5 Temmuz 2008

Çandarlı'dayım

İnsan tatile çok çabuk alışıyor.
*
Ben şahsen hemen adapte oldum ve 24 saati azıcık geçmiş olmasına rağmen, sanki yüz yıldır burada yaşıyormuşum gibi hissediyorum.
*
Hava çok güzel. Deniz her zamanki gibi çok soğuk ama olsun, sadece serinlemek için girip çıkıyorum.
*
İzmir'e gelirken Anadolu Jet'in ucuz uçağında Recai Kutan ile birlikte seyahat ettim. İlk sırada oturuyordu. Acaba 29 YTLlik (vergilerler filan 56 oluyor) biletin first class'ı oluyor mudur diye düşündüm ve güldüm. Bir de uçak kalktığı anda ağlamaya başlayıp inene kadar susmayan bebek tüm uçağın odak konusuydu. Ben kulağımda i-podumla bile kendisini bertaraf edemedim. Arka koltukta oturan küçük çocuk bile bir süre sonra "Yeter anne ya ne zaman susacak bu?" diye sordu. Bu benim bir çocuğun gürültüsünden şikayet eden diğer bir çocuğu ilk görüşümdü.
*
*
Gelir gelmez daha eve bile uğramadan pazara gittik. Ben burada her şeyin tazeliğinden ve lezzetinden kendimi kaybediyorum. Domates aşığı biri olarak kocaman kokulu domateslerle beslenebilirim sadece. Pazarda tezgahta gördüklerinizin birkaç saat önce toplandığı anlaşılıyor. Fiyatlardan bahsedip içinizi karartmak istemem. Ankara'da beş katını veriyoruz ama onda biri lezzete bile ulaşamıyoruz. Peynirleri direk evinde yapan insanlardan satın alıyoruz. Başka yerde görmediğiim çizgili patlıcanlar, uzunca zamandır özlediğim acur ve domates şeftalisiyle buluşuyoruz. Bahçemizde nane ve fesleğen var. Domates ve biberlerimiz daha olmamış.. Akşam için yemek yapmıyoruz. Gazinoda süper mezeler eşliğinde hoşgeldik rakısı içiyoruz maaile.
*
Doruk da Uşak'tan geldi akşam. Sarah's ın yeni yerini görmeye Çandarlı'ya indik. Çok sevimli bir yer olmuş. Eskisi denizin dibindeydi ama burayı da sevdim. Bizim burada her şey yerli yerinde duruyor. Çandarlı böyle zaten. Çok az değişti onca geçen yılda. Ama güzel olan da bu. Sarah's ın çok kafa sahipleriyle her şeyden konuştuk geç saatlere kadar. Bizim gruptan fazla kimse yok burada, Ağustos'ta dolacak Çandarlı.
*
Ankara'daki ışıl ışıl odamdan sonra burdaki evimizin panjurlu ve dolayısıyla karanlık odasında mışıl mışıl uyudum. Sabah kalkıp hemen çarşaf gibi denize girdim. Doruk'un gözleri doldu benim sabah kalkıp erkenden denize girdiğimi duyunca :) Galiba çalışırken tatilin her dakikası çok değerli.
*
Sonra da tavla, kağıt, sohbet saatleri.. Burada hayat çok güzel..

9 yorum:

Adsız dedi ki...

İçindeki Ayşe Arman ruhuna hastayım. Bir Dubaili bulsan bari. Bu masraflarına biri yetişmesi lazım.

daphnevega dedi ki...

1. Ayşe Arman'ın kocası Dubaili değil, Türk. 2. Yazıyı tekrar oku, burada her şey sudan ucuz. 3. Kendi masrafıma kendim yetişirim, merak etme.

Bng.U dedi ki...

Tatil dönüşü biz de uğruycaz yazlığa:) Yaklaşık 12-13 gün sonra oradayım aksilik olmazsa.. Bu hafta çalışmak bana çok zor gelecek gibi..5 gün soonası için sabredebilirim sanırm:) İyi tatiller sana..

Adsız dedi ki...

biz de alacatıdayız.
ama burlara bos gibi mi ne??
bir durgunluk var sanki

Adsız dedi ki...

Ben de gelmek istiyorum:)) Yazlık hayatı muhteşemmmm..

öykücü

Adsız dedi ki...

Cok sevindim Ayse cim, iyi tatiller diliyorum. Ankara da sanki kimse tatile gitmemiş gibi, bugun konya yolunu kapatmışlardı birde, trafik felç. Bence Ankara ya elinden geldigince gec gel Canım ve bizim içinde yüz. Sevgiler Defne

begumgum dedi ki...

Ayse,sahane bir tatil diliyorum sana.Tatilin tadini cikarma yontemlerin de super,iyi eglenceler :)

Trofolo dedi ki...

Ayşe sanki sürekli tatil halindesin, gibisin, değil gibisin.

daphnevega dedi ki...

ccc,
teşekkür ederim, sana da iyi tatiller!

anonim,
ağustos'ta doluyor aslında galiba. bu hali daha iyi ama :))

öykücü,
beklerizz :))

defne,
teşekkür ederim, kolaylıklar diliyorum, galiba ankara'yı hiç özlemedim :))

begum,
yaşlı teyzeler gibi oldum ama sakin daha güzel geçiyor tatil :)

trofolo,
evet ya öyle hakikaten. geliyor gidiyor işte.