10 Ekim 2011

yaz bitti!

Havalar iyice soğumadan yaza ait aklımda kalan güzel şeyler burada olsun istiyorum. Yılın bu dönemi benim için her zaman olduğu gibi yazla vedalaşamamakla geçiyor. Çorap giymemek için ısrar etmek, ince hırkalardan daha kalın bir şeyleri reddetmek hep Ekim başının işaretleri. 

Cuma günü Gizem evlendi. Şimdi sıcacık bir ülkede. Her şey değişiyor, değişiyor, değişiyor. Hem de öyle hızlı ki, artık zaman zaman kendimi olaylara dışardan bakarken buluyorum. Artık biraz yavaşlasın mı? Günlerimin farkına varabilmek istiyorum.

Belki de bu yüzden çok iyi geliyor yaz fotoğraflarına bakmak. Çünkü yaz yavaş. Dakikalarını anlıyorsun, hayat değil sen yaşıyorsun gününü.
Hımmm. Bişeyler beni düşündürünce mutlu oluyorum. Ben günümün yüzde doksanında öylesine şeylerle uğraşırken (kalan yüzde onunda atom çekirdeğini bölüyorum) insanlar kafa yoruyorlar, dünyayı değiştirebileceklerine inanıyorlar. Ben genelde saçımı yapmaya üşeniyorum.
 Mesela sıfır kilo ağırlığındaki kediler de hayatın anlamı olabilir. Çok ciddiyim!
Denizden gelip ıslak mayoyla sandalye minderine oturmak ya da oturmamak. İşte büyüdüğünü böyle anlayabilirsin.
Türk kahveleri bile gülümsüyor, bu hafta belki de güzel geçer.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazlık fotografların içimi açtı Ayşe.. ;)

Gulcin dedi ki...

ne guzel fotograflar bizim gibi yaza veda edemeyenler icin. cok iyi geldi cok :)

pelinpembesi dedi ki...

son yaz fotoları, ne güzel :)

havas06 dedi ki...

Ben kedim Dingil'in ağırlığını önce beraber tartılıp sonra kendim tartılarak buluyorum.. Bi nevi kendimi dara olarak kullanıyorum :) bu arada tabiki dört ayaklı canlılar gayet güzel hayatın anlamı olabiliyor.. Sabah evden çıkarken resmen zorla ayrılıyorum, sonra işte de özlüyorum :)

tage dedi ki...

Türk Kahvesi fotoğrafı çok güzel. Beğendim.