18 Ekim 2010

bambam büyüyor! - kronolojik bambam

Bambam tahminen 2 buçuk aylık oldu ve günden güne büyümesini izlemek çok zevkli. Bir hafta gidip geliyorum, gözlerime inanamıyorum; iki katı boyuta ulaşmış oluyor.

Hayatımda gördüğüm hiçbir kediye benzemiyor. Galiba kafadan kontak. Sabit bir fotoğrafını çekebilmek için ya uyumasını beklemek zorundayım, ya da çektiğim 30 pozdan birinin düzgün çıkmasını ummak. Sürekli ama sürekli etrafta neye saldırsam diye geziniyor. Havalarda uçuyor. Parmak gördü mü aklını kaybediyor. 24 saat oynasanız sizinle oynayacak gibi bir enerjisi var.


Sürekli koşturup yoruluyor. O azıtık yaratık sanki çizgi film izliyormuşsunuz gibi pat diye uyuyakalıyor. Uyurken illa kucağa geliyor ve bluzun bir yerini tutup emmeye başlıyor. Cuk cuk cuk emerek uyuyor. Öyle masum, öyle tatlı ki, biraz önce evin içinde roket gibi hareket eden sanki o değil. Sonra uyanıyor.

Birden ama hakikaten çok ani şekilde karnı acıkıyor ve ciyaklamaya başlıyor. Sesini duysanız sanki kuyruğundan tuttum baş aşağı sarkıtıyorum sanırsınız. Sanki yüz yıldır aç, anında yemezse ölüverecek. İki ayağımız bir pabuca girerek yemeğini veriyoruz. (Bu konuda da çok enteresan zevklere sahip. Balık, ekmek ve kuru mama yiyor, süt içiyor. Tüm menüsü bu. Ne et yiyor, ne tavuk, ne ciğer.)


Adını öğrendi. -Annem Bambino diye seviyor; hayvan mecbur onu da öğrendi :) -Kendi kendine dışarı çıkıp geri gelmeye de alıştı artık. Bahçeden dışarı kaçmıyor. Dolaşıp geliyor. Zaten evde tutmak pek mümkün değil. O tiz viyaklama ile bize yaptırtamadığı pek bir şey yok. Bir süre görmeyince özlüyor. Kavuşunca viyaklayarak bir şeyler anlatıyor; henüz o kısmı anlayamıyoruz. "Nereye gittin be, nerdesin ne zamandır, sıkıldım hadi parmağını uzat da delireyim" filan herhalde :)

Bıyıklarıyla ilgili gizemli olaylar dönüyor. Bize geldiğinde upuzun bıyıkları vardı. Sonra bir farkettik, makasla kesilmiş gibi kısacık. (Hatta babam "Kim kestiyse ortaya çıksın yoksa eve kamera yerleştiricem!" diye tehditlerde bile savurdu. Neyse ki veteriner ara ara yavru kedilerin bıyıklarının böyle kırılabildiğini söyledi de zanlı durumumuz ortadan kalktı.) Şimdi uzuyor bıyıklar..

Bambam bülteni bu şekilde. Periyodik olarak yayınlanacak.

p.s: Pelur kağıdı satan bir yerler biliyor musunuz? Danke schön.

8 yorum:

Unknown dedi ki...

Canim oncelikle seni bizlere verdigin muhtesem evlilik haberinden oturu tebrik ederim!!mutluluklaaaaaar ve darisi benimde basima:))

bambam'a gelince...o benim hayatimda -senin fotograflarin sayesinde- gordugum en ufak pisi pisiydi ve simdi de cook tatli...onu isirmak istiyoruuum!biyiklarina ise ayri guldum, gercekten bir gece vakti yanlislikla kesmis olmayasiniz? :))

love!!

Unknown dedi ki...

Canim oncelikle seni bizlere verdigin muhtesem evlilik haberinden oturu tebrik ederim!!mutluluklaaaaaar ve darisi benimde basima:))

bambam'a gelince...o benim hayatimda -senin fotograflarin sayesinde- gordugum en ufak pisi pisiydi ve simdi de cook tatli...onu isirmak istiyoruuum!biyiklarina ise ayri guldum, gercekten bir gece vakti yanlislikla kesmis olmayasiniz? :))

love!!

emelo dedi ki...

Ayşe, çok özledim! Hemen buluşmalıyız.. Şu Bambam ile de tanışmazsam delirebilirim...

Handan dedi ki...

gidip gelip bakıyorum bir tane de ben bulsam böyle

haa bu arada o sorduğum beyaz örtüyü ikea da buldum

Ebruli dedi ki...

Pisicik çok tatlı. Ama biraz daha kilo alırsa daha tatlı olacak bence!

defne dedi ki...

eczacılık fakülteleri civarındaki kırtasiyelerde vs. pelur kağıdı olur :)

ayçobanı dedi ki...

Bu ara sut dislerinin de yavas yavas dokulmasi gerekir Bambam'in, biraz agrisi olabilir. Gittikce sevimlilesiyor!!

Aybige-Kedi Defteri dedi ki...

Bizim Tatanka da ağzına et,ciğer, peynir, süt, sürmez. Zeytin ezmesine, siyah zeytine çıldırır :)
Bambam'a sevgiler...