20 Kasım 2008

and it's time we saw a miracle

Yandaki fotoğraf bir bardan değil, Varan Bistro'dan. Yani anlayacağınız üzere çok merak ettiğim içki servisi konusunda beklentilerim boşa çıkmadı. Kızlarla otobüse binince alt kattaki restorana yerleştik ve İstanbul'a varana kadar da üst kattaki asıl koltuklarımızı göremedik! Peynir tabağı, cips gibi şarabınıza eşlik edebilecek şeyler de var. Fiyatlar çok makul. Mesela peynir tabağı 3YTL (Pek bir şey beklemeyeceksiniz tabii ki), cips 1.5 YTL (Bildiğiniz Doritos - Nevra gibi insanlar için Panço da olabilir) ve 2 kadeh boyutundaki şişede şarap 10 YTL. Şarap bir de Yakut çıkmasın mı! Şişe şişe şarapları (minik şişeler!) devirdikten sonra Ataşehir'e varınca uyumaya başlayıp Çağlayan'da gözümüzü açtık. Komik oldu tabi. Yolculuk o kadar keyifliydi ki sanırım bundan sonra hep bu otobüsü tercih etmeye çalışacağım. Digiturk de var, maç yayını yapılıyor. Adamlar daha ne yapmalı?

Ankara yine tüm sevimsizliğiyle kışa başlangıç yaparken, gri sabahlarla mücadele etmek kolay değil. Fark ettim ki ben her sabah Panora civarında Mesa'nın yeni inşa ettiği binalara bakarken aklımdan inşaat mühendisi olmayı geçiriyorum. Sanki çok severek yapardım gibi geliyor. Gerçekten bina yapmak, betonla oynamak filan istiyorum. Deli olabilir miyim? Yoksa küçükken oynadığım legoların üzerimdeki etkisi biraz geç mi oldu? Eh baretler ortak en azından diyip konuyu kapatalım bari.

Dişerimle ilgili problem tam bitti halloldu derken şimdi de yapılan yerde acayip bir zonklama var. Galiba kaderim bu benim. Hayat boyu dişlerimle uğraşmak. O kadar da sinir bi iş ki. Son senenin önemli bir kısmını ağzım açık geçirdim. Üstüne üstlük ağzımda tükürük emici o gürültülü alet varken. Bir de ayak parmaklarımdan birinde (ayak parmaklarımıza da işaret, yüzük diye isim verebiliyor muyuz?) uyuşma-karıncalanma benzeri bir şeyler var dört gündür. Düğünün ertesi günü başladığı için ayakkabıdan olabileceğini düşündüm ama hala geçmedi. Annem rahatsızlıklar konusunda evham kraliçesi olduğu için beni nöroloğa mı, ortopediste mi, dermatoloğa mı götürmesi gerektiği konusunda büyük kararsızlıklar yaşayıp, sonunda bana enflamatuarı dayadı. (Konudan anlayan biridir kendisi.) Ben onu kullanırken annem de karar verecek. Bu arada karıncalanma geçerse annem enflamatuarla doğru tedavi yöntemi uygulamış, eğer geçmezse de ben bir kutu ilacı bünyeme almış olacağım. Annemle tartışmak doğru bir davranış biçimi değildir. Size de gözünü kocaman açarsa beni anlarsınız. Kızma anne; seni ben çiçeklerden yemişten.. :)

Artık geceleri i-podumu arabada bırakmayıp eve getiriyorum yanımda. Ya gece çok üşür ve bozulursa? Arabadan inmeden de ertesi sabah için Falling Away with You'yu ayarladım. Sabah sabah I feel my world crumbling, I feel my life crumbling, I feel myself crumbling away" diye bağırmak ayılmaya çok yardımcı; aynen rock şarkıcısı olma hayallerini sonsuzluğa karışmamasına yardımcı olduğu gibi. (İnşaat mühendisi, rock şarkıcısı, what else?)

Şimdi Food and Travel okuyarak (Derginin Karayipler turu çekilişinde kazanamadığıma o kadar şaşırdım ki neredeyse dergiye küsecektim) uyuyacağım. Tabi gecenin yarısı yemek fotoğraflarına bakıp aşermeye başlamazsam.



2. fotoğraf Başak'ın düğün çiçeği, Çeşme'den gelen damla sakızı şekeri ve masa oturma düzeni.

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Parmak uyuşukluğu ayakkabıdan ve 1 haftada geçiyor. Benim de bir ayakkabım aynı etkiyi yapınca panik olmuştum.
Varana inanamadım süpermiş :)

ömer hasançebi dedi ki...

inşaat mühendisliği hiç sandığın gibi eğlenceli değil, ama 18 saat hiç durmadan çalışıp üstünede üst üste 3 toplantıya girebilecek bir bünyen varsa o zaman başka:D

Adsız dedi ki...

Varan harika gerçekten, ayak konusunda üzüldüm, geçmiş olsun.Ama bence o ilacı boşa içiyorsun gibime geldi. Yani iltihap mı var vücudunda?? Bence sen geçmezse ortopediste danışsan iyi olur. Bu arada bir doktor duydum daha fazla detaylarını öğrendiğimde paylaşırım. Ayaktan tedavi ediyormuş Yani ayağın her noktası vücudun bir başka bölümündeki hastalığın habercisiymiş....

Adsız dedi ki...

aslında vucuttaki butun uyusukluklar yabana atılmayacak kadar onemlidir eger devam ederse kesinlikle norologa gitmelisin
nube...

Adsız dedi ki...

varan, trenin yemekli vagonuna özenmiş bence. tren çok daha konforlı :) çok ünlü ve çok zengin olsam bile binerim ben trene, sen de bin :)

Adsız dedi ki...

anlaşılan gelin damadı ve seni göremiyecez.neden saklıyorsun o güzel analrı bizden:((((

buarada geçmiş olsunbende ayakkabıdan oldugunu düşünüyorum.

sevgiler..

biolog77.blogcu.com

Tefrika dedi ki...

Ama.... ama benim 20'lerimden alintilar ve calintilar yapman hic hos degil Ayse'cim.
Rock sarkicisi olamadim ne yazik ki, mimar oldum.:)))

Türk Pirlo dedi ki...

neden futbol yazmıyorsun ?

daphnevega dedi ki...

zeya,
evet sanırım geçti!

topsy krettsi,
yurtdışı şartlarının öyle olduğunu söylüyorlar, burada da öyle mi?

çilekli pasta,
evet özellikle uyuşmayı ciddiye almak gerektiğini söylüyorlar ama geçti gibi benimki şimdilik.

anonim,
evet benim de öğrendiğim şekliyle öyleymiş, tekrarlarsa gideceğim teşekkürler.

seda,
zaman kısıtlaması olmasa ben de treni tercih ederim!

biolog77,
pek tercih etmiyorum insan resmi koymayı, onlar da tercih etmezler diye düşündüm, çiçekler de yeterince güzel hem :)

g,
:) annelerimizin daha çok takdir edeceği şeyler olmuşuz, aman ne güzel olmuş!

türk pirlo,
sanırım futbol kariyerimin zirvesini ofsaytın ne olduğunu anladığım gün yaptığım için olabilir. sonra da iyiyken bırakmak lazım bu işi dedim.

ömer hasançebi dedi ki...

inşaat mühendisliği heryerde aynı zorlukta emin ol, hatta yurtdışı daha rahat..