21 Mayıs 2013

Stockolm 4: Michelin yıldızlı Mathias Dahlgren

İkinci kez Michelin yıldızlı bir restoranda yemek yeme şansını Stockholm'de yakaladım. İlki 4 sene önce Atina'da gittiğimiz Spondi'ydi. Nedense bloga yazmadığımı fark ettim ama Mag Dergi'de o zaman yazdığım bir yazı var. Atina'daki 2 yıldızlı Spondi gerçek bir deneyimdi, hala tüm ayrıntılarını hatırlıyorum. Haliyle Stockholm'deki Mathias Dahlgren'in restoranına İstanbul'dan rezervasyonu yaptırınca heyecanlanmaya başladım.

Bu restoran Michelin yıldızına yeni bir boyut getirmiş. Restoran iki ayrı kısımdan oluşuyor. İlk kısım Michelin yıldızlı restoran diyince aklımıza gelecek şekilde ağır ve şık. İki farklı deneme menüsü var. Bu kısmın iki yıldızı var ve eminim her şey harikadır ama restoranın diğer kısmını duyunca elbette daha çok heyecanlandım. Bu restoranda bir de Food Bar var, bu kısım bir tane Michelin yıldızına sahip. Alakart menüden istediklerinizi sipariş ediyorsunuz. Mevsimsel olarak değişen bir menü var. Ortam şık ama rahat. Converse ile bile gidebilirsiniz! Yediğimiz her şey çok farklı ve lezzetliydi. Erişilebilir fiyatlarla (elbette herhangi bir cafe fiyatı değil) Michelin yıldızlı bir yemek yeme şansı dünyanın başka yerinde var mı bilmiyorum.

Garsonlar çok sıcak ve yardımcıydı; yaşlarına bakarak söylüyorum, sanırım hepsi bu konuda eğitim gören öğrencilerdi. Mekana mutlaka rezervasyon yaptırın. Yine de buraya uğrama planı son anda geliştiyse şunu da aklınızda bulundurun; rezervasyonsuz müşteriler için barın etrafındaki taburelerde birkaç boş yer ayrılıyor. Elbette taburelerin hepsi çok popüler!

Menü önünüzdeki ahşap amerikan servisin içinde geliyor. Bir de ağzı zımbalı kese kağıdında ekmek (farklı farklı kendi üretimleri ekmekler), üzerinde de tarih yazıyor. Yanında da kendi yapımları tereyeğı. Buranın bir diğer güzelliği de şahane biralardan deneyebilmek. Yemeğin yanında biranızı söyleyebilirsiniz, etrafta birçok insan var, belli ki işten çıkıp buraya gelmişler. Güzel yemekleri eşliğinde bira içiyorlar ve burası bunu kaldırıyor, Michelin yıldızına nanik yapıyor.



Mekan çok sade ve modern. Klasik bir İsveçli diyebiliriz.


Ve bakalım menüden neler seçmişiz?

Open sandwich of lamb from Havang farm. Sundukları yemeklerin tüm malzemeleri birer birer en iyi kaynağından seçiyorlar. Bu yüzden menüde birçok adını duymadığınızı İsveç kasabasıyla karşılaşmaya hazırlıklı olun. İsveç'in Havang şehrinde yetişmiş kuzunun etiyle hazırlanmış bu açık sandviç bana parmaklarımı yedirtti.



Matjes herring and last years apple. İsveç'te her yerde ringa balığı var bu yüzden herring (sill) kelimesini öğrenin! Horseradish (yaban turbu deniyor mu?), badem ve nasıl yapılıp da o hale getirilmiş anlayamadığım şahane elmalardan oluşuyor.

Fried young duck and sweet salty parnsnip. Hello parsnip (yaban turbu), seninle çok iyi anlaştık, nerede buluşabiliriz?


Beetroots & Jerusalem artichoke. Buradan kalk git İsveç'e, orada yer elması ye, olacak iş mi? İşin şakası bu pancar ve yer elması karışımı inanılmaz lezzetliydi ve sanırım gözüm kapalı yesem yer elması ya da pancar aklıma hiç gelmezdi bile.


Bahsettiğim biralardan en şirin tipli olanı buydu. Şapkan çok komik!

Ve tatlı:

Baked wild chocolate from Bolivia.Her baktığımda içim acıyacak biliyorum!


Gecenin sonunda ikram ettikleri minik kek ve çikolatalar.


Hayatımda ikinci kez Michelin yıldızlı restoranda yemiş olmayı çok büyük şans sayıyorum. Yakın zamanda İstanbul'da da bir tane yıldızlı restoran olsa da buraya tatile gelenler de bizim gibi günlerce öncesinden rezervasyon yapsa!

Hiç yorum yok: