17 Kasım 2013

New York - Görülecek Yerler Episode 3

Belli bir şeyi görmeye gitmeseniz de sırf semti gezmek için ziyaret edilecek yerler var New York'ta. Bu episode'da semtleri geziyoruz :)

1. Greenwich Village:

Greenwich çok havalı. Sokaklarda gezinmek harika. Çok şık cafeler, butikler dolu. Carrie Bradshaw elbette burada oturuyordu! Bohem görüntüsü altında Manhattan'ın en yüksek kiraları burada. Havalı cafelerden, resotanlardan birine oturup öğle saatlerinde boş boş takılmanın keyfini çıkartın. Ben zaten tatiller başladığı saniye normal hayatımda ne yaptığımı unutuyorum, hemen ortama uyum sağlıyorum. Buraya daha gelmeden aşık olduğum için kendimi hemen ortamın bir parçası olarak hissetmeye başladım. Galiba her yerden fazla burada hissettim bunu.



2. SoHo 

Eskinin bohem sanatçı semti, şimdinin alışveriş cenneti. Mağaza popülasyonuna rağmen sevimsiz değil. Semtin ruhunu hissedebiliyorsunuz. Büyük caddelerde ünlü mağazalar yanyana sıralanmış ama ara sokaklar çok daha güzel.


3. Tribeca
En pahalı semtlerden biri de Tribeca. (Triangle Below Canal Street). Semtin en bilinen sakini Tribeca Film Festivali'nin de kurucularından olan Robert De Niro. Leonardo Di Caprio'dan Justin Timberlake'e birçok ünlü burada yaşıyor. Eski endüstriyel binalar loftlara çevrilmiş. Sokaklarda tembel tembel dolaşmak için ideal.

4. Little Italy

Bir zamanların Little Italy'sinden artık geriye fazla bir şey kalmamış, öyle diyorlar. Zaten çok çok küçük bir bölge burası. Görecekleriniz birkaç restoran ve tarihi dokusunu korumaya devam eden birkaç dükkan. Asıl şoku yaşayacağınız China Town ile dip dibeler. O yüzden oraya giderken yolunuzu buradan geçirip semti görebilirsiniz.


4. China Town

New York'a gittik ama Çin'e de şöyle bir uğramış gibi olduk. Burası gerçekten çılgın bir yer. Bir sokak gerisinde hiçbir şey yokken birden kendinizi Çin'de buluveriyorsunuz. Çince tabelalar, etrafta inanılmaz çoğunlukta Asyalı.. Her şeyden öte beni şok eden çocuğunun ne olduğunu anlayamadığım (galiba bilmek de istemediğim) garip garip yiyecekler satan mağazalardı. Aşırı meraklı halim yemekte tavan yapıyor. Hiç bir şeyi denemekten korkmam ama burada gerçekten sınırlarım zorlandı. Bir kovanın içinde kocaman kurbağaların balık istifi halde canlı canlı durduğunu ve bir adamın elini temizlemek için o kovaya soktuğuna şahit oldum. Ağzımı toplayabilmem 1 dakikayı buldu.

İşte kurbağalar, off.


Tavuk ayağının popüler olduğunu biliyordum ama böyle topluca görmek fena.
 Siyah tavuğumsu.

Hangi varlığın kolu/ayağı olduğunu bilmiyorum. Dinozor mu? Etiketi okuyamadığım için mutluyum!


5. Financial District
Filmlerden aşina olduğumuz, Amerika'nın finans merkezi burası. Meşhur Wall Street ve New York Stock Exchange burada. Dar sokakları çok yüksek gökdelenler çevreliyor. Manhattan'ın neredeyse tamamı yüksek binalarla kaplı ama bana klostrofobik gelen tek yer burası oldu. Belki de finans çalışanlarının ciddi havasındandır. Buraya gelmişken Trinity Church'e de bir uğramak gerek. Son olarak bu bölgede yer alan devasa mağaza Century 21'dan bahsetmemek olmaz. En çok Türk'ü orada gördüm. Alışveriş konusunda sahneyi kimselere bırakmıyoruz! Century 21'da ünlü markaları çok uygun fiyatlara bulabilirsiniz. Yalnız o kadar devasa ki ben pek de keyifle gezebildiğimi söyleyemem. Gidecekseniz bir gün sabah erkenden gidin (Saat 7-7:30 gibi inanılmaz erken bir saatte açılıyor) kalabalığa kalmadan işinizi halledip dönün.




    Semtler elbette bu kadar değil ama benim bahsetmek istediklerim bunlardı.

    Yazıları düzene koydum. İki günde bir yeni yazı yayınlanacak. Next episode: Müzeler ve Parklar


    Hiç yorum yok: