15 Mart 2009

Transparência

Aslında söylemek için biraz geç kaldım ama geçen hafta Ankara Kızılırmak Sineması'nda Ingmar Bergman film gösterimleri yapıldı. Uçan Süpürge tarafından düzenlenen bir haftalık gösterimler sayesinde uzun zamandır gitmediğim Kızılay'a gitmiş oldum. Autumn Sonata'yı belki 10 senedir gitmediğim Kızılırmak Sineması'nda seyrettim. Liv Ullman ne harika! Salonun kalabalık olmasına mutlu oldum. Filmde ara verilmedi. Film durduğu zaman ara olacağını sandık ama "Ara yok, makara değişecek!" dediler. Bunu da duymuş oldum bir sinemada :) Çok güzeldi. Keşke daha çok zaman olsaydı ve daha çok Ingmar Bergman filmi seyredebilseydik. 60 ya da 70li yıllarda yapılmış filmleri sinemada izlemek müthiş keyifli. Keşke böyle şeyler Ankara'da daha sık olsa.

Gerçi bu hafta şikayet etmemek gerek çünkü bir yandan da Ankara Uluslararası Film Festivali devam ediyor. İşaretlediğim filmler var ama hafta içi iş çıkışı saatleri Kızılay'a gitmek hem işime, hem de evime çok uzak olmasından dolayı bana büyük sıkıntı yaratıyor. Duruma göre bi'şeyler yapacağız artık. Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'ndeki birkaç istisnanın dışında tüm gösterimler Kızılay Büyülü Fener'de. Sevgili yetkililer, bilmiyorum öyle bir imkan var mıdır ama lütfen bizi de düşünün, başka salonlarda da gösterim yapın. Bir de birçok gitmek istediğimiz film haftaiçi 12:00 gibi seanslara konmuş. Sanıyorum böyle şeyleri ağız tadıyla takip edebilmek için öğrenci olmak gerekiyor.

----

Park Caddesi'nde açılan Butcha Steak House'a gittik. Adından anlaşılacağı üzere et mağazası :) Böyle diyorum çünkü hem oturup yemeğinizi yiyebiliyor, isterseniz de kasaba uğramış gibi etinizi alıp gidiyorsunuz. 500-550 gr civarında T-bone steak yapıyorlar. Hatta daha büyükleri de var. Orta pişmişin üzerinde sipariş almıyorlar. Sucuk-salamı kendileri imal ediyorlar. Benim aklım aslında dana bonfiledeydi ama siparişlerimizi alan kişi ve işletmeci bir ağızdan genelde bayan müşterilerin kuzu sırt tercih ettiğini, onun daha yumuşak ve hafif olduğunu söylediler; ben de sanki herkesin her dediğini yaparmış gibi, kuzu kuzu kuzu sırtı söyledim! (Şekil 1-A) Çok lezzetliydi, haksız çıkmadılar ama Doruk'un neredeyse çiğ durumdaki dana bonfilesi kırmızı kırmızı ve kalın haliyle daha cazip görünüyordu. Bir dahaki sefere ben sizin bildiğiniz bayanlardan değilim deyip, ondan isteyeceğim! Nevra'nın köftesi de hiç fena değildi. Mekanı ilk teftişimizdi, haliyle herkesin yemeğinden herkes tattı :) Et konusunu ciddiye alanların seveceği bir yer olduğunu düşünüyorum. Dekorasyon, yemekler, servis gayet iyiydi; hatta servis biraz fazla hızlıydı bile! Tavsiye ediyorum. İnternet siteleri burası ama henüz tam oturmamış sanki. Rezervasyonsuz gitmeyin yeni açılmasına rağmen doluydu. Tel: 241 4543

Ben bir süre önce hayatında et olsa olur, olmasa da olur bir kişi iken, sonradan sonraya nasıl böyle bir etobura dönüştüm hala anlayabilmiş değilim. Hala hamur işi favorim ama şöyle güzel pişmiş bir et gibisi de olmuyor bazen. Birkaç sene önce neredeyse vejeteryan olacağım derken, söylediklerime bak. Özellikle zaman zaman vücudumun et istediğini hissediyorum, kendisini kırmıyorum :)

---

Ben paltomu kuru temizlemeye gönderip artık bir sene sonraya kadar bir daha görmemek üzere kaldırmayı düşünürken bugün kar yağdı. Bilgisayarım ve Mozilla aralarındaki pamuk ipliğini koparmak üzereler, baştan Photoshop, baştan Deluxe Pacman filan yükle, ne çok işim var! Bu durumda Selçuk Altun bir kitap yazsa da okusak, değil mi? Haydi iyi haftalar.



önemli not: Nüfus cüzdanında T.C. Kimlik no yazmayanlar, 29 Mart seçimlerinde oy kullanamıyormuş. Benimki de en son uzun süre önce yenilendiği için numaralı değil. Sizde de aynı problem varsa seçimlerden önce halletmeyi unutmayın!!

3 yorum:

Benim Hayatim dedi ki...

Resme bile ağzımın suları aktı. Şu an itibariyle işten yeni geldim ve açımmm :)

Hamurişleri ve etoburluk. Hımmm. Görüntü nefis nefis ;)

Unknown dedi ki...

malesef hiç bir filmi izleyemiyorum hep zamansızlık hep iş :(
bu arada ben paltomu gelecek kışa hazır etmişken kuru temizleme işini halledip evet bugün kar yağrı ben de bizim Bey in montunu giydim en kalın olanını hem de :)
bu arada et nefis görünüyor afiyet olsun :)

Unknown dedi ki...

Ilginc..Ankara bana nispet yaparcasina 5 yil once deli gibi istedigim bilumum restoranlari birbiri ardina acmaya basladi!! Bense artik uzaklarda taa Kanada'dayim:) Sen hani vejeteryan olmayi dusunuyordum dedin ya Ayse'cim, aynen bende de oyleydi ama ne zaman buraya tasindim ve soyle medium& rare, guzel mi guzel bir blue cheese steak denedim o dakikada bir daha indirilmemecesine rafa kalkti o green ruh hali:) haha..korkulur bizden valla ne diim!sevgiler...