Beyaz
Antalya hala pek ısınmamış. Ortalama 23 derece, az bulutlu bir hava vardı. Ben de böylece aynı sene içinde Antalya gibi bir şehre üçüncü kez gidip de hiç denize girmemiş kişi ödülünü hak ediyorum. Bu sefer hakikaten umutluydum. Girenler vardı ama Aralık ayında da girenler vardı zaten. Kısmet değilmiş artık, ne diyeyim. Yine de mayoları giyip güneşlenebilir, hatta şu an benim sahip olduğum gibi bir askı izine sahip olabilrisiniz. Askı izini napayım be derseniz de anlayışla yaklaşırım. Yine de duştan sonra sürpriz olarak beliren izler yaza adaptasyonu hızlandırıyor. Hava yeterince sıcak değilken bile yanmak mümkün-müş. Ki ben etekle öylesine uzanmıştım, bacaklarımda bir yanık çizgisi oluşmuş. 15 dakikada. Evet baya komik. Yaza kadar kaybolur diye ummaktan başka çare yok :)
*
Sahilde yürüyüş, portakal ağacları, lezzetli kahvaltılar, akşam yemekleri, bembeyaz minderler, parmak arası terlik (bir de unutmadan sarı crocs!), bloody mary, çılgın taksiciler, Antalya Balıkevi, kültürpark, ve güzide şehrimizi istila etmiş Ruslar. Antalya'da haftasonu tatilinin özeti bunlar. Bir sürü fotoğraf var ve anlatacak şey.
1 yorum:
Merhabalar, blogunuz gayet hos bir blog ve hergun giriyorum takip ediyorum-okuyorum. Yanliz sizden bir ricam olacak (gerceklestirirseniz cok sevinecegim) "Hergün Mutlaka" bölümüne bizim blogumuzun linkini de ekleyebilirmisiniz diyecektim? Eklerseniz sizin linkinizi seve seve eklerim..
http://zakintos.blogspot.com
saygilarimla
Yorum Gönder