17 Ağustos 2008

ay tutuldu


İnsanın tek başına avarelik etmesi kolay da, 8 kişi olunca nasıl oluyor onu anlamıyorum. Bütün gün kayda değer hiçbir şey yapmıyoruz. Zaten galiba tatil de bu demek ama geriye dönüp bakınca bir günün bilançosu olarak sayabileceklerim şunlar: kahvaltı, gazete, king-americano-tavla, deniz, king-americano-tavla, deniz, yemek, cintonik.
1
Konuşuyorduk da, aslında beraberce mavi yolculuğa gitmesi sakıncalı olmayan bir topluluğuz. Çocukluğundan beri 3 ay boyunca sabahın köründen gece yarısına kadar birlikte zaman geçirmek durumunda kalmış -hadi yavrum git kardeşlerle oyna- ve o insanları sevip sevmediğini sorgulamaya fırsat bulamadan -çocuklar bunu yapmaz ki- 5 senenin sonunda tümm farklılıklarına rağmen can ciğer kuzu sarması haline gelmiş insanlarız. Gerçekten aslında herkesin gündelik şehir hayatında yaptığı şeyler, zevkleri, alışkanlıkları çok farklı. Ama 20 küsür senedir her yaz burada birbirimizi çok özlemiş halde buluşuyoruz ve çok eğleniyoruz. Çandarlı'nın kısıtlı imkanlarının birbirine kenetlediği insanlar diye dramatik bir cümle bile edebilirim! Mutabakata varılamayan konular genelde king mi oynansın americano mu, bu seneye tekne turunu gitsek mi gitmesek mi, akşam maç yapsak mı yapmasak mı -buna ben dahil değilim- oluyor. Bu maç konusu da ayrı mesele. Yaş ortalaması 26 olan sevgili çok sportif erkek arkadaşlarım her akşamüstü yaş ortalaması 20 olan bir alt nesil erkek grubuyla -kardeşim de ona dahil- maç yapıyorlar. Bildiğiniz beton saha. Her gece de pert oluyorlar. Sonra mızır mızır: "Oğlum benim bacaklarım çok ağrıyor lan","Ben bittim bugün yatmaya gidiyorum" ve bunun gibi.. Ya ben de oynamaya başlayacağım, ya da bunlar bu işe bir dur desinler :)
2
Bu yaz her zamankinden fazla yüzüyorum. Geceleri hala sahilde şöyle bir dolaşıp yine Sarah's'ta oturup içiyoruz. Yazın favorisi cintonik. 2 damla limonlu. Çok güzel bir içkiymiş kendileri, ben daha önce denememiştim. Bir de her gece 5 tabak civarında patates kızartması yiyoruz. Almanyadan getirilen bir çeşit baharat döküyorlar o patateslerin üzerine. Galiba bağımlılık yapıyor.
3
Burada son 2 günüm. Sezon finalini Alaçatı ile yapıyoruz. Oraya gideceğim için heyecanlı, tatil biteceği için biraz buruğum. Dönünce beni bekleyen belirsizlikler denizine girmeye de pek hevesli değilim. Bu da bir sebep tabii ki burukluğa.
4
Ama hala tatildeyim, bunları düşünmemeye çalışıyorum. Babamın canı fırın sütlaç istiyor. Şimdi yapacağım. Görüyorsunuz ki zaten düşünemeyecek kadar çok meşgulüm.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Aysecim fırın sutlac, cok hamarat gordum seni Ankaradan, bize tarifini de verirsin artık en kısa zamanda degil mi? tatilin keyfini cıkar bence. Ayagındeki yara duzelmistir umarım. sevgiler Defne

Aslı Cin dedi ki...

Alaçatı mı???

Tadını çıkar...

L@L dedi ki...

İyi haftalar Ayşe! Fırın sütlaç nasıl oldu merak ettim.

Adsız dedi ki...

bosver aysecim kafana takma...
keyfini cıkar günlerin :)
biz tatili bitirdik; önce izmir sonra alacatı sonra tekrar izmir
ankaradayiz artik..

Unknown dedi ki...

Ay tutulmasını kaçırdım:)
27sinde (haftaya çarşamba) mars çok yaklaşıyormuş,
gece 00.30'da gökyüzünde 2 ay var gibi olacağı söyleniyor,
merakla bekliyorum,
sevgiler

Adsız dedi ki...

Ayse alaçatıdan bildiriyor..
sabırsızlıkla bekliyorum :)
sevgiler..

Adsız dedi ki...

Ayşecim sen bu kadar yazısız bırakmazdın bizi. umarım herşey yolundadır. yeni yazılarını merakla bekliyorum!

sevgiler

merve

Nihan dedi ki...

Evet merak ettik seni Ayse

Hayatın Ressamı dedi ki...

ayşe uzun zamandır yazmıyorsun merak ettim yolunda gitmeyen bişeyler mi var?
hep takipteyim.