1 Mayıs 2012

bir doz daha cunda

Çardak gülleri, bir önceki posttaki pötükareli masalar, taş yollar.. O minibüs orada ne yapıyor bilmiyorum. Git oradan minibüs.
 
 Böyle renk renk her yer. Bana kalırsa Alaçatı'dan eksiği yok, fazlası var. Bu kıyaslamalar da ne gereksiz. Hem güzel bir Alaçatı, hem de güzel bir Cunda olsun işte daha ne.


Bazı görüntüler film karesi gibiydi. Ben sandalyelere özel bir ilgi duymaya başlamışım galiba, sürekli dikkatimi çektiler. Boyaları dökülmüş bu demir sandalye çok güzel değil mi?


Bir minik saksı her şeyi değiştirir! Bir de böyle güzel pencerenin önündeyse başlı başına tablo! Kırmızı perde, önünde fener. Bunlar ömrü uzatan şeyler olabilir.


Peynir! Bir tekerlek al götür. Bize Çandarlı'dan vakumlanmış peynir geliyor, İstanbul'da bulabildiğim hiçbir şey ona benzemiyor. Buradaki yerlerle anlaşabiliyorsun, arıyorsun İsanbul'dan, Ankara'dan ya da her nerdeysen, bana zeytinyağı, zeytin, peynir vs. gönderir misiniz diyorsun, gönderiyorlar. Üşenmemek gerek. Buna değiyor çünkü. Hem de burada organiklere döktüğün paraya da nanik yaparsın.


Bir şey söylemiyorum, soruyorum: Gel rakı iç demiyor mu şurası? Hemen dinlerim bu tip gaipten gelen sesleri, iradesi kuvvetli biri olduğumu hiç iddia etmedim. Ki böyle olmayı da severim üstüne üstlük.

 Sanki az önce boya reklamı çekmişler gibi. Yürüyüşe devam.


Unutmuyoruz: 1 Mayıs kutlu olsun!!!

4 yorum:

nergisce dedi ki...

hadi bir doz daha:)

hayal-et dedi ki...

her bir fotoğraf ömre ömür katıyor. küçük bir sahil kasabasına yerleşme zamanını önemi çeksek ne!

hay sana ne dedi ki...

11 mayısta ben alacağım dozumu...
fena aşık etti beni :)

yesilerik dedi ki...

harıkadır cunda cocuklugumda berı her yaz mutlaka ugradgım yerler ımdı boylesıne degısımını hayretle ızlıyorum h-gıderek ıyılesıyor ama akıllanıyor ınsanlar