3 Mayıs 2009

ne çabuk 11 oldu!

Hava günlük güneşlikken burnu açık ayakkabılarımla dışarı çıkıp akşam yemeği için kızlarla Meet'de buluştum. İnsanların sadece oturup yemek yiyip, içki içtiği ve asla dans edilmeyecek bir yerde neden bangır bangır müziğin çaldığına anlam veremedim. Dekorasyon güzel, mekan oldukça ufak, menü de sınırlı ama müzik gerçekten dayanılmaz. Bilkent kantini gibi hali vardı. Kızların giydiği abuk şeyleri görünce şaşırdım. Ben kafama Rambo modeli bandana bağlayacağımı sanmıyorum. Bir de sanıyorum ki çitiş çitiş saç moda (şekil 1a)! Benim saçım o görüntüde olsa dışarı çıkmak istemem. Bu kızlar sanki saçlarını krepe yaptıracaklarmış da, işleri yarım kalmış gibi bir haldeydiler; garipti bence. Meet'e bahçesi açılınca belki bir kere daha giderim, yoksa tekrar gideceğimi sanmıyorum. Neyse, biz orada otururken birden sağanak halinde yağmur yağmaya başladı. Dışarı çıkıp iki adım yürüyünce de benim güzelim petrol yeşili ayakkabılarım, açık olan burun tarafından sanki yağmurda bir tekneymişçesine su boşaltmaya başladı. Eve gelince de ayak tabanlarımın yeşil olduğunu görünce çok şaşırmadım! O gece migrenim tuttu, eve erken döndüm. Eskiden hayatımın bir parçası olan ve apranax fort'la kardeş olmama yol açan migren, reikiden sonra anca senede bir kere gelir oldu, (aynı dertten muzdariplere kesin tavsiyemdir). O yüzden ben de geleceğini hissetmeye başlayınca hiç inatlaşmıyorum, tıpış tıpış evime gelip uyuyorum.


Bunun dışında yeni ne var dersen; Almanca öğrenmeye başladım, çilekli tiramisu yaptım (Es ist mein Tiramisu auf der rechten Seite!), spinning ve pilatese gittim, Amarillo'da devasa bir hamburger yedim. İtalya'dan çok sevdiğim sınıf arkadaşım Cenk, Bursa'dan Ankara'ya geldi haftasonu. Onunla görüştük, çok mutlu oldum. Erdem İtalya'dan devamlı açıp, tekrar okuyup, gülümsememe sebep olan bir mesaj attı bana, Fontana di Trevi dilek paralarımla dolup taşıyordu!

Haftaya ODTÜ'de şenlik var. Yeni Türkü konserine mutlu mesut gideceğim. Bir de perşembe değil de, cuma olsa tadından yenmeyecekti ama Yeni Türkü geliyor, fazla mızırdanmayacağım. Yeni Türkü'yü ikinci kere stadyumda izleyeceğim. İlkinde birinci sınıftaydım ve ertesi gün calculus mid-term'ü vardı, şimdi tek fark ertesi gün iş olması! Cuma akşamı kimin sahne alacağı hala kesinleşmiş değil, her seneki geleneksel UGT bu işleri bıraksın tartışmaları almış yürüyor. Ama yani 1 hafta kala hala açıklanmaz mı, cık cık cık.


Ve hakikaten önemli bir olay yanıbaşımızda cereyan ediyor.

Çağlayan çok harika bir işe kalkışıyor: Yarın yani pazartesi günü dünya turuna çıkıyor. 4 ay sürecek turunu web sitesinden takip edebileceğiz. İlk öğrendiğimden beri heyecanladığımı söyleyebilirim. İlk defa tanıdığım biri dünya turuna çıkıyor :) Bol bol yazı yazmasını ve gitmesek deeee görmesek deee, bir yerlerde nasıl da bambaşka hayatların yaşandığını bize anlatmasını diliyorum!

8 yorum:

BahaR dedi ki...

reiki migrene iyi mi gelioo!aaa bana da bana da!

BahaR dedi ki...

bi de çilekli tiramisu şahane görünüyo..tarifi yok bunun tarifi?:)

Amenhotep dedi ki...

odtü şenlik dedin şimdi anılarım canlandı gözümde :(( tanımasanda benim için de eğlen lütfen.

Eliza Doolittle dedi ki...

Ufffff cilekli tiramisu muhtesemm gorunuyooorr!! Hic cilekli tiramisu yemedim ama cilegi de tiramisuyu da ayri ayri cok severim, duz mantikla birlesim formulu rejimde oldugum gercegiyle birlikte beni oldurucekkk!! Eline saglik :)

aqua / ~~denizbahcesi~~ dedi ki...

haziran başı özel bir davet vereceğim sende bana şu meşhur çileklilerinden yapıp yollasan olmaz mı ayşecim;P ???

jelatin dedi ki...

E tabii senin saçların onca boyayla yıpranmamış olduğu, fön olayından da uzak olduğun için ritüelden haberin yok! Ablacım, orijinaline çeşitli kimyasallar uygulanıp sapppsarı, ardından biraz daha koyu sarı, sonra modaya göre karamel, çikolata kahve yapılan saçlar dayanır mı onca uygulamaya? İyice nemlenmeden, fön çektirmeden öyle babaannemin sabun bezi gibi duruyor işte. Kızcağızlar da yemek öncesi kuaföre gitmeye üşenmişler. Zaten öyle bir kitle ki onlar, fönlü / maşalı gelseler, "Bu kızlar da fön çektirmeye ne ara vakit bulmuşlar yahu?!!" diye dalga geçilecekler, geçeceğiz.

Yeni Türkü'yü çok kıskandım. Ben de geçen sene Eylül ayında izleme fırsatı buldum; kesinlikle ölmeden önce bir kez daha görmek için ruhumu satabilirim. Bir diğer ölmeden önce tekrar izlenecek kişi de, Emre Altuğ'dur. Tavsiyelerimi bildiririm.

Caglayan dedi ki...

aysecim guzel yazin icin cok tesekkur ederim...
ayrica sayende siteme 182 kisi girmis.
bangkoktan selamlar!

daphnevega dedi ki...

bahar,
evet evet kesinlikle iyi geliyor tavsiye ederim. tarife çok üşeniyorum ya :)))

amenhotep,
ah ah ben de eskisi gibi gidemiyorum ki, anca bi akşam gidebildim ama o da çok güzeldi.

eliza,
evet evet ben de hımm karıştırsam harika olur diyerek geldim buraya :)

aqua,
haha, kolay gelsin!

jelatin,
hımm bilmem, tek zaman ayırdıkları bu değil mi zaten?? üst baş makyaj zamanından biraz çalınıp o saçlar şekle sokulmalı! yeni türkü çok güzeldi. hiç yeni şarkı yok, 15 sene aynı şeyler ve hep dinleniyor, ne garip bişey.

çağlayaaan,
haha! ne demek ya, iyi eğlenceler!!!