14 Ocak 2007

jai guru deva om*


Ve 2 gece tabii ki İstanbul'a yetmedi. İstanbul'a mülakat için geldiğini şiddetle reddeden bir bünye ve İstanbul'da yapılacak yüz milyon tane aktivite ile aynı anda baş etmem hiç de kolay olmadı. Sayıca az olsa da hep hatırlayacağım şeyler yaptım bu sefer.. Araya bir de tüm gün süren bir mülakat sıkıştırdım tabii. Mülakatın öğle arasında Kanyon'a gittim.. Aklım neden hep bir karış havada benim?

Ankara nur topu gibi bir hava alanına kavuşmuş. Gayet modern, pırıl pırıl. Kim yapmışsa güzel yapmış fakat otoparkını kim yaptıysa üç kuruşluk aklıyla evde oturup televizyon seyretsin. Başka da bir şeye elini sürmesine izin verilmesin. İstanbul-Ankara 45 dakika. Otoparktan çıkabilmek ise 1 saat sürüyor.
İlk gün zaten anca akşama doğru varabildiğimiz için sadece akşam yemeği yiyebilme şansımız oldu. Ertesi gün mülakat var sabahın köründe. Evet evet evet bunu devamlı söyle kendine. İskele Balık'a gittik. İstanbul'un en iyilerinden olduğunu öğrendim. Rakı içmemek ayıp değil mi şimdi orada peki? Mülakatın var, az içersin bişey olmaz.. Di mi? :) Karşı tarafın ve köprünün muhteşem görünen ışıklarını seyrederken bir de baktık ki her yer kapkaranlık.. Aaa elektrik kesildi ama köprüde nasıl kesilmiş olabilir gibi sorulara muhteşem, zeka küpü varsayımlarda bulunurken, o anda gelen Selin bizi aydınlattı. Sistenmiş.. 10 saniyede nasıl oldu bu iş diye düşünmeyi reddediyorum. Hatta hiçbirşey düşünmek istemiyorum ben İstanbul'da.. Sadece bakmak istiyorum..
Ertesi gün uzun saatler süren mülakattan sonra, ilk iş olarak beni hiç ben gibi göstermeyen takım elbiseyi üzerimden çıkardım ve bizi Ankara'da bırakıp İstanbul'a yerleşen zalim arkadaşım Başak'la gezmeye başladık..
Siz İstanbullular ayak üstü kalamar yiyebileceğiniz bir yerde yaşamanın hakkını verin lütfen... Ankara'da yok.
Nevizade'de oturduk akşam üstü. Biramızı içtik, kalamarla patates kızartmalarımızı yedik. Açık havada oturduk. İstanbul'da hava bile güzel. Bu ne biçim bir adaletsizlik anlamadım.. İsyan ediyorum.
Cumhuriyet Meyhanesi en sevdiğim yerlerden biridir İstanbul'da. Önceden de sıcacık anılarım var orda.. Oranın curcunası çok hoşuma gider. Alakasız bir sürü insanın aynı yere gitmesini çok seviyorum ben. Belli bir kesime değil de herkese hitap eden ve yine de kaliteli olan yerleri. İstanbul'da ne çok Ankara'da hiç yok gibi..
Mülakat stresi iyice üzerimden sıyrılıp gitmiş.. Çok vardı ya zaten.. Mezeler ve Tekirdağ mı yaş üzüm mü? Tekirdağ olsun peki.. Her akşam böyle olsa akşam yemeği ben hiç sıkılmam herhalde.. Gidişat ise tehlikeli görünüyor sanki :) Çok keyifli gerçekten de.. Yanında sevdiğin insanlar olsun, konu oradan oraya zıplasın, saatler farketmeden akıp gitsin, bir yandan çok lezzetli mezeler ve yanında rakı.. Hayır alkolik filan değilim ben, sadece çok keyif alıyorum :)
Uzun zamandır yediğim en güzel favayı yedim. Şakşuka ise başarılı değildi pek. Ahtapotu İskele Balık'takinden bile daha çok beğendim. Patlıcan salatası, yoğurtlu semizotu, közlenmiş biber ve salata hepsi gayet güzeldi. Yemek yiyecek halimiz kalmadı bunları yedikten sonra. Son 3 günde tükettiğim deniz ürünü miktarına bakarak söylüyorum ki, yüzgeçlerimin ya da ahtapot gibi kollarımın çıkması an meselesi.. She who eats isimli biri olmasaydı ben bu isme talip olurdum ve şüphesiz ki hakkını verirdim..
4 saatlik yemeğimizin sonunda uyku en cazip seçenek oldu.. Yaşlanmışız artık :) Ertesi gün de döndük sevgili başkentimize.. Hafta sonu tekrar İstanbul'a gidiyorum. 4 gün orada olacağım. Bu sefer sadece gezmek amaçlı, mülakat filan yok.. Bir de şunu farkettim: Orada yaşamıyor olsam da İstanbul'un var olduğunu bilmek beni mutlu ediyor..

17 yorum:

Melmoth dedi ki...

istanbul uzerine bir seyler yazayim dedim de ne kadar zor ismis meger. en iyisi ben sana bir dahaki gelisin icin imroz'un ahtapot salatasini, boncuk'un favasiyla deniz borulcesini ve pek de bilinmeyen bir yer olan, vaktiyle okul cikislari mekan belledigimiz, besiktas'taki babalik'in hamsisini ( izgarada )tavsiye edeyim :)

jelatin dedi ki...

Peki mülakat nasıl geçti?

PS: Gecenin 00.33'ü ve ben çok açım. Elbette ki o meze fotoğraflarına bakmadım! Bloga yemek fotoğrafı koymanın da bir adabı var kardeşim. Yazık bize.

Adsız dedi ki...

Ayşemon;

pazartesi sabahı her zamanki gibi saat 8 de işyerime geldim...çayımı koydum ve bilgisayarın başına oturdum..önce internetten biraz gazete okudum ve sonra iyice bagımlılık yapan sitene girdim..ve yine agzım açık okudum yazını..sen anlatınca sevmediğim şeyleri bile yiyesim geliyo(örn:balık)..bence sen çalışmaya başlama(sakın başlama)..sen bole yazmaya devam et..cunku senın sayende pazartesi sendromunu biraz daha hafif geçiyorum..ve ayrıca yüzüm gülüyo sabah sabah..
p.s: kıskanmadım diil bu istanbul seyahatini(herzamanki gibi)...beni de götür..:)

Adsız dedi ki...

Çok özür dilerim bol şans dilemekle biraz geç kaldım, umarım mülakatın süper olur! Bu yemekleri gördüm mü sen aşçı olsaydın çok daha süper olurdu, nekadar güzel yemekler bize gösteriyorsun, alla insan aç karnıyla senin bloğunu sakın okumasın :-) Kanyon çok süper tasarlanmış, inşallah bende oraları gezerim su an sadece web sitemde kanyonu görüyorum :-( Arkadaşım Serkan Avrupa da kaldırım mühendislini bu dönem bitiriyor Türkiye dönüp yol ve otoparkları bizim millete laik bir şekilde tasarlamaya düşünüyor (tabi ki imkân verirlerse :-) ) Doğru hatırlıyorsam Bloğunda mühendis oldu nu okudum (yani öyle aklımda kalmış), çok özel değilse, ne mühendisi? (mesela ben Makine ve Bilgisayar Mühendisiyim), lg PS:”jai guru deva om” acıklaması süper ama neden böyle bir başlık? :-)

daphnevega dedi ki...

melmoth,
Tavsiyelere çok teşekkürler. Hamsi delisi biri ile birlikte geliyorum İstanbul'a, herhalde çok sevinir hamsi tavsiyesine. Haftasonuna doğru sizden tavsiyeler isteyecektim, bunları not ediyorum sen yine de başka tavsiyeler de düşün tamam mı? :)

jelatin,
Mülakat fena değildi ama bu sefer biraz üzerime geldiler sanki. Aslında çok da fazla istediğim bir iş değil, o yüzden çok önemsemedim ama ne olursa olsun inanılmaz tecrübe oluyor bu mülakatlar.. Aynen ben de dün gece baktım fotoğraflara ve acayip acıktım.. Akşamcı olucam yakında ben ondan korkuyorum.

selçuk,
Ya sen 8de mi gidiyorsun ben bilmiyordum. Çok erkenmiş :( Anlaşalım o zaman, ben yazmaya devam ediyim sen de bana maaş ver, olur mu?? :)Seviniyorum böyle okumana burayı, malum görüşemiyoruz hiç. Ama sen İstanbul gezisini kıskanıcağına cumartesi akşam Laterna'ya gelmediğine pişman ol, inanılmaz eğlendik.. Artık bi teşrif etseniz diyorum :)

gürkan,
Teşekkürler. Kaldırım mühendisi diye birşey gerçekten de var mı ya yurt dışında? Senelerdir boşu boşuna dalga geçiyomuşuz biz burda. Evet ben de mühendisim ama detay vermiyim çünkü farkettim ki internette hakkımda çok fazla bilgi bulmak mümkün oluyor, özel hayatı da korumak lazım hani çok ünlüyüm ya :)Aynı anda hem bilgisayar hem de elektronik mühendisi olabilmeni gerçekten alkişlıyorum. jai guru deva om, koyduğum şarkının içinden şarkı sözü..

Adsız dedi ki...

Kaldırım mühendisi hiç olmaz mi … Tabiki var :-) Link1, Link2, Link3, Link4,
Çok doğru, bizim için sen baya ünlü oldun, her gün bi miktar aysesworld çok iyi geliyor (3–4 gün bisey yazmadın mı bir boşluk hissediyorum, bağımlılık çok kötü bisey :-). Sen yazar falan olsan tüm yazdıklarını alırım ve seve seve okurum, zaten Türkçemi ilerletmek için her aksam Sayın Emre Kongar in kitaplarını okuyorum (walla ne yalan söyliyim yazar olmaya karar verirsen seni desteklerim, bu sadece sözde kalmaz!) Ayşecim sen büyük bir sirketde çalışsan bile lütfen blog yazmayı ihmal etme, olur mu? Sony Ericsson dan cep telefonuyla mobile blog diye bisey var, tam senlik!!. Thx :-) elektrik mühendisin yerine makina motor ekle tam olsun :-)(tüm hatalı cümlelerimi için çok özür dilerim!), LG

Adsız dedi ki...

Ayşecim benimde bu seneki 2. İstanbul seyahatim seninkisi gibi iş sebebiyle olacak. Jet hızıyla gidip bir o kadar hızlı bir şekilde döneceğim. Bırak senin gibi gezmeyi umarım birazcıkta olsa dinlenmeye vaktim olur. Afiyet bal şeker olsun yediklerin. Kısa da olsa yine de tadını çıkarmışsın ist'un.

JTB (JourneyToBlue) dedi ki...

oh, afiyet şeker olsun güzelim..
nevizade'de boncuk süperdir bak.. bir de orayı dene..

Adsız dedi ki...

Bizim ülkede havalimanı inşaatını yapan arkadaşlar rubik küpünden esinlenmişler sanırım. Istanbul'a her gelişimde otoparktan havalimanına geçişte yolu şaşıran çıktıktan sonra da havalimanı içersindeki trafikte baygınlık geçiren biri olarak Ankara'daki durumu gayet iyi gözümün önünde canlandırabiliyorum. İşinize karışmak istemem ama Kanyon'a yakın ve 85 adımlı iş görüşmesi yapabilen büyük bir firma olarak E harfi ile başlayıp ı harfi ile biten bir firma var. Eğer tahmin ettiğim yerse Allah sabır versin. Ama bana faydaları oldu. Sayelerinde İstanbul'dan taşınıp yazlık bir bölgede kendi işimi kurdum. Pastane hayalleri olanlara duyurulur yani. Ve uzun zamandır uzak kaldığım İstanbul'da en iyi balık lokantasının Tarabya'daki Kıyı olduğunu söyleyebilirim. Bir de Ahırkapı'da Giritli'nin mezelerini ve Fener'deki CibaliKapı balıkçısını tavsiye ederim. Balat'ta hala Agora Meyhanesi duruyorsa orada bir bardak rakı içmeye değer. Bir de İstanbul'u hissetmek için vapura binmeyi unutmayın. Adalar...Burgaz ada da balığın iyi adresleri var. Aslında bir dolu adres var ama zamanınız kısıtlı, ara ara gelip gitmek en iyisi belki de. Eğer birgün plaza insanı olmaya karar verirseniz bol şanslar.

Adsız dedi ki...

Tip x te:
Se ti piace mozzarella cosí tanto, devi assolutamente provare "mozzarella di bufala", questa é quella piú famosa e buona..

Adsız dedi ki...

Eee Sonuç? Geliyor musun İstanbul'a?

Rakı ve mezeler de harika görünüyor hani...

daphnevega dedi ki...

Nuray,
Jet hızıyla gidip gelmek insanın sinirini bozuyor, İstanbul'a kısa seyahatler asla yetmiyor.. Umarım sen de iş dışında az da olsa gezersinn:)

Dilayra,
Notlara eklendi :) Teşekkürler. :)

Anonymous,
Rubik küpü benzetmesine çok güldüm. Ne kadar doğru!! Benim görüşmeye gittiğim yerin adı E ile başlamıyor ama o civarda bir çok büyük şirket gördüm, E ile başlayanı da bulamadım merak ettim:) Hikayeni çok sevdim, umarım ben de gerçekleştirebilirim hayalimi. Tavsiyeleri de not ettim, teşekkürler :)

b5,
:)Ho gia ha provato mozzerella di bufala. A Napoli si prepara perfettamente!! Mi ricordo un pizzeria, si chiama "Fratelli la Bufala", questa pizzeria e il miglore pizzerria che sono andata in İtalia. :)

aslı,
Olsa da kabul etmeyi düşünmediğim bir işti bu, henüz haber de çıkmadı zaten. Şimdilik burdayım gibi görünüyor ama her şey İstanbul'da bu da benim sinirimi bozuyor :(

Adsız dedi ki...

yarasin diyorum sadece:D

bething* dedi ki...

havaalani fotografini cok begendim :)

Adsız dedi ki...

askim istos:)icindeyken biktigin, disindayken bi gunde ozledigin deli manyak sehir...iyi ki gelmissin..yine gel..

daphnevega dedi ki...

tuğçe,
sağolll ama çok da yaramasın :)

bething,
ben de:)Görürsen kendisini de çok beğenirsin. Ankara'nın kaç yıllık, dökülen hava alanından sonra beni mutlu etti orası:)

hmf,
Geldim bilee :)

Adsız dedi ki...

MOZZARELLA RİSTORANTE kanyondaki en müthiş mekan.süper lezzetler...çok memnun kaldık.buradan mozzarella personeline çok çok teşekkürler...