikte. Kendiliğinden taşları dizen okey masalarının çıktığını öğrendim kendisinden, nasıl olabilir diye merak içindeyim. Ne büyük buluş! Annesinin boğazını kesen kız hakkında konuştuk. Diğer yerlerde de öyle mi bilmiyorum ama Ankara'da sanıyorum son günlerin en flaş konusu bu. Belki de herkes bir şekilde bir yerden tanıdık çıkabildiği içindir. Kız bizim burada oturuyordu, onların sokakta çalışıyormuş bir ara filan. Garip bir şey tabi karşı komşunun gidip de annesinin boğazını kesmesi. Ben nedense hala o işte bir iş olduğunu düşünüyorum. CSI Beysukent.
*
Dün gece Nevra'nın doğumgününü Hok's ta düğün dernek şeklinde kutladık. Barbi arkadaşım artık 26 yaşında. 13 yaşında tanışmışız, hayatımızın yarısı beraber geçmiş demek. Keşke Başak da olabilseydi dün yanımızda. Çandarlı yemeği de oldu bir yandan Şafak beyler'in Ankara'ya teşrifiyle. Hok's harika çalıyor efendim, eğlenmek isteyenlere tavsiye edilir..
*
Geceleri rüyamda düzenli olarak rapor düzeltmekten ve 1 hafta önce teslim ettiğim raporlardaki hataları keşfetmekten sıkıldım. Geçen hafta çok yoğundu, bu hafta biraz sakinlik istiyorum. Zaten ondan sonraki haftayı nasıl atlatacağımı hiç bilmiyorum. Obsesif Ayşe. Artık kendine gelmelisin. Güzel görünen rakamlara karşı tuhaf ilgim de bu obsesiflik konusuyla mı ilgili acaba? Arabanın kilometresini herkes takip ediyor mu, binin katlarını yakalayabilmek için? Bu şekilde bir koleksiyonum oldu resmen. Neye yarayacaksa. Farım da açık yolum da. Arabam bence bozuk hala. Kimse bana inanmıyor. Servistekiler de buna dahil.
*
Geçenlerde "Arrivederci amore, ciao" diye pek dandik isimli bir İtalyan filmi seyrettim. Neden Amerikan filmi olmak istesin ki bir İtalyan filmi, ben anlamıyorum. Olduğu gibi çok daha güzel. Film vasattı. İtalyanca dinlemek için seyrdilebilir diye düşünüyorum çoğu kez. Çok dayanılmaz olmadığı sürece film ve kitapları yarım bırakamamak gibi illet bir huya sahip olduğum için, baygın gözlerle filmi izlerken birden bir sahnede Zeki Müren çalmaya başladı. Hayır uyuyakalmamıştım. Striptiz klubünde amcanın teki çıplak striptizci ablanın sırtından kokain çekerken fonda Zeki Müren söylüyordu: Gözleri aşka gülen, taze söğüt dalısın... Tatlı gülüş pek yaraşır gözleri ömre bedel, ah ne güzel ne güzel seni sevmek, ah ne güzel, ne güzel. Faltaşı gibi açılmış gözlerle ekrana bakakalan Ayşe düşünüyordu: Şu hayatta şaşıracak şeyler hiç bitmiyor. Ne alaka hala anlayabilmiş değilim. Veeee Türk gençliğinden kaçar mı. İşte youtube linki.

3 yorum:

rtt dedi ki...

ah canıım araban bozuksa hemen bi dava açalım yenilesinler ;) ahaha uzmanlık alanıma girmeye başladı bu konu :D ilgimi de çekiyor

Pilli Petro dedi ki...

şarkı ve italyan filmi ne alaka çok komik ya :))

daphnevega dedi ki...

bss,
ne yazık ki artık dava açılamayacak kadar eski :( bir sorun da tespit edemiyorlar bir türlü ama ben biliyorum!:))

anibal,
hem de nasıl, hala düşünüyorum ben :)