12 Aralık 2011

Çukurcuma!

Evde sehpanın üzeri bol bol İstanbul rehberiyle doldu bile. Hafta sonları bir lokantanın, bir dükkanın ya da sadece sokakların merakıyla semt keşfine çıkmak çok zevkli. Çukurcuma'yı daha önce görmemiştim. Geçtiğimiz hafta sonlarından birinde dükkan gezmeye buraya gittik. Daha çok çok gideceğim ben Çukurcuma'ya orası kesin.

Bir zamanlar niyetlendiğim yeni başlayanlar için İstanbul serisine de bir faydası olsun. Çukurcuma Taksim'e Cihangir'e komşu. Biz Taksim meydanından Sıraselviler boyunca yürüdük, sağımızda Liva sokağı görünce de aşağı doğru yürüdük, kendimizi Çukurcuma'da bulduk. Dükkanlar için ciddi vakit ayırmalısınız, saatler akıp gidiyor. Bir vitrinde şu aşağıdakini görünce çarpıldım kaldım. Bizim evde büyükbabam ve anneannemden kalma bu çakmak ve kültablası senelerdir durur öyle salonda sehpanın üzerinde. Birebir aynısını görünce çok etkilendim, öylece seyrettim.
Elbette her zaman böylesine bir duygu yoğunluğu yok. Duvarlarda gerçek sanat eserleri var.


 Bazen de komik sanat eserleri.



Bu turşucu çok ünlüymüş. Asri Turşucu. Gezerken artık karnım acıkmıştı. Turşu suyu içemedim. Bir dahakine mutlaka. Vitrini çok zevdim. Oturup turşu kavanozu seyretme potansiyelim beni de şaşırtıyor.

Dükkanlar şahane, isimleri ayrı şahane. Teberrukat Ambarı :) Güzel bir internet siteleri de var.



Tüm bu gezi sırasında beni en çok zorlayan şey şu daktilolardan birini alıp eve götürüp götürmeme kararı oldu. Bir de eski telefonlar... Ne kadar eski gibiler ve aslında ne kadar yeni. Beğendiğim telefonun 1200 TL'lik fiyatı biraz umut kırıcı gözükse de sonuçta burası bir karınca yuvası. Eminim ki daha uygunları bulunabilir. Azimliyim!


Eve götüremeyeceğimiz şeyler de var tabii. Sokak ortasında duran küvet de bir nevi sanat eseri! Bir de tek başına bir tiyatro koltuğu vardı. Bildiğin sırtında numarası çivili, oturmadığında kapalı konuma geçen şahane bir tiyatro koltuğu. Düşündük, evde ona bir yer bulamadık. Şimdi hala o dükkanın önünde duruyor mudur acaba?

The Works'e mutlaka uğranmalı Çukurcuma'ya gidince. Biz birkaç eski kitap aldık. Hem oku, hem şahane dekoratif obje. Bir tanesinin içinden de 1947 tarihli bir mektup çıktı. Sanırım içinden mektup çıkacak kitap arasam bulamazdım. Havadan sudan bahseden bir mektup. 60 sene öncenin havadan sudan bahsetmesi bile şimdininkinden nasıl daha güzel olur?


5 yorum:

$afak dedi ki...

Bi daha Cukurcuma'ya gidince Baja'da bi margarita icin :)

elma+Z dedi ki...

valla sayende gitmis kadar olduk. tamda aradıgım kuveti bulmussun.

pelinpembesi dedi ki...

bu hafta sende gezmişin istanbulda, bende..belki karşılaşmşızdır bir yerlerde :))

Begum dedi ki...

kitabın içinden çıkan mektubu çok merak ettim. tarayıp koyabilir misin? ya da en azından bir kaç cümlesini yazsan? tarih kokar böyle şeyler, hem de kitap ansiklopedi falan değil, bir insanın ağzından yazılmış mektup...

A Cat From London dedi ki...

Galatasaray'da okurken, arka kapıdan kaçıp kaçıp Asri Turşucu'ya gider, bardak bardak turşu yer, acılı turşu suyu içerdik. Pek severiz :) .