19 Şubat 2012

"sayfalar dolusu saçmalayın"

Nevra bu hafta içi Avustralya'ya geri dönüyor. Ona çeşitli kağıtlar imzalatmayı düşünüyordum ama geri gelmezse gidip kendim almaya niyetim var. Bu konu benim küçük Emrah'a dönüşmeme yol açıyor o yüzden hemen noktalıyorum.

Ankara'ya giderken uçaktaki dergide şu ilanı gördüm. Film film olalı daha sıkıcı bir şekle girmemiştir herhalde. Sigorta Bilinci. Tanrım! Eureko Sigorta'ya danışsınlar bence. Onlar ne yapıyorsa tersini yapsınlar. Sigorta sektöründe berbat reklam yapmak konusunda Eureko'dan ötesi yok. "Evimizi su basacak diye tatile mi çıkmıycaaaaz?" Of. Bu kadar zor olmamalı.
 



Keşke şu fotoğraf biraz daha net çıksaydı da ben Ankara'ya inmek üzereyken manzaranın ne kadar güzel olduğunu gösterebilseydim. Tamamen karla kaplı bir şehre gece vakti inmemişim ben demek ki daha önce. Gerçekten manzara masal gibiydi.


Bu hafta sonu çok fazla da hüzünlü konu vardı masada. Ama keyifli sofralar yine vardı, herkes oradaydı. Arkadaşlar zaten kafa dağıtmak için vardı.Yeni açılan Balıkçıköy'ü ben beğendim.

Dönüş için kitabım yoktu. Babam son anda bunu sana almıştım diyerek Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri'ni verdi bana. Elimden bırakamadım bütün yol. Bir de Extremely Loud and Incredibly Close'um var artık. Dünyanın en iyi kaynağına sahibim, gerçekten.
Yarın If'teki ilk filmimi seyredeceğim. Bu sefer If benim için farklı anlamlar taşıyor. Bir ara işimden gücümden bahsetsem değil mi? İyi haftalar.

3 yorum:

Yasemin dedi ki...

Ankara manzarası gercekten güzelmiş. Balikcikoy U de severim, birbdahaki sefer için de Ege restoranı oneririm

Adsız dedi ki...

Ayşe seni çok seviyorum. Seni okuyunca hayat güzel geliyor.
Duygu

daphnevega dedi ki...

Lulu,
Ege yıllardir gitmekte hiç bıkmadığım favorilerimdendir. Hatta blogda da birkaç yazı var Ege hakkında :)

duygu,
çok teşekkürler, çok mutlu oldum.