Lokanta Maya
Geçtiğimiz hafta ve bu hafta sonu ne garipti. Haftanın 4 günü çılgın kar yağışı ve yolların buzlanması yüzünden iş erkenden tatil oldu. İnsan 30 yaşına da gelse (henüz 2 ay var!) işten erken çıkmak, okul zamanındaki kar tatili gibi etki yapıyor. Erken çıkıp da sokaklarda dolaşmadım elbette, zamanın çoğu eve ulaşma mücadelesiyle geçti ama eve vardıktan sonraki kısım çok güzeldi. Şirketin yaptığı bu süper kıyaklar sayesinde trafik çilesini haberlerden takip ettim. Evet, taksi bulamama kabusu katlanarak beni delirtmeye teşebbüs etti ama olsun, akşam saat 5'te evde hem de hafta içi bir günde battaniye+ sahlep + film keyfi yaptım. Hem de bunu birden fazla gün yaptım. İstanbul'da yaşayanlar diyor ki böyle kış olmamış yıllardır. Bana hoş geldin diyor olsa gerek şehir. Cuma günü iş yine erken tatil edilecek mi diye düşünürken, Cumartesi sabah evden çıkınca 12 derecelik havayla karşılaştık. Pazar günü sıcaklık 16 dereceye ulaştı. Havaların çıldırdığını ve yakında başımıza çok fena şeyler geleceğini gözlerimizle görmüş olduk. Yağmurda ve karda şaftı kayan İstanbulluları bir süreliğine Ankara'ya staja göndermek istiyorum. Nereye başvursam?
Yazacak şey çok birikti. Güzel yemekler yedim, müzelere, sergilere gittim. Biriktikçe birikti. Daha çok yazmam gerek biliyorum. Son zamanlarda gidip de ilk yazmak istediklerimden biriyle başlıyorum.
Lokanta Maya henüz kar felaketi şehri esir almadan denediğim yerlerden biri oldu. Time Out İstanbul'un 2011 Yeme İçme ödüllerinde Didem Şenol'u en iyi şef seçmesinden beri gidilecek yerler arasında sırasını bekliyordu.
Restoran hem öğlen, hem de akşam hizmet veriyor. Öğle ve akşam menüleri birbirinden farklı ve her gün değişiyor. Daha çok malzeme odaklılar. Her şeyi en iyisi neredeyse oradan getiriyorlar, hazır hiçbir şeyi mutfağa sokmuyorlar. Rezervasyon yaptırmak şart, kapıdan dönersiniz. Mekan şatafatlı değil, modern ve şık. Öyle şıkır şıkır gitmeye gerek yok, günlük kıyafetlerle de gidilebilir. Alan çok geniş değil bu yüzden biraz gürültülü olabiliyor. Sunumlar abartılı değil. Burada yemek odak noktası istemişler, bunu hemen anlıyorsunuz. New York Times'a da herkes çıkamıyor tabii.
Lokantada en basit ayrıntı üzerinde bile uzun uzun düşündükleri belli. Ağzınıza attığınız her lokmada bunu hissediyorsunuz. Hiçbir şey rastgele ya da üstünkörü değil. Hiçbir şey geçiştirilmemiş. Menüde bir arada görmeye alışık olmadığımız bildik tatlar var. Üstteki fotoğraftaki levrekli kereviz. Kerevizden bir lezzet bombası beklemek şaçma geliyor insana ama öyle değil. Öyle lezzetli ki insanın kerevize saygısı artıyor. Altta ise benim için menüde varsa kaçırılmayacak şey var: Ahtapot ızgara. İyi yapan yerde menünün kraliçesi hep ahtapot ızgara oluyor benim için. Burada da öyleydi. Tam olması gerektiği gibi, lokum kıvamında, hiç lastikleşmemiş.
Başlangıç porsiyonları biraz küçük ama ana yemekler öyle değil. Ortaya iki başlangıç ve herkes birer ana yemek alabilir. Enteresan seçimler daha çok başlangıçlar arasındaydı biz o yüzden üç başlangıç ve bir ana yemek söyleyip paylaştık. Karamelize soğan ve bademli ılık keçi peyniri üçüncü başlangıcımızdı.
Ana yemeği aslında merakımızdan söyledik. Başlangıçlar çok lezzetli ve yeterliydi ama yarattıkları etki ana yemekleri merak ettirdi. Dana şinitzel çok çok güzeldi ama başlangıçlar kadar bizi şaşırtmadı. Alışmış kudurmuştan beterdir diye bir laf var, burada onu hak ediyorum. Önerim şu olabilir, gidin yiyebildiğiniz kadar başlangıç deneyin.
Lokanta Maya beni mutlu etti. Böyle fabrikasyondan uzak, böyle yemeğe değer veren yerlerle her zaman karşılaşmıyoruz. Tadı damağımda kaldı, tavsiye ediyorum.
Kemankeş Caddesi No:34 Karaköy www.lokantamaya.com (Sitelerindeki fotoğraflar şahane. O çağlalar beni mahvetti. Çağla ne zaman çıkacak?)
Yazacak şey çok birikti. Güzel yemekler yedim, müzelere, sergilere gittim. Biriktikçe birikti. Daha çok yazmam gerek biliyorum. Son zamanlarda gidip de ilk yazmak istediklerimden biriyle başlıyorum.
Lokanta Maya henüz kar felaketi şehri esir almadan denediğim yerlerden biri oldu. Time Out İstanbul'un 2011 Yeme İçme ödüllerinde Didem Şenol'u en iyi şef seçmesinden beri gidilecek yerler arasında sırasını bekliyordu.
Restoran hem öğlen, hem de akşam hizmet veriyor. Öğle ve akşam menüleri birbirinden farklı ve her gün değişiyor. Daha çok malzeme odaklılar. Her şeyi en iyisi neredeyse oradan getiriyorlar, hazır hiçbir şeyi mutfağa sokmuyorlar. Rezervasyon yaptırmak şart, kapıdan dönersiniz. Mekan şatafatlı değil, modern ve şık. Öyle şıkır şıkır gitmeye gerek yok, günlük kıyafetlerle de gidilebilir. Alan çok geniş değil bu yüzden biraz gürültülü olabiliyor. Sunumlar abartılı değil. Burada yemek odak noktası istemişler, bunu hemen anlıyorsunuz. New York Times'a da herkes çıkamıyor tabii.
Lokantada en basit ayrıntı üzerinde bile uzun uzun düşündükleri belli. Ağzınıza attığınız her lokmada bunu hissediyorsunuz. Hiçbir şey rastgele ya da üstünkörü değil. Hiçbir şey geçiştirilmemiş. Menüde bir arada görmeye alışık olmadığımız bildik tatlar var. Üstteki fotoğraftaki levrekli kereviz. Kerevizden bir lezzet bombası beklemek şaçma geliyor insana ama öyle değil. Öyle lezzetli ki insanın kerevize saygısı artıyor. Altta ise benim için menüde varsa kaçırılmayacak şey var: Ahtapot ızgara. İyi yapan yerde menünün kraliçesi hep ahtapot ızgara oluyor benim için. Burada da öyleydi. Tam olması gerektiği gibi, lokum kıvamında, hiç lastikleşmemiş.
Başlangıç porsiyonları biraz küçük ama ana yemekler öyle değil. Ortaya iki başlangıç ve herkes birer ana yemek alabilir. Enteresan seçimler daha çok başlangıçlar arasındaydı biz o yüzden üç başlangıç ve bir ana yemek söyleyip paylaştık. Karamelize soğan ve bademli ılık keçi peyniri üçüncü başlangıcımızdı.
Ana yemeği aslında merakımızdan söyledik. Başlangıçlar çok lezzetli ve yeterliydi ama yarattıkları etki ana yemekleri merak ettirdi. Dana şinitzel çok çok güzeldi ama başlangıçlar kadar bizi şaşırtmadı. Alışmış kudurmuştan beterdir diye bir laf var, burada onu hak ediyorum. Önerim şu olabilir, gidin yiyebildiğiniz kadar başlangıç deneyin.
Lokanta Maya beni mutlu etti. Böyle fabrikasyondan uzak, böyle yemeğe değer veren yerlerle her zaman karşılaşmıyoruz. Tadı damağımda kaldı, tavsiye ediyorum.
Kemankeş Caddesi No:34 Karaköy www.lokantamaya.com (Sitelerindeki fotoğraflar şahane. O çağlalar beni mahvetti. Çağla ne zaman çıkacak?)
4 yorum:
Ankara ya geldin hani Ankara post u Aysecim? ben simdi sana bu kadar alıstım ama Istanbul listesi uzicakta uzicak yetisemem ki :(
Burası İstanbul Ayşe Hanım, alışın artık, taşraya benzemez :-))
Hepside çok lezzetli gözüküyor..
Harika... Paylaşımlarınız için tebrikler teşekkürler. :)
Yorum Gönder