22 Aralık 2009

sushi lego!

Anaokulundayken öğrendiğim, bana çok gerizekalıca gelen bir şiir vardı:

*

Sebzelerden sevdiklerim: Havuç, domates, oyun
Meyvelerden sevdiklerim: Elma, şeftali, oyun
Bence en iyi besin oyun
Çünkü hiçbir şey yemesem bile bazen oynarken doyuyorum.
*
*
Şiir bana şimdi o kadar da gerizekalıca gelmedi.
*
Aslında evet, oyun oynarken doymuyorum elbette ama sanırım bu şiir de aslında doymaktan bahsetmiyor. Daha felsefik bir derdi var. Hayatta en sevdiğimiz şeyleri yapıyorsak eğer, oynuyorsak yani, "diğerleri" tarafından hayati fonksiyon olduğu addedilen şeylerin eksikliğini de daha az hissedebiliriz. Oyundan aldığımız tatmin bizi hayatın pürüzlerini daha az görmeye, daha az hissetmeye teşvik ediyor olabilir mi? Bence olabilir.
*
Ben şimdi bugünkü aklımla küçük olsam kesin şu lego sushi en sevdiğim oyuncağım olurdu. Hem lego, hem yemek. Hem küçük, hem de büyük Ayşe'ye hitap eden oyuncak! Az sonraaa: Çiğ balık yemeyi seven minik Türk kızı! Annem yazıyı görürse pişmişini bile yemiyordun, çiğ olanı yediğini düşünemiyorum diyecek. Şimdiki aklımla diyorum zaten anneee.
*
Yemeklerden sevdiklerim: Yaprak sarma, sushi, oyun :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Seni kocaman seviyorum Ayşe kuşummmm :))))

Doorstepping dedi ki...

Şimdi alsak, 30'dan sonra oynasak? Ben gördüğüm yerde kaçırmam vallahi bunları :)