Sonunda Çeşme!
Uzun süre oldu yazmayalı. Hatta daha önce hiç bu kadar ara vermiş miydim bilmiyorum. Tatilde yazmaya pek zaman olmuyor, Ankara'ya döneli de 4 gün oldu ama anca adapte oldum diyebilirim. Tatilin kötüsü olmuyor. Güzel bir Çandarlı+ Çeşme tatilinden sonra evime, işime, Ankara'ya döndüm.Yazacak yüz bin milyon şeyi nasıl sıraya soksam nereden başlasam bilemiyorum!
Tatile çıkmadan önce Çeşme ve Alaçatı hakkında şöyle derli toplu bir kaynak bulamadım. Ama söylemeden de geçmemeliyim ki Dilayra'nın son Alaçatı tatili ile ilgili yazdıkları da süper faydalı oldu :)
Diyorum ki madem ki istediğim gibi bir kaynak yok, beklentileri aşağı yukarı benimle örtüşenler için bir kaynak burada bulunsun. Haydi bakalım, tatil sonrası yazmak çok koyuyor ama unutmamalıyım bunları..
Alaçatı geçen seneye göre fazla değişmemiş. Birkaç yeni restoran ve bir hayli yeni otel açılmış. Yine de tüm ilgiye alakaya rağmen henüz istila edilmiş bir hali yok. Gerçi babam gibi çocukluğunu Çeşme'de geçirmiş olanlar "Ne anlıyosunuz kızım Alaçatı'dan? Eskiden oralar hep bataklıktı, adımımızı atmazdık." diyor olabilirler ama yine de biz Alaçatı'ya olan aşkımızdan bir şey kaybetmiyoruz!
Alaçatı özellikle butik oteller yönünden bir cennet. Fiyatlar bu yoğun ilgi nedeniyle biraz uçmuş ama yine de her tip bütçeye göre konaklama seçenekleri var. Otellerin tümü çok özenli, pırıl pırıl. Ani bir kararla gidecekseniz yer bulma şansınız biraz düşük, tabii muhtemelen yoğun sezon dışında bu böyle değil. Biz 10 gün kadar önce bile zor yer bulduk, siz elinizi daha çabuk tutarsanız en çok istediğiniz yerde kalabilirsiniz. O ev, Alaçat Kırevi ve Cadde75 size gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim oteller.
Çeşme'de altınızda bir araba olması çok iyi olur çünkü bir yerden bir yere gitmek pek kolay değil. Eğer Çeşme'ye kadar arabayla gelmek istemiyorsanız ya da arabanız yoksa bizim bu sefer yaptığımız gibi İzmir'den araba kiralayarak 45 dakika içinde Çeşme'de olabilirsiniz.
Diyorum ki madem ki istediğim gibi bir kaynak yok, beklentileri aşağı yukarı benimle örtüşenler için bir kaynak burada bulunsun. Haydi bakalım, tatil sonrası yazmak çok koyuyor ama unutmamalıyım bunları..
Alaçatı geçen seneye göre fazla değişmemiş. Birkaç yeni restoran ve bir hayli yeni otel açılmış. Yine de tüm ilgiye alakaya rağmen henüz istila edilmiş bir hali yok. Gerçi babam gibi çocukluğunu Çeşme'de geçirmiş olanlar "Ne anlıyosunuz kızım Alaçatı'dan? Eskiden oralar hep bataklıktı, adımımızı atmazdık." diyor olabilirler ama yine de biz Alaçatı'ya olan aşkımızdan bir şey kaybetmiyoruz!
Alaçatı özellikle butik oteller yönünden bir cennet. Fiyatlar bu yoğun ilgi nedeniyle biraz uçmuş ama yine de her tip bütçeye göre konaklama seçenekleri var. Otellerin tümü çok özenli, pırıl pırıl. Ani bir kararla gidecekseniz yer bulma şansınız biraz düşük, tabii muhtemelen yoğun sezon dışında bu böyle değil. Biz 10 gün kadar önce bile zor yer bulduk, siz elinizi daha çabuk tutarsanız en çok istediğiniz yerde kalabilirsiniz. O ev, Alaçat Kırevi ve Cadde75 size gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim oteller.
Çeşme'de altınızda bir araba olması çok iyi olur çünkü bir yerden bir yere gitmek pek kolay değil. Eğer Çeşme'ye kadar arabayla gelmek istemiyorsanız ya da arabanız yoksa bizim bu sefer yaptığımız gibi İzmir'den araba kiralayarak 45 dakika içinde Çeşme'de olabilirsiniz.
Şimdiiii Çeşme/ Alaçatı yazımız 2 episoddan oluşsun. İlki nerede denize girmeliyiz, ikincisi de (aaaaa sürpriz) nerede, ne yemeliyiz olsun. Bonus olarak "gece yemekten sonra ne yapalım?", "almadan, tatmadan dönmememiz gerek bir şey var mı?" sorularına da bir göz atalım.
Çeşme'de deniz
Çeşme coğrafi olarak yarım ada kategorisinde yer alıyor olabilir ama haritayı açıp bakarsanız bunun pek de doğru olmadığını görürsünüz. Çeşme'nin 3 tarafı değil 8 tarafı denizlerle çevrili diyebiliriz. Bu da birçok güzel koy ve sahil demek. İncecik kumlar ve turkuaz renkli deniz sahillerin ortak noktası.
Madem ki Alaçatı'da kalıyoruz, denize girmeye yakın biryerlere gidelim diyenler için ilk 2 sahil Alaçatı'dan.
1. Alaçatı Babylon.
Alaçatı merkeze 5 dakika. Yolda giderken sörfçülerin oluşturduğu manzaraya hayretle bakakalabilir, benim gibi "Gerçekten bu kadar çok insan sörf yapıyor olabilir mi yoksa bu bir pazarlama stratejisi mi?" diye düşünebilirsiniz. Deniz gayet güzel. Su serin, devamlı rahatsız etmeyen bir rüzgar var. Babylon koskocaman bir yer. Şezlonglar, minderler var. Siz istediğinizi seçiyorsunuz. Restoran kısmı çok çok başarılı. Mükemmel bir pizza yedim. Çilekli limonata da yapıyorlar ama 2 yudumda bitiyor! 6'dan sonra plaj ücretsiz (kıyağa bak!)
2. Seaside
Ben çok eğlenerek "Mr. and Mrs. Brown went to the Seaside" diye kendi kendime konuşurken yanıma yandaş bulamamış olsam da, Alaçatı'dan çıktıktan 10 dakika sonra varmıştık bile buraya. Seaside Çeşme'nin en eski plajlarından biri. Sanırım en güzel deniz buranınkiydi. Bir koyun tamamı kapatılmış. Pırıl pırıl bir deniz. Fazla ses yok. Keyfinize bakabilirsiniz.
Ayşe Özyılmazel burası hakkında devamlı harika şeyler yazarken ya aklını başka yerde unutmuş ya da etraftaki çok süslü kız erkek topluluğuna bakmaktan başka bir şey görememiş. Çeşme'nin en güzel koylarından biri olan Aya Yorgi'de yer alan Sole Mare bana kalırsa bu koyda tercih edilecek en son mekan. Geceleri de club olarak çalışıyor. O halini birkaç kez görmüş, ve evet tiky olduğunu fark etmiştim ama kesinlikle gündüz gidilmemeli. Öncelikle yemekler rezalet. Bu kadar popüler ve tıklım tıklım bir yer nasıl bu konuda bir eleştiri almıyor anlayamadım. Hem de çok geç geliyor yemekler. Müzik inanılmaz yüksek. Etraf tıklım tıklım denize girmekten başka her türlü amaç için orada bulunan çıtçıt saçlı kızlar ve onların göbekli, kıro sevgilileriyle dolu. Biz görece sakin bir köşede tavla oynadık ve hakkının yenmemesi gereken güzel denize girip çıktık ama ben Sole Mare'yi tavsiye etmiyorum. Eğer ki ama ama çok anlatılıyor ben illa görmek istiyorum derseniz gece gidin, zaten fazla duramazsınız. Ayşe Özyılmazel değilseniz tabii.
Hah işte! Burası 10 puan 10 puan. Sole Mare'nin dibinde, Aya Yorgi koyunda. Kocaman, yemyeşil bir alan. Her yer yeşil misket limon ağaçlarıyla dolu. Toplamak serbest. Ben elbisemin eteğine doldurdum, hepsini de Ankara'ya getirdim. Çeşme limonuyla Mojito yapacağım! Kalabalık olsa da alan o kadar geniş ki etraftan rahatsızlık duymuyorsunuz. Eğer tam sahil şeridinde değilseniz Serdar Ortaç şarkılarıyla (ki müthiş repertuvar yaptım, sadece şarkının başında ne dediğini hala anlayabilmiş değilim) kafanız şişmez. Hoparlör pozisyonu çok önemli. Yoksa özellikle saat 4'ten sonra başlayan popüler Türkçe istilasında hasar almadan kurtulamayabilirsiniz. Biz ne yaptık? Ses çok yüksek gelmeye başlayınca arka tarafa limon ağaçlarının arasındaki onlarda hamakta uyuduk. Deniz çok güzel, midye dolmacı var, duşlardan buz gibi su akıyor. Burayı o kadar beğendik ki 2 kere gittik. Tavsiye ederim.
5. Ilıca Plajı.
Git git gerinleşmiyor. Bu sene gitmedim ama çocukluğumda buradan pek çok kez denize girdiğim için iyi biliyorum. Söylenenlere göre Sheraton'ın parsellediği kumsal dışındaki yerlerde pislenmeye başlamış. Upuzun kumsalda yer kapmak için erken gitmek gerekebilir. Grupla birlikte sığ sularda oynanabilecek çeşit çeşit oyuna çok uygun!
6. Çiftlikköy Kum Beach.
Bu sene gitmedik... Çeşme'nin içine biraz uzak. Geçen sene yazmıştım. Yazımı gören Roman Abromoviç satın aldı burayı! Hala halka açıkmış duyduğuma göre. Burası benim Türkiye'de gördüğüm en güzel sahildi. Artık onun birine ait olduğunu bilmek çok kötü.
*******
Plajlar episodumuzun burada sonu gelirken eklemek istiyorum ki Çeşme'de aslında Boyalık plajı ve Aya Yorgi sahilinde yer alan denize girilebilecek çok yer var. Zaman lazım, hepsini denemek lazım. Şimdilik favorim Granada ve gitmesek de görmesek de vaktiyle keyfini çıkarmış olma kontenjanından Kum Beach.
*******
*******
Ayşe - uslu kentli-
16 yorum:
guzel yazi olmus.sagol.
Merak etmeye başlamıştım, neyse ki tatildeymişsin:) Granadayı ben de çok beğenmiştim.
Ayse cok guzel bir gezi kaynagi olmus bu yazi, bu sene oylesine gittik biz Alacati'ya ama seneye kesin once senin yazini (tekrar) okuyacagim. Bu arada esim gecen hafta bir is toplantisina gitti Cesme'ye. Toplanti Sole Mare'de imis (evet biliyorum Sole Mare'de is toplantisi biraz supheli geliyor kulaga). Ben de Ayse Ozyilmazel'in orayi cok methettigini soyleyince "neden kafayi mi yemis" dedi. Yemekler gercekten cok kotu imis. Ve son olarak 2 hafta once Ankara'da idim. Yollarin haline inanamadim. Delik desik olmus canim memleketim. Ulus'tan G.osmanpaşa'yi cikaramadim resmen.
Ve sonunda Ayşe. :)
Özletme böyle kendini, sayfanı açıp yeni posta görünce mutlu oldum.
-adaşın-
Tekrar yazdığını görmek ne güzel,
özlettin kendini, bir sonraki gidişin için çeşmede dalyanı da tavsiye ederim, hem çoook güzel yemek yemek için hem de görmek gezmek için,
sevgiler
ayşe seni okumaya doyamıyorum nerden buluyosun bu kadar enererjiyi
sanki yazıyı yazarken koşuyomuşsun gibi geliyo bana
sema
hoşgeldin ayşecim..
git gel her gün aynı "ay tutulması" yazını görmekten gına gelmişti:)
zira senin tatil yazılarından da ben pek faydalanmaktayım, o sebeple biran önce ikinci ve sonuncu yaz tatilime çıkmadan önce senin gözünden yeni mekanlar, lezzetler vs. tarifi alayım dedim:)
Granada süper bir yermiş.. ben gittiğimde misket limonları duruyor olacak mı acep ne dersin?
tatile arkadas grubunla mı gidiyorsun kimlerle gidiyorsun ayse hiç bahsetmiyorsun merak ediyoruz komik ditalogları anılarını :))
Ben 1 gün Babylon bi gün Ilıca Plajı'cıyım.
Umarım tatilin iyi geçmiştir.
Bi de food & travel'a rakip gelio yakında (ya da geldi bilmiom) food & wine. Bil bakalım kim çıkarıcak? (:
İnsan kuzey kutbunda olunca ve fotoları görünce bi fena oluyo... ooofff of...
uzun bira aradan sonra upuzunn bir post helede çeşme! mersi..
ben bu sene shayna ya bayılmıstım keske gıtseydın
bu sene denizin "d"sini göremedim. Yorum yapmiyor ve herkesi kiniyorum :D
anonim,
teşekkür ederim, ne demek!
enne,
tatildeyim, kafam tatilde kalacağım :)
nihan,
sole mare'de toplantı hımm :) valla bisürü laf ettim ama toplantı için ben de tercih edebilirim bak! yolları hiç sorma, her gün saatlerce yol gidiyorum, kabus gibi.
ayşe,
teşekkür ederim. ben de burada bişeyler görmeyi özlemişim :)
lacin,
dalyan yeme içme kısmında daimi yerini koruyor bu sene de :)
sema,
yazarken daha bir enerji geliyor galiba, umarım bu kadar çk konuşmuyordur normalde :)
dilayra,
:) mutlaka orada olur limonlar, o kadar çok ağaç var ki gel beni topla diye bağırıyorlar. ben artık kapattım tatil sezonunu ne yazık ki, ne güzel sen yine gidiyorsun :)
anonim,
aslında baya komik şeyler oluyor yazmıyor muyum ya onları hiç? :)
şafak,
hadi ya. ben de isterim ben de. çimen beni de al!! :) sen şimdi internetten uzak, çandarlıdasın. şimdi ben burda bisürü şey yazsam sana karpuz desem filan hiç okuyamazsın ne komik :))) bekliyoruz haftaya.
topsy kretts,
umarım keyfin iyidir oralarda. ne tuhaf ya, vay be. biz de burada fındık kabuğunda yaşıyoruz.
anonim,
ah ne demek efendim valla utanıyorum :)
aqua,
aya yorgi'den 2 yer yeter diye düşündük, bir dahaki sefere artık!
mr. td,
:( yaaa. umarım seneye olur. ama bayramda türkiye yolu görünüyormuş, havalar hala güzel olur kesin, belki güneye bir iniş olur ha?
Efendim hazır gitmişken Ildırı'ya (Erytrai) uğradan dönmeyin.Hele ki Cennettepe'deki mozaikleri görmeden hiç dönmeyin.Canımız çıktı onları çıkartıcaz diye :)
Sevgili Ayşe,
Öncelikle blogunu bu kadar ayrıntılı inceleme fırsatım olmamıştı...Sole Mare hakkındaki yazına bayıldım...Nedenine gelince...Bundan 1 ay önce yeni tanıştığım bir erkek arkadaşım...Adını bile telaffuz edemedigim Bu Beach Clubu öve öve bitirememişti...İyi ki de gitmemişim...Farklı olduğumuz belliydi zaten Yazıyı okuyunca farkı daha iyi anladım...:)Neyse...zaten görüşmüyoruz artık..:)Fırsatım olursa Kum Beache gelecek yaz mutlaka uğramam gerektiğini düşünüyorum :)
izmirden sevgiler!
Yorum Gönder